Bölüm 13: sakince yorulduk

6 2 1
                                    

(Mehir'in anlatımıyla)

Çığlık sesleri, oradan oraya koşuşturan insanlar, ambulans sireni

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Çığlık sesleri, oradan oraya koşuşturan insanlar, ambulans sireni... . Ortalık bir felaket alanı gibi. Aklımda bir sürü soru, kafam çok karışık. Kim neden böylesine güzel ve masum bir kızı öldürmeye kalkar? 

Kaldırımın soğukluğu karın ağrılarımı şiddetlendirmeye başladı, tüylerim diken diken, sürekli sebepsiz bir titreme geliyor. 

"Korkuyor musun?" yanıma oturan gölge ile anlık irkildim.

-"Sanane." 

"Mehir kızı ben öldürmedim, neyin tribi bu ya!"

-"Pardon!" bu kadar şeyin üstüne onunla tartışmak istemiyorum ama ip koptu.

-"Sen beni aldattın bunun farkındasın, değil mi! Bide bana neyin tribini attığımı mı sorguluyorsun?" kulaklarım yanmaya başlıyordu, sanki başımdan aşağı kaynar sular akıyordu. Şuan tartışmanın ne yeri ne zamanıydı ama ona kendimi ezdirmeyecektim. Afferin sana!

Sakince ayağa kalktım ve Ateşin yüzüne baktım. Onun canını yakmak istiyorum. Onun sana yaptığı gibi. Evet iç ses, aynen. Onun bana yaptığı gibi. 

Alaycı bir şekilde dudağımın kenarını kıvırıp, gözlerinin en derinine baktım. "Sana üzülüyorum Ateş."

-"Öyle mi? Niyeymiş?

"Hiçbir zaman mutlu olamicaksın, gerçek aşkı bulamayacaksın. Çünkü sen farklı çiçeklerden bal yapan bir arısın. Hiç sadık olamayacaksın. Sana cidden çok üzülüyorum."

Öylece kaldı orada. Dondu, haklıydım bunun farkındaydı. Belki biraz ağır konuşmuştum ama o bunu hak etmişti. 

Önümü dönüp karşı kaldırımda elleri ile saçlarını karıştıran başı önüne eğik olan Gecenin yanına gittim ve sessice yanına oturdum. Kıpırdamadı. Bakmadı. Kafasını kaldırmadan konuşmaya başladı.

"Polisler bizi sorgulayacaklar, annene haber versen iyi olur. Geç biter muhtemelen."

-"Tamam." cebimdeki telefonu çıkarıp annemi aradım. Olayı kısa bir şekilde anlattım. Tabiki çok korktu ve endişelendi. Gelmek istedi fakat bunun gereksiz olduğunu ve bi önemi olmayacağını söyledim. Ha bide karakoldan çıkınca onu arayacakmışım.

"İyi misin?"

-"Evet. Yani sanırım. Sen?"

"Senin için endişeleniyorum sadece." kafasını kaldırıp duman gözlerle bana baktı. Endişeliydi. Hayır hayır, bakma bukadar güzel! Şşşt sus iç ses yoksa dayanamayıp ona sarılacağım. Zaten parfüm kokusu beni yeterince mest ediyor.

-"Niye ki?"

"Okulumuzda bir cinayet işlendi. Bu normal mi?" tamam haklıydı. Şuan bana salakmışım gibi bakıyor. İnanamıyorum rezalet! Eh salaksın Mehir.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 27, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Karanlık çökünceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin