0.6

978 84 127
                                    

Kapı çalınca ayağa kalkıp kapıyı açtım.
"Park Chaeyoung"
"Evet benim"
"Size bir teslimat var. Şurayı imzalayın lütfen"
Dedi, gösterdiği yeri imzalayarak büyük kutuyu aldım.

Kapıyı kapatarak salona geçtim ve heyecanla kutuyu açtım. Gördüğüm kıyafetle elim ağzıma gitti. Çok güzeldi Lisa gerçekten işini biliyor. Telefonuma mesaj gelince elime aldım.

~GRUP İŞTE~

Jenjen~:
Lisa senin ağzına sıçtım!

Lili~:
Ayol ne oluyor :))

Jenjen~:
Kedi kadın ne lan ?!

Ben:
Kdkndmdbdmfmf

Jichu~:
Lisa ya slndşdms

Gülerek telefonu kapattım elimdeki elbiseyi giyinmeye koyuldum.

Gülerek telefonu kapattım elimdeki elbiseyi giyinmeye koyuldum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Maskemi de yüzüme takınca aynada kendime baktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Maskemi de yüzüme takınca aynada kendime baktım. Çok hoş olmuştu, gülerek evden çıktım.

•••••

İçeriye girmemle tüm gözler bana döndü. Herkes şaşkınca bana bakarken bense sadece yürüyordum. Bir masaya gelip durdum. Kalbim çok hızlı atıyordu.

"Evet herkes kendine bir eş seçsin dans etmeye başlıyoruz!"
Sahnedeki adamın bağırmasıyla etrafta büyük bir çığlık koptu. Kapıdan içeri giren Jennie unnimle gülmeye başladım.

Yüzünde siyah maske vardı giydiği kıyafette arkasında uzun bir kuyruk vardı. Lisa ciddi ciddi işini biliyordu.
"Leydim"
Kenardan gelen sesle o tarafa döndüm.

Prensi görmemle güldüm
"Bu dansı bana Lütuf eder misiniz ?"
Gözlerine baktım. Kim olduğunu anlayamadım sesini de değiştirdiği için belli olmuyordu. Uzattığı elini tutunca gülerek elimi öptü.

Birlikte dans etmeye başladığımızda herkesin gözleri bizi bulmuştu. Umarım bir önce ki yıl olduğu gibi Chanyeol çıkmazdı. Tüm hayallerim suya düşerdi.

Gözüm dans eden Lisa'ya kaydı. Üstünde tam da tahmin ettiğim gibi vampir kıyafetinden vardı. Dans ettiği ise Jungkook olmalıydı çünkü o da vampirdi. Jisoo unnime baktım kaptan Jack Sparrow'la dans ediyordu.

Çocuğun kim olduğunu anlayamamıştım. Çenemdeki elle karışımda çocuğa baktım.
"Sen sindirella'ysan bende senin beyaz atlı prensin mi oluyorum ?"
Dedi, sadece güldüm.

"Hmm, demek ki konuşmak istemiyorsun pekala gecenin sonunda kim olduğunu öğreneceğim zaten"
Dedi, şarkı bittiğinde ondan ayrıldım.

Kızların yanına gittim.
"Rose, en güzel sen olmuşsun!"
Dedi Jisoo unnim
"Unni sende çok güzel olmuşsun hem de dans ettiğin kaptan Jack'le de çok uyumlusun"
"Dimi ?"
Dedi Lisa

"Ben biraz balkona çıkacağım"
Dedim, hepsi beni onayladığında kenardaki büyük balkona çıkıp yıldızlara baktım. Burası içerisine göre daha sessiz ve serindi.

Biri yanıma gelince o taraf döndüm.
"Bende diyorum ki prensesim nerde ?"
Sadece gülüp gökyüzüne baktım. Karşımdaki çocuk elini çeneme koymasıyla kalbim hızlandı.

Gözleri dudaklarıma kaydı bende istemsizce onun pembemsi dudaklarına baktım. Bana yaklaşırken ne olduysa bir anda dudakları dudaklarıma değdi ve tüm bedenim alev aldı.

Kar yağmaya başlayınca benden ayrıldı gülerek yüzümü elleri arasına alarak beni tutkuyla öpmeye devam etti. Havai fişekler havada patlarken biz hâlâ öpüşüyorduk. Yeni yıla onunla öpüşerek girmiştim (!)

Maskenin altında her kim varsa ondan gerçekten hoşlanmıştım. Kalbimi sakinleştirdim, benden ayrılarak gözlerime baktı.
"Sanırım artık maskenin altındaki yüzlerimizi birbirimize gösterme vaktimiz geldi"
Dedi

Onu onaylayınca kafasının arkasındaki bağı çözdü. Maskeyi yavaşça yüzünden indirirken dikkatle baktım. Kalbimi ilk aşkımdan bu yana kimse bu denli hızlı attırmamıştı.

Karşımdaki yüzle şaşırmadan edemedim. Jimin gülerek bana bakarken ben sadece şaşkın gözlerle gözlerine bakıyordum.

Kesinlikle maskemi çıkartamam!
"Sıra sende"
Demesiyle ayağa kalktım.
"B-benim gitmem gerek"
Dedim sesimi değiştirerek
"Ne o ? Yoksa saat 12'yi geçtiğinde külkedisine mi dönüşeceksin ?"
Dedi

"Üzgünüm"
Diyerek hızla koşmaya başladım, Jimin'e yüzümü gösterirsem bir daha asla yüzüne bakamazdım, utancımdan yerin dibine girerdim.

Koşarken ayağımın yan dönmesiyle ayakkabım düştü. Arkamı döndüğümde Jimin'le göz göze geldik ayakkabıyı boşverip eteklerimi kaldırıp diğer tekini de elime aldım.

Ayağımdaki acıyı umursamadan tüm hızımla koşmaya başladım. Arkama baktığımda Jimin elinde ayakkabıyla bana bakıyordu. İstesem böyle tutturamazdım! Bir süre daha koştuktan sonra durdum.

Ayaklarım acımaya başlamıştı sağ ayak bileğim mosmor olmuştu ve insanların bakışlarından rahatsız olmuştum!

•FİRST LOVE• (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin