02

1.8K 115 154
                                    

Levi'ın şu looku beni bitiriyor....AKSHAJBSJSKSJ

Resimi aldığım instagram adresi bir önceki bölümde var

845 yılında o çok güvendiğimiz 50 metrelik duvar bir dev tarafından yıkılmıştı.Sur Maria delinmiş insanlar devler denen yaratıklar tarafından katledilmişti.Insanlık yok olmanın eşine sürüklenirken Sur Rose'a tahliye edilmişti.Böylelikle insanların duvarların içinde bile güvende olduğu tamamen yalanlanmıştı.

Olaydan tam 5 yıl sonra ise bir kişinin dev olması ortaya çıkmıştı.Bu kişi Eren Jaeger'dı.Mahkemede ne için kullanılacağı belirlenip keşif birliğine emanet edilmişti.

Şimdi ise Hanji ve Levinin birliğiyle yani biz dev deneyleri yapıyorduk.Hanji işaret fişeğini ateşlemiş,herkez kuyudan atlarıyla uzaklaşmış,Eren'nin dönüşmesini bekliyordu.3 dakikadır bekliyorduk ama Eren'nin devi hala gözükmemişti.

Hanji Eren'e bakmak için atını kuyuya sürdü ve gelmemiz için elini salladı.Bende hemen atımı oraya en önce sürdüm attan atlayıp ellerimi dizlerime yasladım kuyudan içeri doğru baktığımda Eren'nin elleri,ağzının kenarları ve yerler kan olmuştu ama hala dönüşmemişti.Eren ağlamaklı bir sesle:

Eren:Hanji-san deve dönüşemiyorum.

Dedi.

Herkez kuyunun içindeki merdivenden Eren'nin tırmanmasını bekledi.Eren yukarı çıkınca elimi uzattım, tuttuğu gibi bende onu yukarıya çektim.

Deney alanından biraz uzakta olan toplanma yerine geçtik.Bu sıradada diğerleri ve Eren donüşememesinin sorun olmadığıyla ilgili konuşuyorlardı.

Piknik masalarına benzer yerlere geldiğimizde ilk yardım kutusunu masanın üzerinden alıp Erenin yanına gittim.O otururken önüne geçtim yere tek dizi koyup ellerini temizlemeye başladım.Bilinçi olarak yaraladığı elleri dev gücü sayesinde iyileşmiyordu.Gazlı bezi de sardıktan sonra tam ayağa kalkarken Eren kolumu tuttu.Gülümsemeye çalışırken bir yandanda konuştu:

Eren:Teşekkür ederim.

Bende sıcak bir gülümseme ile

"Önemli değil" dedim boşta kalan elimle omuzunu tutup "Başabilirsin sadece kafana takmamaya çalış bende öyle yapıyorum" tek gözümü kırpıp çayların olduğu masaya geçtim.Petra yanıma geldi herzamanki samimi olmayan sevecen konuşması ile:

Petra:Sen bana bırak dinlen ilerde,ben hazırlarım çayları.

Tamam deyip pekte iş yapma isteğim olmayan yanımın işine geldi diye Petranın yanından Erenlerin yanına doğru yürümeye başladım.Petranın arkası dönükken ona dil çıkarmayı ihmal etmemiştim.😈 Önüme döndüğümde Erenin yanında olan Levi-han hazretlerinin bana dik dik baktığını görmemiş gibi yapıyordum.

Petra elindeki tepsiyle masama geldi-diğerkilerinden uzakta- çayımı önüme koydu ve herkezin olduğu masaya çayları ikram etmeye başladı.Bende çayımı alıp içine tükürdümü diye bakmaya başladım.Ne!? Ben olsam tükürürdüm heralde, önlem almaktan zarar gelmez değil mi? Çayımı yudumlarken bir yandanda yere dalgın dalgın bakıyordum tam o anda herkezin oturduğu masadan patlama ve şimşek sesiyle oturduğum yerden popo üstü yere düştüm.Etrafıma baktığımda herkez kılıçlarını çıkarmış Erene karşı tetikte durmuşlardı.Yavaşça yerden kaltım ve Erenin buharlardan tam gözükmeyen yarı dönüşmüş titanına hayranlıkla baktım.Hanjide Moblitle-artık ormanda ne yapıyolarsa- ağaçların arasından fırlamıştı.En az benim kadar hem şaşkın hemde sevinçliydi.Erenin yarı-titanının etrafında hoplayarak tur atıyordu.

Hanji:ERENNNNN.DOKUNABILIRMIYIMMM.
ÇOK......SICAK.AĞAĞAĞHHH.

*Zaman atlaması akşam 10 sularında*

Attack on Titan/~Levi Ackerman~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin