Aşk hassas bir çiçektir; ancak bir uçurumun kenarından almak cesaret ister (Stendhal)
💖💖💖
Zaman, son kullanım tarihinin dolduğunu ilan ediyordu galiba... Yer kabuğu sonsuza kadar beklemekten sıkılmış yüz yıllardır âşık olduğu gökyüzüne kavuşmak için sonunda yukarıya doğru hamle yapmıştı; havalanıyordu. Ve ardından da akılları, kulakları felç eden o patlama geldi.
Sarsıcıydı... Kusursuz gökdelenin cam girişi milyonlarca parçaya ayrılmış binanın içine doğru yağıyordu. Dışarıda ise can pazarı vardı. Kan gölüydü ortalık.Cesur savrulan camlardan büyükçe bir parçanın Demir'in boynuna saplanacağını son anda görmüştü. Can havliyle kardeşini olanca kuvvetiyle binanın arka tarafına doğru ittirdi.
"Demir arkaya koş. Başını eğ. Onu koruyun."
"Abi sen nereye?.."
"Konuşmadan koş be oğlum."En az Cesur Baybars kadar iri yarı güvenlik amiri de şaşkındı. Yine de o dehşet anında patronunu korumak için uğraşıyordu.
"Cesur Bey sütunların arkasına geçin."
"Mehmet, Demir'in yanından ayrılma."
"Cesur Bey hayır! Çıkmayın! Binada kalın lütfen..."
"Mehmet bir daha bana ne yapacağımı söylersen!.."Sessizliğin sesi... Dünya afyon yutmuşçasına uyuşuvermişti birden. Baybars henüz patlamanın kahpe sessizliği başlamadan, boşlukta sallanan çerçeveyi eliyle kenara çekerek, yıldırım hızında dışarı çıktı. Hırsla betonu tekmeledi.
"Lanet olsun."
Kan ve yanık kokusu çok çabuk yayılmıştı havaya. Konserve gibi ezilmiş arabaların arasında yaralı adamları vardı. Baktığı her yüzde, dehşetin izleri öyle belirgindi ki... Ne yana dönse sarsılmış korku yüklü bakışlara kenetleniyordu. Denetleyemediği bir kuvvetle yumruklarını sıktı. Başı deli gibi zonklamaya başladı.
Beş senedir onunla birlikte olan korumalarından birinin diz kapağında kemiği fırlamış, genç adamın bacağı kan içindeydi. Ensesinden beynine doğru fokurdayarak kaynar suların aktığını hissetti. Adeta öfkesinin damarlarındaki homurtusuydu duyduğu."Duygularımı kontrol etmem gerek!"
"Duygularımı kontrol etmem gerek!"
"Kontrolsüz duygu yok Baybars, kendine gel..."İradesiyle kavgası birkaç saniye kadar sürdü. Sürekli aynı şeyleri kendine tekrarlayıp duruyordu.
"Duygularımı kontrol etmem gerek!"
Hırsını susturduğunda soğuk maskesini tekrar yüzüne geçirdi ve korumasının yanına gidip, elini yaralı adamını omzuna koydu.
"Kemiğin kırılmış başka bir şey değil Mesut. Merak etme düzeleceksin."
"Evet efendim."
Genç adam acısını belli etmemeye uğraşıyordu ama başarılı olduğu pek söylenemezdi.
"Bunu yapanları bulacağız. Çöplüğüme izinsiz konan leş kargalarının pişman olduklarını, tüm dünya görecek."
"Siz pişman ederken yanınızda olmak isterim efendim."
"Ödeteceğiz Mesut. Bunu misliyle ödeteceğiz."
Ödetecekti elbet, ama önce bugünü atlatması gerekiyordu. Seri hareketlerle kravatını çıkartıp, kan kaybını önlemek için yaralı gencin baldırına bağladı. Soğukkanlılığını koruyordu. Etrafına bakındı. Güvenlik amirini görünce yanına gelmesi için işaret etti.
"Helikopter çok acil hazırlansın Mehmet. Mesut'u helikopterle götürün hemen. Diğer yaralılar dahil, herkes bizim hastanelere gidecek. Demir'i bul acilen ve bana yolla."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Koca Kral & Aşk
RomanceAşk Affeder mi? Sizce ?.. İlk Aşk Serisi 1. Kitap Aşk zamansız gelir ve zamansız gider... Çekiciliği de belki ne yaşanacağının belirsizliğinde saklıdır... Mısra kalbinin kralı ilan ettiği Cesur'un kollarında yaşlanacağına inanıyordu‼️ Oysa Nedennn...