Kulübede gördüğüm genç adamın bana Banshee diye hitap etmesinden yaklaşık 1 hafta geçmişti . Olaydan sonra adamla bir daha ne konuştuk nede görüştük benden korktuğunu idda ettiği için onun bulunduğu bölgeye pek yaklaşmamaya özen gösteriyordum çünkü tedavisi henüz bitmemişti. Ben ise her geçen gün Banshee nin ne Tür bir kelime olduğunu ne hitap edildiğini anlamaya çalışıyor türlü türlü kitaplar araştırıyordum ama araştırmalarımın sonucu koca bir sıfırdan ibaretti .
Yaklaşık 2 gün sonra kendimce bir karar aldım ve bu adamla tanışıp derdinin ne olduğunu öğrenmek istediğime karar verdim ve bir cuma gecesi etraf sessiz ve sakin iken yavaş bir üslupla adamın bulunduğu eve doğru ilerledim ve içeri girdim , adam göründüğü üzere derin bir uykudaydı ama açıkçası bu benim bir gram dahi umrumda değildi. Bu nedenle onu Yavaşça dürterek uyandırdım ve uyanmasıyla sıçraması bir oldu . Hatta inanır mısınız ilk söylediği kelimeler " uzak dur Banshee" idi . Ve yine o çıkmaza girmiştik ama bu defa odadan çıkmayacaktım kararımın tamamen arkasındayım bu adamın neden bahsettiğini ve derdinin ne olduğunu mutlaka öğrenmeliyim ve sonunda sordum "Banshee de nedir neden sürekli bana aynı hitaplarda bulunduğunu anlayamıyorum derdin ne senin ahmak? Bir kızdan mı korkuyorsun ?" Bunun üzerine adam hafifçe Güldü ve bana doğru bir adım yaklaştı " ne o daha türünün ne olduğunu mu bilmiyorsun ?" Dedi ve ukala bir tebessüm gönderdi . İşte bunu söylediği an kendimi onun üzerine atıp kafasına hekim kadının taslarından biriyle vurmamak için zor tuttum . Ona gerici bir bakış attım ve
"Sen bana söylemezsen nereden bilebilirim müneccime benzer bir halim mi var "
"Vay be cidden hiç bir şeyden haberin yokmuş tamam o zaman sanırım sana bunu anlatacak kişi benim ama şartlarım var "
"Ne gibi ?"
"Mesela ne olduğunu tam anlamıyla öğrendikten sonra evimi bulmamda bana yardım edecek ve hiç bir şekilde bana zarar vermeyeceksin , söz mü ?"
"Tamam pekala kabul ediyorum şimdi bana söyleme zamanın ." Genç adam beni iyice bir süzdü ve dalgın bir biçimde
"Önce tanışalım adın ne ?"
"Morrígan ,senin?"
"Asklepios, her neyse gelelim senin işine ; sen bir Banshee sin yani ölüm perisi, bir insan veya herhangi bir canlı ölmeye yakın iken yada Öldüğü zaman Dünya'nın en keskin çığlığını atarak haber yollarsın ve genelde soyu İrlanda'ya dayanan kişilerde bu olay görülür biyolojik anlamda benim doğal düşmanımsın aslında çünkü ben sağlık tanrısıyım kendim dışındaki tüm canlıları iyileştirme Gücüne sahibim ama sen bulunduğun ortama ölüm getirirsin ."
Asklepiosun sözleri bittiği halde ben bir şey söyleyemiyordum çünkü kal geldiğini iliklerime kadar hissedebiliyordum . Nasıl olurda o kadar insan varken benim Başıma geliyor bunlar anlamıyordum sanırım sonsuza kadar lanetlenmiş bir eziktim ... Henüz bu Düşünceleri idrak edememişler o sinir bozucu sesin sahibi yine konuşmaya başlamıştı
"Heeey bayan şok etkisi bu alemde misin ? Hu huuu !"
"E-evet , yani dur bi saniye bana öyle seslenme bir adım var bay sinir bozucu !"
Bunun üstüne o mükemmel ama sinir bozucu gülüşlerinden birini daha takındı ve bana doğru resmen hönkürerek Güldü . Bunun üstüne Gözlerimi aşağı devirdim ve
"Herneyse sen burda güledur ben eve gidiyorum iyi geceler "
"Hey hey yavaş ol güzelim bana verdiğin sözü unutmadın sanıyordum "
Ahhh ! Tabi ya ben ve şu saçma kararlarım ne diye elin adamına söz verdim ki her neyse söz sözdür artık katlanıcaz.
"Pekala sözümü tutacağım evet evine nasıl gidildiğini biliyorsundur herhalde , değil mi ?"
"Eaa şey Aslına bakarsan sadece evimin daha doğrusu muhteşem sarayımın şeklini biliyorum ama Bulunduğumuz yerden oraya nasıl gidildiği hakkında hiç bir fikrim yok çünkü beni bulduğun o kulübeye kendim gitmedim beni kaçırdılar ve ölesiye dövdüler sonrada kaçtılar yani anlayacağın evimi birlikte bulacağız "
Ahh hadi ama morrí başına ne dertler aldın yine .
"Pekala seni her ne kadar istemeyerekte olsa evine aa pardon görkemli muhteşem sarayına(!) götüreceğim ee ne yapalım söz sözdür . Ama önce evimden yolculuk için biraz erzak ve çiftliktende bir at Arabası ödünç almalıyım beni burada yaklaşık 5 dk kadar beklersen sevinirim."
"Tamam geç kalma ."
Bir yandan ne sinir bi adam bu diye içimden geçirirken bir yandan da evime doğru koşuyordum yeterli erzağı aldıktan sonra at arabasını da çiftlikten çıkardım ve asklepios'un yanına doğru yol aldım ve "hadi atla" dedim . O da uyuşuk bir biçimde Yanıma oturdu ve Bulunduğumuz yerden yosun tutmuş taş yola doğru at arabasını sürdüm . Yanımdaki sersem ise daha yolun yarısına gelmeden uykuya dalmıştı bile .
