3.5

3.8K 395 104
                                    

Medya; Açelya (Nasıl olmuş ben yaptım da*-*)

Bol yorum bırakıp beni mutlu edebilirsiniz. :(

36 ve 37. Bölüm hazır taslakta hehe

*

Alper'in kokusu sinmiş olan hırkayı koklarken uçlarını iyice çekiştirdim. Çok güzel kokuyordu, bu hırkayı ona geri vermemeliydim. Yıkama bahanesiyle götürür bir daha da vermezdim. Sinsi planıma sırıtıp etrafıma baktım.

Acaba ne konuşuyorlardı? Yüzleşmek için çok mu erkendi? Çok mu aceleci davranmıştım? Aklımda bir sürü soru vardı. Umarım yüzleşmeleri güzel geçerdi de Alper biraz olsun mutlu olurdu.

"Hey! Açelya! Çabuk buraya gel!" Pencereden sarkan Semih'in yüzündeki ifade pek de iyiye işaret değildi.

"Bir şey mi oldu?" derken endişe dört bir yanımı sarmıştı. Ne olmuş olabilirdi?

"Alper, bayıldı sanırım." Apartmana doğru koştururken kulaklarım uğulduyordu.

Aceleci davranmıştım.

*

"Böyle bir şeyi nasıl yaparsın, Açelya?!  Öğrenir öğrenmez her şeyi bana anlatmalıydın. Aklına eseni yaptığın zaman olanları görüyorsun değil mi?"

Annem hastane koridorunda esip gürlüyor, eliyle Alper'in odasını işaret ediyordu. Alper bayılınca Semih'le birlikte hastaneye getirmiştik. Ne Vural beyin ne de Şeniz hanımın numarası olmadığı için annemi aramıştım, onlara annem haber vermişti. Onlardan önce gelip her şeyi anlatmamı istedi ve işte sonucu... Kızını hastane koridorlarında azarlayan bir anne...

Haklıydı, bir şey diyemiyordum. Son zamanlarda kendi fikirlerimle hareket ediyordum, önemli meselelerde bile. Annemin Semih'i bilmesi gerekiyordu. Alper ona anlatmadan önce anlatmak doğru olur mu bilememiştim. O zaman anneme danışsaydım belki de bugün Alper fenalaşmazdı.

Annem telefonu çalınca yanımdan uzaklaştı, derin bir nefes aldım. Göz yaşlarımı silerken köşede bekleyen Semih'i fark ettim. Hâlâ gitmemiş olmasına şaşırmıştım. Bir şeyler sormak için yanına giderken Vural bey ve Şeniz hanım hızlı adımlarla yanıma gelince duraksadım.

"Kızım, Alper'in nesi var iyi mi?"

"Bilmiyorum Vural bey, doktor henüz bir şey söylemedi." Başıyla onaylayıp etrafına baktı. Bakışları Semih'i bulunca gözleri kısıldı.

"Şeniz, bu çocuk bana bir yerden tanıdık geliyor ama... Semih?" Gözleri kocaman oldu ve Şeniz hanımla birlikte Semih'in yanına ilerlediler. Ben de peşlerinden...

"Seni gördüğüme sevindim, Semih. Ayaklanmışsın." Vural beyin aksine Şeniz hanımın yüzü sirke satıyordu.

"Evet, Vural amca. Uzun zaman oldu iyileşeli."

"Alper seninle miydi?"

"Evet, Şeniz hanım benim yanımdaydı." Semih'in cevabı Şeniz hanımın hoşuna gitmemişti. Tam ağzını açıp bir şey söyleyecekti ki annem geldi, bir şeyler konuşmak için yanımızdan ayrıldılar.

Artık ağlamıyordum ama yanaklarım hala nemliydi, elimin tersiyle kurularken Semih'e döndüm. Gelir gelmez annemle uğraştığım için konuşamamıştık.

"Alper'le ne konuştunuz da böyle fenalaştı?"

"Zaten bildiğin şeyler." Başımı sallayıp sandalyeye oturdum. Ona oturması için bir hareket yaparken gözüm annemlerin üzerindeydi. Hararetli bir şekilde konuşuyorlardı. Semih yanıma oturunca bakışlarımı Semih'e yönelttim.

ruhunu kaybeden çocuk || textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin