"Abla kalkmazsan geç kalacaksın!"
Yorganı üstümden çeken Jiwoo'ya sinirle baktım.
"Jiwoo gitsene!"
Dedim olsnca sinirimle
"Çabuk kalk az daha yatarsan işe geç kalacaksın"
Diyerek odadan çıktı.
"Uyumak istiyorum"
Dedim ağlamaklı bir sesle ama bunun mümkün olmayacağının farkındaydım ne yazık kiAyağa kalkıp dolabı açarak giyinecek kayda değer birşeyler aramaya koyuldum. Sonunda giyinecek birkaç parça birşey bulduğumda alıp dolabın kapağını kapattım.
Bej trenç kotumu üstüme geçirerek çantamı elime aldım ve aşağıya indim.
"Jiwoo"
Dedim etrafa bakarak
"Evet"
Dedi mutfaktan
"Ben çıktım"
"Tamam bende birazdan çıkarım"
Diyince onu onaylayarak çıktım.Ceketimin cebindeki titreşimle telefonumun çaldığını fark ettim. Cebimden aldığım telefona baktığımda Chanyeol'un ismini gördüm. Yiyeceğim fırçaya kendimi hazırlayaraktan aramayı cevaplayıp telefonu kulağıma götürdüm ve adımlarımı oldukça hızlandırdım.
+Evet dinliyorum
-Nerde kaldın sen ?
+Yoldayım
-Hadi ama Rose! Yarım saattir profesörü oyalıyorum. Çabuk ol biraz
+Tamam
-Rose, ciddiyim. Hızlı ol
+Anladım tamam
Telefonu kapatıp ceketimin cebine soktum. Adımlarımı hızlandırarak yürümeye başladım.
"İşe gitmeyi sevmiyorum yorucu ve sıkıcı!"
Dedim sinirle, zaten doktor olmayı hiç bir zaman istememiştim. Hep ailemin zoruyla olmuştum. Her daim, hayatım boyunca hep onların belirlediği yere kadar özgür olabilmiştim. Tıpkı tasmalı bir köpek gibiAsıl hayalim fotoğrafçı olmaktı. Fotoğrafçı olup doğa resimleri çekmek en çokda insanların göremeyeceği şeyleri çekmeyi severim. Mesela insanların bir kere bile zahmet edip kafasını kaldıramadığı o güzelliğe şahit olamadığı gökyüzünü çekmeyi çok severim. Doğayı çocukluğumdan beri hep sevmişimdir. Bana özgür olduğumu, kendi nefesimi kendim aldığımı hissettiriyor.
Kısa sürede hastane görüş açıma girince adımlarımı biraz daha hızlandırdım. Kapının önünde elinde telefonuyla sıkıntı içinde bir sağa bir sola giden Chanyeol'u gördüm.
"Kızım nerdesin ya ?"
Dedi beni görünce
"Acil bir işim vardı."
Dedim
"Kimle, yatağınla mı ?!"
Gözlerimi kısarak ona baktım.
"Park Chanyeol beni bu kadar iyi tanımamalısın"
Dedim gülerek"Git üstünü değiştir 40 takla attım burda profesöre yakalanacaksın diye"
Yanağını öptüm.
"Harika bir detaysın sen gamzeli prens!"
Dedim
"Öyleyim dimi ?"
Dedi hemen gevşerken
"Bak bak hemen de havalara giriyor"
Dedim
"Hadi git"
Diyerek içeri itti beni, hastaneden içeri girip hemen soyunma odasına girdim.Çantamla kabanımı bana ait olan bölmeye asarak asılan beyaz önlüğümü üstüme geçirdim. Kapı açılınca önlüğümün yakalarını düzelterek o tarafa döndüm.
"Rose, sonunda gelebilmişsin"
Dedi Lisa
"Evet anca gelebildim."
Dedim
"Chanyeol en son lavaboda uzun tuvaletini yaptığını söylemişti profesöre, bizimkilerle yarım saat güldük bu olaya"
Dedi"Siktir ya"
Diyerek bende güldüm. Odanın ortasındaki büyük oturağa oturdu.
"3 tane yeni doktor gelecekmiş. Çok yakışıklı diyorlar, en ünlü hastaneden buraya transfer oluyorlarmış. Acaba noldu da buraya gelmeye karar verdiler"
Dedi merakla
"İlgilenmiyorum"
Dedim elimdeki mavi dosyayı incelerken"Rose demeyeyim demeyeyim diyorum ama daha ne kadar ilk aşkına takılı kalacaksın üstünden yıllar geçt-"
"Lisa bu konu tartışmaya kapalı"
Dedim uyarıcı ses tonumla, Lisa ayağa kalktı.
"Gitmem gerek bir çok hasta beni bekler"
Diyerek el sallayıp odadan çıktı. Lisa odadan çıkınca oturağa oturdum. Elimi boynumdaki kolyeme atarak onunla oynamaya başladım.Onu unutamazdım o benim için herşeydi. Elimi kolyeden çekerek ayağa kalktım ve odadan çıktım.
"Bayan Park gelmişsiniz"
Dedi Somin
"Evet Somin"
Dedim, telefonu çalınca izin isteyerek gitti. Bende asansöre binip çıkacağım kata bastım.
"Sanada selam Rose"
Yandan gelen sesle o tarafa döndüm "
"Jaehyun selam, dalgındım göremedim kusura bakma"
Dedim"Önemli değil doktoruz biz kafamız hep dolu"
Dedi, asansör durunca ona döndüm.
"Benim katım, gitmem gerek sonra görüşürüz"
Dedim
"Görüşürüz"
Diyince asansörden indim. Elimdeki dosyaya bakarak 176 numaralı odaya doğru yürümeye başladım. Cebimde mesaj gelen telefonumu açıp baktım.Gamzeli Prens:
Hey Chaeyoung hemen kafeteryaya gelip bana bir kahve ısmarlamak zorundasın senin yüzünden o kadar uğraştım!Ben:
İşim varGamzeli Prens:
Küstah velet!Gülerek telefonu cebime sokup odaya girdim.
"Evet küçük hanım kendini nasıl hissediyorsun ?"
Dedim karşımda benden biraz küçük liseye giden kıza
"Kötü, anneme eve gitmek istediğimi söylüyorum ama beni anlamıyor."
Dedi sitem ederek
"Doktor hanım kızım iyi değil mi ?"
Dedi annesi korkuyla
"Merak etmeyen hanım efendi kızınızı çok iyi ama belli ki üstüne çok gidiyorsunuz."
Dedim"Şey son zamanlarda sınavlarla alakalı üstüne fazla gittiğim doğrudur"
Dedi annesi bundan memnun değilmişcesine
"İşte bunu yapmayın, o daha çok genç, eğlenme yaşları. Ders çalışmasın demiyorum ama bırakın biraz da eğlensin en kötü kafa dinlemesi için biraz zaman verin"
Dedim gülerek
"Sanırım haklısınız. Üstüne biraz fazla gidiyorum"
Dedi
"Serum bittikten sonra tekrar gelip seni kontrol edeceğim ardından taburcu olabilirsiniz"
Dedim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•FİRST LOVE• (Düzenleniyor)
Fanfic"Her zaman ilk aşkım, ilk kalp kırıklığım olarak kalacaksın..." -J&R