Lord Gonzales

408 16 2
                                    

Issız ve karanlık bir mezarlığın ortasındaydım. Göz bebeklerim sanki arkaya kaçmıştı sadece gözümün beyaz kısmı görünüyordu vücudumsa havada asılırmışçasına süzülüyordu , üzerimde beyaz bir elbise vardı , ayaklarım ise tamamen çıplaktı fakat bu nedense üşümemi sağlamıyordu. Beni görmüş olacak ki bir adam elinde tüfekle mezarlığın tam olarak göremediğim bir yerinden bana doğru koşmaya başladı ve tam önümde tüfeği bana doğrultarak bekledi . Bunun üzerine elimle hafif bir hareket yaptım ve adam birden bire tüfeği kendi ağzına soktu ve ateş etti . Kelimenin tek anlamıyla beyni dağılmıştı. Adamın bu hareketi karşısında hafifçe gülümsedim ve nedensizce arkamı döndüm , dönmemle çığlık atmam bir olmuştu bir anda dizlerimin üstüne düştüm ve ellerimle kafamı tutarak etrafa çığlıklar savurmaya başladım . Neden mi çığlık atıyordum , çünkü tam önümde bir katliam yaşanmıştı onlarca parçalanmış ceset ...Hemen dizlerimin önünden başlayıp mezarlığın kapısına kadar uzayan kanlı bedenler ve bunu yapan tam anlamıyla bendim "Morrígan Allóra ".

"Hey , uyan morrígan sadece bir kabus ben yanındayım hadi uyan her şey geçti."bu ses bir anda kulaklarımda dolaşmaya başlamıştı ve sesin sahibini çok iyi tanıyordum ,ses Askle ye aitti.onun sesini duymamla uyanmam bir oldu ter içinde kalmıştım , kıpırdayamıyordum kesik ve düzensiz bir biçimde soluk alıp veriyordum.Gördüklerimin bir kabustan ibaret olduğunu kendime itiraf edemediğimden olsa gerek yaklaşık 20 dk civarında öylece arkamdaki duvara yaslanarak bekledim. Askle ise hemen dibimde durmuş sırtımı sıvazlıyor ve beni sakinleştirmek için bir şeyler söylüyordu fakat konsantre olamadığımdan dolayı onu duyamıyordum sonunda kendime geldiğimde kendimi bilinçsizce Asklenin kollarına attım ve ona sıkıca sarılıp kendimi güvende hissetmeye çalıştım. Sonunda ne yaptığımı kavradığımda kendimi hemen geri çektim , utançtan kıpkırmızı kesilmiştim onunda benden bir farkı yok gibi görünüyordu. 1 dk sonra gardiyan hapsolduğumuz zindanın kapısını açtı ve bize çıkmamızı ima eden bir el işareti yaptı , bizde onun bu hareketine karşılık olarak dışarı çıktık . Daha sonra bizi itekleyerek merdivenlerden çıkardı ve Lord Gonzales olduğunu varsaydığım kişinin önüne itti. Bu gerginlik sırasında Asklenin olduğu tarafa doğru küçük bir bakış attım , çok sinirlendiği gözlerinden okunuyordu.

Lord Gonzales Askleyi farkedince masmavi parlak gözleri gereğinden fazla bir biçimde büyüdü ve şaşkın bir biçimde "P-prens Askle sizin burada ne işiniz var ?" Dedi korktuğu her haliyle belli oluyordu . Ona yöneltilen bu soru üzerine Askle " onu size sormak lazım, ayrıca bana gösterdiğiniz bu muameleden hiç hoşnut değilim en kısa zamanda babam Kral Lucasa bu yaptıklarınızı iletmeyi düşünüyorum , elbetteki adamlarınız ve siz cezalandırılacaksınız." Dedi. Ve demesiyle birlikte Lord etrafa özürler yağdırdı , Asklenin affına sığındı. Askle biraz düşündükten sonra insaflı yanı etkin olmaya başladığından olsagerek Lordu affetti . Ama Lord yinede Asklenin gözüne girmek amacıyla ona armağanlar yağdırdı ve akşam sarayında konaklamamızı önerdi. Ama Askle tabikide bu teklifi elinin kenarıyla itti ve emir veren bir tavırla at arabasının çıkışa getirtilmesini istedi ve ardından beni kolumdan tutarak dışarıya götürdü, at arabasına binmeme yardımcı olduktan sonra son sürat patikaya doğru arabayı sürdü ve bu şekilde karanlık ormanın içinde gözden kaybolduk. Ormanın içindeki yolun sonu yeşillik bir alana çıkıyordu . Bu alan gerçek anlamda göz alıcı bir güzelliğe sahipti . Bu eşsiz yerin keyfine varabilmek için at arabasından indik ve taze çimenlerin üstüne bir örtü serdik daha sonrada arabadaki erzaklardan bazılarını örtünün üzerine koyup sabahın eşsiz güzelliğinin tadını çıkarttık , bir yandan da kahvaltı yapıp karnımızı doyurduk . Bu keyifli molamız öğlen vaktine kadar sürmüştü artık havanın gereğinden fazla ısındığını farkedince eşyalarımızı toparlayıp yola koyulduk.

Askle bir yandan elindeki haritayı gözlemleyip bir yandan da at arabasını sürüyordu haritaya göre bulunduğumuz yerden yaklaşık 20 km ötede kamp yapmak için uygun bir alan görünüyordu . Oraya vardığımızda kendimizce küçük bir çadır yaptık , ateşimizi de yaktıktan sonra gecenin puslu kollarına kendimizi bıraktık.

Çadırın içinde uykuya dalmayı bekliyordum ama başaramıyordum , hiç uykum yoktu. Askleninde öyle olucak ki debelenip duruyordu. Sonunda kendimi tutamayıp " ne kadar çok debelendiğinin farkında mısın?" Dedim . Askle yüzünü bana dönmüş bir biçimde yan yattı. Yakından bakınca yüzünün ne kadar güzel olduğunu bir kez deha farkettim ve bir süre bilinçsizce onu izledim o bir şeyler söylüyordu ama duymuyordum ta ki malum cümleyi söyleyene kadar "Morrígan,tamam kabul yüzüm çok güzel ama yüzüme bakmaktan beni dinlemiyorsun ." Dedi ve küsme numarası yaptı . Bende bu lafının üzerine hemen üzerine atlayıp ona küçük yumruklar atmaya başladım bu gerçekten çok eğlenceliydi . O beni gıdıklıyarak üstünden atmaya çalışırken bende onu cimcikleyerek karşı çıkıyordum sonunda ikimizde yorulduk . Bir yandan çadırın tepesine bakarken birden " bana Morrí de olur mu ? Kısaltılmış hali daha çok hoşuma gidiyor." Dedim ve ona baktım o da hafifçe kafasını salladı ve uykuya daldık.

BansheeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin