•FİRST LOVE• (Düzenleniyor)

1.4

"Ölümüne dayak yemek derken ?"
Dedim Rose'nin yanına çökerek
"Herşeyi hatırlıyorum, o gün ben içerde bayılmak üzereydim fazla kan kaybetmiştim. A-ama babamın dediğini duydum. Ülkeyi seni sevdiğim için terk ettim ben"
Dedi

"Bunu sen yazmadın mı ?"
Dedim zarfı göstererek, beni itti.
"İnsanlar seninle fakir olduğun için dalga geçtiklerinde tuvalete gerçekten makyajımı tazelemek için mi gidiyordum seni gerizekalı ?! Hiç fark etmedin makyaj yapmayı sevmem ben!"
"N-neden ?"
Dedim

"Ağlamak için! İnsanların sana yaptıkları zoruma gidiyordu. Sesimi çıkaramıyordum. Seni de yanlız bırakmak istiyordum çünkü senin de zoruna gidiyordu..."
Gözlerini sildi.
"...iğrenç bir insansın Park Jimin"
Ayağa kalkıp gidecekken elini tuttum.

"Rose kim olsa inanırdı-"
"Hayır Jimin bana küçücük güvensen inanmazdın. Hiç mi o lanet kitaplarının arasına bakmadın benim yazıma benziyor mu ?!"
Dedi
"H-hangi kitabım ?"
Dedim şaşkınca, tüm kitaplarıma bakmıştım ama hiç birinde yazısı yoktu.

"'Aşık Olmak Zayıflıktır' isimli romanın son sayfasına bak"
Dedi ve elini çekerek odadan çıktı. Koşarak odadaki rafları karıştırmaya başladım. Sonunda kitabı bulunca elime aldım.

'Aşık Olmak Zayıflıktır'

Kitabın son sayfasını açtım.

̶J̶i̶m̶i̶n̶ ̶s̶a̶n̶ı̶r̶ı̶m̶ ̶s̶e̶n̶i̶ ̶s̶e̶v̶i̶y̶o̶r̶u̶m̶ ̶h̶a̶t̶t̶a̶ ̶a̶ş̶ı̶ğ̶ı̶m̶ ̶i̶l̶k̶ ̶g̶e̶l̶d̶i̶ğ̶i̶n̶ ̶g̶ü̶n̶d̶e̶n̶ ̶b̶e̶r̶i̶ ̶a̶m̶a̶ ̶s̶e̶n̶ ̶f̶a̶r̶k̶ ̶e̶t̶m̶e̶d̶i̶n̶ ̶V̶e̶y̶a̶ ̶e̶t̶t̶i̶n̶ ̶a̶m̶a̶ ̶b̶i̶l̶e̶r̶e̶k̶ ̶c̶e̶v̶a̶p̶ ̶v̶e̶r̶m̶i̶y̶o̶r̶s̶u̶n̶ ̶u̶m̶u̶y̶o̶r̶u̶m̶ ̶k̶i̶ ̶b̶i̶r̶i̶n̶c̶i̶d̶i̶r̶.̶ ̶B̶u̶ ̶y̶a̶z̶d̶ı̶ğ̶ı̶m̶ı̶ ̶g̶ö̶r̶ü̶n̶c̶e̶ ̶y̶a̶n̶ı̶m̶a̶ ̶g̶e̶l̶ ̶s̶ı̶m̶s̶ı̶k̶ı̶ ̶s̶a̶r̶ı̶l̶, b̶a̶n̶a̶ ̶ö̶z̶g̶ü̶r̶ ̶o̶l̶d̶u̶ğ̶u̶m̶u̶ ̶h̶i̶s̶s̶e̶t̶t̶i̶r̶e̶n̶ ̶t̶e̶k̶ ̶k̶i̶ş̶i̶s̶i̶n̶ ̶u̶m̶a̶r̶ı̶m̶ ̶h̶i̶s̶l̶e̶r̶i̶m̶e̶ ̶k̶a̶r̶ş̶ı̶l̶ı̶k̶ ̶v̶e̶r̶i̶r̶s̶i̶n̶

Kitapta üstü çizili kelimelerin üstüne gözyaşlarım damladı. Elimle ağzımı kapattım. Salondan gelen sesi duyunca ayağa kalktım. Merdivenlerden bavuluyla inmeye çalışan Rose'yi gördüm.

İnince yanımdan geçerek kapıdan çıkacaktı ki arkasından sımsıkı ona sarıldım.
"Bırak beni"
Dedi sessizce
"Bunu isteyen sendin"
Dedim

"Artık istemiyorum, bırak!"
Dedi
"Bu seferde ben sana sımsıkı sarılmak istiyorum"
Dedim
"Jimin yoruldum"
Diyince çenemi omzuna dayadım.

"Herşey için özür dilerim sana kin tutarak intikam almaya kalktığım için kendimden iğreniyorum"
Dedim
"Merak etme hayatım boyunca hep babam yüzünden bir çok insan benden intikam aldı"
Dedi

Onu kendime döndürüp dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Beni itmeye çalıştıkça ona daha da çok yapışıyordum. Sonunda o da bana karşılık verdiğinde onu duvarla arama aldım.

Belinden ayağa kaldırınca bacaklarını belime sardı. Elleri saçlarımı çekerken ağzının içine inledim. O hâlâ eski Roseanne'ydi kimseye karşı kin tutamıyordu...

Merdivenleri yavaşça çıkarak odama girdim. Rose'yi yatağa yatırıp üstüne çıktım, üstündeki tişörtü çıkardığımda vücudundaki yaraları gördüm.

Bir çok yerinde morluk vardı gözüm omzunda ki dikişe kaydı. Silahla mı vurulmuştu ?
"Söylemiştim babam yüzünden bir çok kişi benden intikam aldı..."
Dediğinde gözlerine baktım.

Yaralarını dikkatlice öptüm sonra yüzüne baktım.
"...istediğini yapabilirsin senin aldığın intikam canımı yakmaz. Alan sen olduktan sonra"
Dedi gözümden bir damla yaş aktı.

Dudaklarına yapıştım üstümdeki
tişörtü çıkarınca üste Rose çıktı. Saçlarını yana atarak beni öpmeye devam etti. Oturur pozisyona gelerek göğüslerini öpmeye başladım.

•••••

Perdenin arasından sızarak yüzüme vuran güneş ışınlarıyla yüzümü buruşturup yorganı kafama çektim.

Bir süre sonra arkamı dönüp yan tarafa kolumu attığımda kolum boşa düştü. Tek gözümü açarak yan tarafıma baktım.

Rose yoktu.
"Rose ?"
Diyerek gözümü odada gezdirdim. Gözlerimi kapatıp kafamı yastığa geri koydum.

Oflayarak yataktan kalkıp odadaki banyoya girdim. Ilık bir duşun ardından banyodan çıkıp dolabımı açtım.

Giyineceklerime bakınırken gördüğüm tişörtle klasik pantolonu alıp dolabı kapattım.

Kemerimi bağlayarak odadan çıktım. Etrafa baktım Lisa telefonuyla ilgileniyordu Jungkook da Lisa'yla, Yoongi hyung uzanıyordu, Jennie Jisoo'yla birşeyler konuşuyordu.

Jin hyung mutfaktaydı. Chanyeol'la Rose yoktu. Lisa'nın omzuna dokununca bana döndü.
"Rose nerde ?"
Dedim etrafa bakınırken
"En son Chanyeol'la bahçedeydi"
Dediğiyle bahçeye doğru yürümeye başladım.

Chanyeol'la Rose su savaşı yapıyordu. Rose'nin üstü beyaz olduğu için içi belli oluyordu! Rose'yi o şekilde görünce sinirden köpürdüm ama Rose bir anda gülmeye başlayınca bende güldüm, onun gülüşü beni hiç olmadığım kadar rahatlatıyordu.