İyi okumalar 💫
Her birinize iyi yıllar diliyorum bebeklerim! Mutlu ve sıhhatli, keyifli, başarılı, bereketli bir yıl olsun 2021!
İyi yıllar!🥳
-
Kırmızıların turunculara, turuncuların kızıllara dönüştüğü, kahverengi bedenlerin yanıp da kül olup, olmadan önceyse siyahlaşıp yok olmaya yüz tuttukları ateş çukurunun hemen yanındaydım.
Üzerindeki genişçe kazan, kazanın içinde fokurdayan çorba, çorbanın içindeki yüzeye çıkmış bütünce atılmış artık kütlelerini çoktan kaybetmiş soğanlar, havuçlarla beraber etler etrafa en güzelinden kokular yayıyordu. Av faslı bugün için bitmiş, avlanan geyikler ve tavşanların bedenleri ayaklarından geçirilen iplerle birbirine bağlanmış, onlardan birisi parçalanmış ve pişmekte olan çorba ve yanındaki ateşin üzerinde duran tencerede yahni olmuştu.
Etrafımdaki hareketli sahnenin tam ortasında duruyordum, ellerimin donmuş buzunu çözmek için kazanın üzerinde tutuyor, çıkan sıcak buhardan ve ısıdan, bir de güzel kokusundan hem ellerim ve yüzüm ısnıyor, hem de karnımın açlığı bir nebze olsun doyuyordu.
Solumda Wheein canla başla bıçağının altında ezdiği sebzeleri doğruyor, onun sağında Hima tıpkı onun gibi hırslı hırslı mantarları başka bir tavanın içerisine atıyordu. Diğer çalışanlar ki fark ettiğime göre bir kaç hizmetçiyi yanlarında yemek hazırlığı için getirmişlerdi herkes bir şeylerden sorumluydu , hoş beni çıkarmamış olsalardı ben de canla başla bir de doymuş karınla çalışabilirdim şimdi onlarla.
Boğaz dolduran bir çığlık, çığlığın ardından gelen çatırtılar beraberinde şaşkınlığı ve korkuyu getirdi herkesin üzerine bir anda.
Başım aniden çaprazıma, kalabalığın oraya dönünce bir kahkaha, kahkahayı kapatan Hekim Pyo'nun sesi duyulunca herkes rahatlamış Wheein'e dönen başım elindeki bıçağı birisine saplamak üzere kaldırmış olduğunu görünce gözlerimi devirmiş, ağır ağır kazanın önünden sıyrılmıştım.
"Aman canım!" diye bağırmıştı bu sırada Hekim Pyo.
"Alt tarafı omzun çıkmış! Oturttum yerine, ağlama! Ağlama..."
Ellerimi birbirine sürtüp üfleyerek ilerlemeye başladım. Lort Gi dinleniyordu, babasının ve kendisine ait olan özel bir çadıra yerleşmiş, çoktan içeriye konulan yemeklere şöyle bir bakmış ve beni başından kovmuştu. Ben de etrafta ne Tae Hyung'u bulabilmiş, ne gidecek bir yer seçebilmiştim. Üşüyen ellerimi ısıtmak ve belki bir nebze bir şey atıştırmak için mutfak bölümüne gelmiş ve Wheein'in yeniden ateş saçan gözleriyle karşılaşmıştım.
"Nasılsın?" demeye kalmadan "Hayalet, seninle hiç oynayamam şimdi." diye o da beni kovmuştu.
Ellerimi ısıtmak için durmaksa benim seçimimdi elbet, en azından eskiden mutfakta durduğumdan kimse başını kaldırıp bir şey demiyordu. Diğerlerinin yanından geçince pis pis bakılıyor, sanki bir suç içlemişim gibi gözetleniyor ve eminim ki tek bir yanlış hareketimi bekliyorlardı.
Ne yapacağımı bilemez halde ellerimi montumun cebine sokmuş, küçük adımlarımı Hekim Pyo'nun yanına doğru ilerletmeye başlamıştım. Güneş neredeyse batacak, güzün kemik donduran soğuğuyla karanlık çökecekti. Havanın soğukluğu artmış etrafımızdaki hayvanların çoğu avlanmış ve kan kokusu burnumu ağlatmıştı.
Dağların tepesine kar hafif hafif düşmüş, çam ağaçlarının iğnelerindeki buzlar biz etrafta gezinirken düşüp parçalanmıştı. Yakılan ateşleri beslemek üzere getirilen odunlar bir bir kuyulara atılıyor, etrafa kurulmuş çadırların önünde ve içerisinde birer birer mumlar yanıyor; şuan ki evimiz uyanıyordu hafif hafif karanlığın içine açtığı gözleriyle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
O M E N | m y g × p j m
FanfictionKehanetin getirisi değiştirdi zamanı Yaralı ve Hayalet karşılaştı Göğün altında buluşan bedenler Bedellere gebe kaldı Lort ve Gezgin, el ele savaştı Yürekleri bir ama kaderleri Zamanın acımasızlığına kaldı. - 7 Mart 2020 - kapak fotoğrafı tasarımı...