Arkadaşlar merhaba. Koca Kral kitabımı duvarlarında paylaşan bütün arkadaşlarıma gönülden teşekkür ediyorum. Sağolun. Yeni yıl hepimize uğur, mutluluk ve sağlık getirir inşallah. Yeni Yıl çekilişi çok sevdiğim dünyalar tatlısı bir arkadaşımın:
Canım kelebeğim hayat boyu şansın hep bol olsun. Her zaman destek oldun. Çok çok teşekkür ederim.
Ve yeni bölüm arkadaşlar. Keyifi okumalar diliyorum.
💖💖💖
Gitmek biraz ölmektir; ölmekse tamamen gitmektir. (Eski bir Özdeyis.)
💖💖💖
"Aşkımın dozajını ayarlayabilmek gibi bir kabiliyetim olsaydı keşke..."
Yoktu ama. Sabahın ilk saatlerinde otel odasından puslu Rio sahilini seyrederken Mısra'ya olan sevgisinin kalbinden taştığını düşünüyordu Cesur. Gri bulutların soldurduğu kumsalın cüce kayalıklarına deniz çarpıp köpürdükçe o da suya karışabilmeyi, tek bir dalgada Mısra'nın kıyısına varabilmeyi istedi.
Son günlerde gittikçe abartı bir hal alan baş ağrısını bu kez iki ağrı kesici hapa rağmen uyuşturamamıştı. Beyni ortadan ikiye çatladığından getirdiklerinin çoğunu toplayamadı bile otelin dolaplarında bıraktı.
Mısra'nın tutamadığı tek bir hıçkırığı için yılın en önemli toplantısını terk ediyordu Cesur Baybars. Önemli bağlantıların çoğunu zaten halletmişse de milyon dolarlık yeni fırsatları gözü görmemişti; İstanbul'a dönüyordu.
Hayatının kaynağıydı Mısra. Bugün anlamıştı ki nereye giderse gitsin bütün yolların sonu o güzele çıkıyordu. Hasreti tepesine kadar çıkmıştı artık. Bütün gece Kızıl'ı düşleyip durmuştu. Burnunu boynuna sürttüğünde her seferinde tek ayağını kaldırdığını yeni keşfetmişti. Alt dudağını öptüğünde hemen elini tutardı sımsıkı. Yemek en büyük sorundu; önüne tabak konunca somurtuyordu hep. Her hareketini beynine kazıyordu, Mısra'yı yudum yudum ruhunda biriktiriyordu Cesur. İlk görüşte aşk, her nefeste aşk...
Öğlen saatleri gelmek bilmemişti bir türlü, sonunda uçağına bindiğinde derin bir nefes aldı. Dönüyordu artık.Kıtalararası hiç durmadan uçabilen özel jet havalanır havalanmaz Kubilay önündeki dosyalara gömüldü, aralıksız çalışmaya başlamıştı. Uzunca bir süre sonra başını okuduklarından kaldırmadan "Abi, en az beş yıl nefes almadan çalışacağız, Allah'ım bizi utandırmasın" diye mırıldandı. Çevirdiği her sayfadan sonra kendi kendine söyleniyordu.
"Ulan üniversite yıllarından bile fena sabahlayacağız yeminle."
Sonra birden kendi kendine konuştuğunu ve yanıt alamadığını fark etti. Yeni takmaya başladığı numaraları gözlüğünün üzerinden Cesur'u süzdü; bir elini sol göğsünün üstüne koymuş camdan dışarı dalıp gitmişti dostu.
"Abi kapasitemizin üstünde mi iş aldık acaba? Bu nedenle mi bu kadar düşüncelisin? İçinde bir sıkıntı mı var yoksa?"
Cesur Duymadı... Boston'da M.I.T de okurken aynı evi paylaştıkları yıllarda da aklı bir şeye takıldı mı kolay duymazdı. Eli sol göğsünün üzerinde kısık gözlerle camdan dışarıya bakıyordu. Kubilay "Kim bilir hangi anlaşmayı kafanda yeniden yazıyorsun abi?" diyerek kendi kendine mırıldandı.
Pamuk tarlasından farksız bulutların üstündeydiler. Kubi tamamen yanılmıştı; ne yeni ne de eski hiç bir anlaşma Cesur'un aklının ucundan dahi geçmiyordu o sırada. Tamamen Mısra ve ona kavuştuğunda yapacaklarına odaklanmıştı siyah düşkünü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Koca Kral & Aşk
RomanceAşk Affeder mi? Sizce ?.. İlk Aşk Serisi 1. Kitap Aşk zamansız gelir ve zamansız gider... Çekiciliği de belki ne yaşanacağının belirsizliğinde saklıdır... Mısra kalbinin kralı ilan ettiği Cesur'un kollarında yaşlanacağına inanıyordu‼️ Oysa Nedennn...