I / Donmuş Mürekkepler

337 23 391
                                    

1. Donmuş Mürekkepler

Madness , Ruelle

Şöminenin karşısında okuduğum kitabın satırlarını izlerken, Anneannemin çizmiş olduğu cümleyi düşünüyordum.

" Yaşam yolumuzun ortasında karanlık bir ormanda buldum kendimi, çünkü doğru yol gitmişti."

Her insan kaybolurdu. Peşinde olduğumuz şeyler , dünya için çok küçüktü. Yutulmamamız kaçınılmaz olurdu.

Parmaklarımı elimdeki kitabın dokusunda gezdirmeye başlarken , zihnimdeki hatıraların çoğu Anneanneme aitti. Ölümü o kadar ani olmuştu ki. Bunu hazmetmem zaman almıştı.

Biz birbirimizde dinlenmeyi seven iki kadındık.

Kütüphanede ne zaman vakit geçirsem , Oda da ikimizin sesleri duyuluyor , bedenlerimiz canlanıyordu. Onunla , okuduğumuz kitaplar üzerinden sohbet ederken bulduğum huzurun bir tarifi yoktu. O huzurda geçmişte sıkışıp kalmıştı.

Benim için etkisi güçlü ve kıymetli biriydi. Farklı aurasıyla ona istemeden saygı duyuyordum. Bilgi birikimi o kadar fazlaydı ki bazen inanamaz , hayran olurdum.

Sarsılmaz duruyordu.

Fakat ölüm her insanı sarsardı. Bunu atlamıştım ve iki sene önce , Annem ve İkizim Martin ile yalnız kalmıştık.

Martin 'le çoğu zaman anlaşamasakta annem hep toparlayıcı taraf olmuştu. İkiz olduğumuzu ve iyi geçinmemiz gerektiğini söylemekte ısrarcıydı. Her defasında Gözlerimi devirmek istesemde , söylediklerinin haklı yanı olduğu su götürmez bir gerçekti.

Daldığım düşüncelerden beni çekip alan, şömineden yükselen ateşin sesiydi. Bu atmosferde kitap okumak kadar keyifli bir şey daha var mıydı bilmiyorum fakat son iki senedir bu tadı alamıyordum. Kütüphaneye her gelişimde , içimdeki o rahatsız his tarafından kuşatılıyordum.

Donmuş mürekkepler... Bilinmeyen harfleri ve cümleleri , hiçbir anlam içermiyordu.

Bilmediğim alfabesi gizem doluydu.

Kâbus gibiydiler.

Üç aydır bırakılmıyordu.

Günlerce beklemiştim. Biri bırakıyorsa görebilirim sanmıştım.
Görmek şu yana dursun, herhangi bir iz yoktu.

Sanki kendi kendine var oluyordu.

Hayal kırıklığı yaşamak canımı sıkıyordu. En sonunda pes edip zamana bırakmıştım. Belki de tamamen kurtulmuştum.

Uzun süredir bırakılmıyordu.

Saatlerce oturduğum koltukta sırtım ağrımaya başlamıştı. Saat beş olmak üzereydi. Annemin seslenmemesine şaşırmıştım. Kütüphaneye girince onu unuttuğumu söyleyip dururdu.

Elimdeki kitapla birlikte ayaklandım. Kocaman kitaplığıma doğru ilerlerken gördüğüm şeyle birlikte tam anlamıyla kanım çekilmişti.

Kalbim korkuyla atarken vücudumdan soğuk bir titreme geçti. Düşüncelerim evrene mesaj yollamış olamazdı değil mi ? İçimden bir küfür savurup gözlerimi sıkıca kapattım.

Gerçek olmamasını diledim.

Mürekkepler dalga geçer gibi karşımdaydı. Ben odadayken bırakılmıştı. Şöminenin karşısına geçmeden önce kontrol etmiştim . Hiçbir şey yoktu.
Tanrım delirecektim.

Ruhun SimyasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin