Bomba bir bölüm bıraktım baya da uzun. Hem kısa da olsa Alper'in ağzından da bir şeyler okursunuz.
İyi okumalar!!!
*
Alper;Aniden duyduğum sesle kalktım yataktan. Sesin nereden geldiğini çözmeye çalışırken bakışlarım komidinin üzerindeki telefona kaydı. Alarm sesi duymaya alışık olmayan beynim, durumu yadırgamıştı. Lânet alarmı kapattıktan sonra lavaboya gittim, kendime gelmek için elimi yüzümü yıkasam iyi olacaktı.
Alarm kurmaya alışık değildim. Ne için alarm kuracaktım ki? Ne okula gidiyordum ne de işe. Yetişmem gereken bir aile kahvaltısı bile yoktu. Yani kısacası sabahları uyanmam için hiçbir nedenim yoktu. Zaten geceleri de uyuyamazdım, sabaha karşı uykuya dalıp birkaç saat uyuyabilmek bile benim için bir hazine değerindeydi. Ne gecem vardı ne de gündüzüm.
Dişlerimi fırçaladıktan sonra üzerimi değiştirmek için gardrobun önüne geçtim. Kahvaltı yapmak istemiyordum, Songül ablanın göndereceği tepsiye dokunmayacaktım. Piknikte atıştırırdım bir şeyler.
Bu piknik olayını sırf Açelya'yı kırmamak için kabul etmiştim. Pikniğe gitmeyi sevmezdim, en son annem hala yanımdayken gitmiştim. Ondan sonra da babamla Şeniz cadısı elbette pikniklere gitmişlerdi ama ben hiçbirinde yanlarında değildim. Ucunda Açelya olmasaydı hiçbir güç beni pikniğe götüremezdi.
Açelya, hayatıma renk getirmişti. Bugüne kadar psikiyatristim ve Songül abla dışında kimse nasıl olduğumu sormamıştı. Ve nedenini bilmesem de iyi olup olmamamı doktorumdan daha çok önemsiyordu.
Art arda gelen bildirimlere siyah kazağımı üzerime geçirdikten sonra baktım. Açelya yazmıştı.
Açelya: günaydıııın
Açelya: hala uyanmadın mı yoksa
Açelya: nerdesin ya:(
Mesajlarını gülerek okudum. Açelya'nın en ufak hareketi, mesajı ya da mimiği beni güldürmeye yetiyordu. Başlarda tuhaf bulsam da artık yadırgamıyordum.
Alper: günaydın
Alper: hazırlanıyorum, sen de hazırlansan iyi olur
Alper: bir saate gelirim seni almaya
Açelya: neeee, bir saat mi? neyse hazırım zaten
Açelya: bir yanık kokusu almaya başladım gibi
Açelya: KURABİYELERİM
Açelya: of Alper ya niye beni lafa tutuyorsun?
|Açelya çevrimdışı
Alper: yine ben suçlu oldum iyi mi?
Telefonu koltuğa fırlatıp siyah kot ceketimi de giydikten sonra aynaya baktım. Göz altlarım her zamanki gibi kızarık, bakışlarım yorgundu.
"O kıza acıyorum."
Uzun zamandır duymadığım sesi duyunca bir adım geriledim. Bakışlarımı aynadan kaçırıp yere baktım. Yine mi başlıyorduk?
"Yüzüme baksana, neden bakmıyorsun?"
Gözlerimi kapattım, lütfen şimdi olmasın. Lütfen şimdi olmasın. Açelya'nın yanına olabildiğince sağlam bir kafayla gitmek istiyordum.
"Yüzüme bak dedim! Bana bak!"
İstemeden de olsa gözlerimi açıp aynaya baktım. Gözlerindeki nefret içimi acıtmıştı. Tekerlekli sandalyesine iğrenerek baktıktan sonra gözleri beni buldu. Açelya'ya bile anlatamadığım şey şu an karşımdaydı. Bahsettiğim sesin gaipten geldiği yoktu, yıllar önce o sandalyeye benim yüzümden mecbur kalan Semih'ti psikolojik tedavi görmeme sebep olan.
![](https://img.wattpad.com/cover/200669901-288-k86535.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ruhunu kaybeden çocuk || texting
Short Story050*: bugün annemin odasında intihar mektubunu buldum Alper: yani? 050*: ölme, 050*: lütfen