Bölüm 5- AŞIK OL ADAMIM

509 110 21
                                    


                          Mazlumun bedduasından korkunuz. (Hz.Ebubekir)

                                                                                   💖💖💖

Sarp kayaların hemen gerisinde asi dalgaların sessiz dostuydu eski taş ev. Denize bakan tarafı tamamen camla kaplıydı.

Haziranın son günüydü; ağır spor yaptığı her halinden belli olan esmer genç adam ayakları tamamen çıplak verandanın girişinde Da Vinci heykeli azametinde dikiliyordu. Güneşten iyice bronzlaşmış teni ile beline doladığı beyaz peştamal zıtlık içindeydiler.

Taşa damlayan ıslak saçlarını eliyle geriye doğru ittirdi. Kıyıya kavuşan dalgaların sesini ilk kez dinliyordu sanki?.. Ruhunu derin maviliğe teslim etmiş, gözlerini kapamıştı. Zor bir gün olacaktı bugün. İş hayatının en önemli imzasını atacaktı belki de. Denizin hipnotik şarkısında dinlenirken, yanına yaklaşan yuvarlak hatlı narin kadını fark etmedi.

Kısa sarı saçlı ufak tefek güzel de yarı çıplaktı. Kalbinin derinliklerine bir türlü ulaşamadığı yakışıklı esmer sevgilisinin yavaşça kolunu tuttu.

"Gitme!" dedi kısık bir sesle. "Benden gitme ne olur."

Kadınların gözyaşlarından pek de hoşlanmayan Cesur Baybars'ın tüm kasları gerildi birden. Hızla kıza doğru döndü. Kollarının arasına aldı.

"En başında kabul etmiştin Selin. Gelecek derdimiz yok, bağlanmak yok, bunları bana evet demeden önce kabul etmiştin. Yapma!.."

Çekici bedeni hariç, genç bir kızı andırıyordu Selin.

"Ne zaman böylesine kalbime işledin bilmiyorum. Tek bildiğim çok üzüldüğüm. Neden ayrılmak zorundayız bir anlasam. Altı ay boyunca sen de mutluydun öyle değil mi?"

Sapsarı saçların çevrelediği oval yüzünde zümrüt gözleri olmayacak bir umutla mücevher gibi parladı. Fazlaca acı çekiyordu ve kederi öylesine belliydi ki! Cesur, kızın âşık olduğunu anlamamıştı ve bu nedenle de kendisine kızgındı. "Fark etseydim aylar önce ilişkimi bitirirdim" diye içinden söylendi.

Usulca kendine doğru çekti. "Yapamam. Değişemem. Keşke değişebilmeyi isteseydim ancak istemiyorum. Sen çok iyisin Selin. Altın gibi bir kalbin var. Üzülmemeyi hak ediyorsun ve ben sana hak ettiğini maalesef veremem."

İri bir damla yaş yeşil gözlerde tutunamadı ve Cesur'un avucuna yuvarlandı. Adeti olmasa dahi içi acıdı kara adamın. Bu hale gelmesinde az da olsa suçu vardı. Kayıtsız kalmak istemedi. Minik bir teselliden bir şey olmaz diye geçirdi içinden. Öpüleceğini anlayan Selin gözlerini kapadı. Dudakları birleşti. Onun yanında hep rahat etmişti Cesur. Konuşması, yemesi, sevişmesi, gülmesi hep sakindi Selin'in. Onu hiç üzmemişti ta ki son sözlerine kadar...

"Bir kadına bağlanmama izin verecek olsaydım, bu sen olabilirdin" diye fısıldadı samimiyetle. "Ama ben buyum. Gitmeliyim."

Selin, bugünden sonraki sabahlarının bir daha Cesur ile başlamayacağının çaresizliğinde kalbinin sahibi yakışıklıya; aşkla baktı.

"Son kez..." diye, ağzının içinde geveledi.

"Anlamadım..."

"Anlamayacak bir şey yok. Son kez... "

Cesur şaşkınlıkla kızın yüzünü inceledi. Ciddiydi.

"Son kez... Uyarıyorum ama... Bu bir umut hamlesidir... Bak gör arkanı dönüp gidemeyeceksin!.."

Koca Kral & AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin