a ç e l y a

8.9K 461 67
                                    

selam çiçeklerim:)

okuduğum bir kitapta yazar soru cevap bölümünü kurgudan bağımsız bir özel bölümmüş gibi hazırlamıştı ve böyle yapmasını sahiden beğenmiştim. o yüzden ben de bu şekilde yapmak istiyorum, umarım sizinde hoşunuza gider.

satır arası yorum yoksa yeni bölüm de yoktur arkadaşlar, sınır falan yok bu bölümde.

*

Elimdeki eşyaları sağ elime aktararak diğer elimle zile bastım. Birkaç dakikalık bir bekleyişten sonra dağınık saçları  ve beş karış olmuş suratıyla Açelya karşımdaydı.

"Tamam, kabul ettim ama sabahın köründe gel demedim."

"Yalnız saat dörde geliyor." Bana inanamaz bakışlar attı. Geçmem için yol verdiğinde hızlı hareketlerle içeri girdim. Biraz ortalığı dağıtmıştı. Dağınıklığa göz atıp konuştu.

"Annem beni öldürecek. Hadi şu işi çabuk bitirelim, toparlamam gereken bir ev var." Onaylayıp tekli koltuğa oturdum, onun da karşı koltuğa geçip meraklı gözlerle beni beklediğini görünce tebessüm edip defteri açtım. Hem onun hem de okuyucuların merakını giderme vakti gelmişti.

"Bir şeyler içmek ister misin?" Başımı hayır anlamında iki yana salladım.

"Almayayım, yine de teşekkür ederim. Neyse, hazırsan başlıyorum. sinem_orhn16  Alper'le sadece arkadaş olmak için mi mesaj attın yoksa başka bir nedeni var mıydı, diye sormuş." Gözlerini kısarak birkaç saniye düşündü.

"Alper'e mesaj attım, evet. Çünkü annemin odasında bulduğum intihar mektubu bana ablamı hatırlattı. Ablamın bir mektubu yoktu, olsaydı eğer birileri o mektubu bulup ona engel olabilirdi. Alper'i hiç tanımıyordum ama ablam gibi onun da yitip gitmesini istemedim. Ablama engel olamamıştım ama ona olabilirdim, elime böyle bir fırsat geçmişti. Yani ona ilk yazdığımda arkadaş olmak gibi bir amacım yoktu."

Söylediklerini hızlıca not almaya çalışırken arada ona da bakıyor, tepkilerini gözlemliyordum. Bacaklarını karnına doğru çekmiş, ellerini çenesinin altına yerleştirmişti.

"Daha kaç soru var?"

"İlk soruyu cevaplandırdın sadece, yarım saattir seni tutuyormuşum gibi davranıyorsun." diyip güldüm, o da kendini tutamayarak kıkırdadı.

"Ne yapayım bazen aceleci yanımı ortaya çıkarabiliyorum." Başımla onaylayıp sıradaki soruya baktım.

" Slazduan Alper'in dediklerine alınmıyor musun, diye sormuş." Yeniden kısılan gözler... Farkında değildi ama ne zaman bir şey düşünse gözlerini kısıyordu. Bu sefer düşünmesi birkaç saniye sürmedi, düşündükçe yüzü asılmaya başladı.

"Sanırım bu soruyu ilk defa ben de şu an kendime sordum. Alper'e alınıyor muyum? Sanırım ilk başta sürekli terslemesine bir yandan sinir oluyor öte yandan onu haklı buluyordum. Bazen hala söyledikleri kırmıyor değil." Söylediklerini yazdıktan sonra sıradaki soruya göz attım.

" Siy_Mav Alper'in iyileşeceğine inanıyor musun, diye sormuş." Saçlarını sağa yatırıp parmaklarını üzerinde gezdirdi.

"Duruma gerçekçi yaklaşmak zorundayım. Ortada dönen birtakım şeyler var ve bunlar çözümlenmeden Alper'in iyileşeceğini düşünmüyorum." Umutlu bir şekilde gülümsedi. "Ve ben bunları çözüp Alper'in iyileşmesi için elimden geleni yapacağım."

" pandacorn001 Alper'in gözlerine ilk baktığında korkmuştun, bunu nasıl aştın, diye sormuş." Gözleri dalgındı. Bakışlarını halıdan alıp bana çevirdi.

"Evet, onunla ilk göz göze gelişimde hazırlıksız yakalanmıştım. Bakışlarındaki yabancılık hiç beklemediğim bir şeydi ve ne yapacağımı şaşırmama sebep olmuştu. Ama onu ardımda bırakıp eve gittiğim zaman beni dumura uğratan başka bir şeyle karşılaşmıştım; Arkadaşlığımız tam anlamıyla başlayamadan bitmişti." Çenesi titremeye başlamıştı.

"İstersen burada bitirebiliriz, devam etmek zorunda değilsin." dedim çabucak. Bu hali kötü hissettirmişti.

"Hayır, devam etmek istiyorum. Sanırım her şeyi içimde tutmaktan yoruldum." Yüzünde buruk bir tebessüm peydah oldu. "Yalnızlığa mahkum edilmiş birine böyle davranmam tamamen haksızlıktı, bencillik etmiştim. Konuyu tekrar tekrar düşününce onunla arkadaşlığımı kendi korkaklığım yüzünden bitirmek istemedim ve onu da bu konuda ikna ettim." Sonlara doğru gülümsemesi genişlemişti. Sıradaki soruyu görünce gözlerimi kıstım.

" ErvanurOsmanoglu  Alper'e karşı içinde hala bir korku var mı, diye sormuş."

"Hayır, yok. Hatta sanırım onun değişik tavırlarına alışmaya başladım." Gülümsedim.

" Nehirzdemir002 Alper'i bir zaman sonra bırakabilir misin, diye sormuş." Kollarını göğsünde birleştirip kaşlarını çattı. Birdenbire ciddi bir tavra bürünmüştü.

"Büyük konuşmak istemiyorum ama şu an asla onu bırakmak gibi bir düşüncem yok. İleride Alper'in bana benim ona karşı düşüncelerim neler olur bilemem ama bırakmayacakmışım geliyor, umarım o da beni bırakmaz." Başımla onaylayıp söylediklerini not aldıktan sonra son sorulara göz attım. Birbirlerine benziyordu. Elimi enseme attım.

" parlayangunes00 ve Siy_Mav Alper'den hoşlanıp hoşlanmadığını sormuşlar." Yüzü kızarmaya başladı ve yerinde rahatsızca kıpırdandı.

"Ne saçma bir soru bu, başka soru mu kalmadı?" Birkaç dakika boyunca tek kaşımı kaldırarak ona bakmaya devam ettim. "Cevabını alamadım, deftere not almam lazım da." Ellerini yelpazeymiş gibi yüzüne doğru ileri geri sallamaya başladı.

"İlk defa bir erkek arkadaşım hatta ilk defa bir arkadaşım oldu. Onunla aramdaki samimiyeti yanlış yorumlayıp bunu bozmak istemem." Ayaklanıp yerdeki minderi aldı. "Sorular bittiyse etrafı toplamaya başlayayım, annem her an gelebilir." Yazdıklarımı bitirir bitirmez ben de ayağa kalktım. Sohbetimiz beklediğimden de iyi geçmiş sayılırdı.

"Sorular bitti. Kabul edip soruları cevapladığın için teşekkür ederim. Güzel geçti." Gülümseyerek bana döndü. "Rica ederim. Son anları saymazsak fena değildi." diyerek şakaya vurdu. Kapıdan çıkarken sırıtıp el salladım, aynı şekilde karşılık verdi.

Röportaj beklediğim kadar zor olmamıştı.

*

siy_mav'ın bir sorusunu anlamadığım için yazamadım, kusura bakma kuzu.

bölümü nasıl buldunuz?

ruhunu kaybeden çocuk || textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin