on dört: fırtına dindi

210 44 0
                                    


Dev elindeki parçaya dikkatle bakıp, onu Donghyuck'un elinden aldı.

"Bu ne? Çok güzel." Donghyuck gülümsedi, işe yaramasına sevinmişti.

"Annemin gençliği. Babamla ilk tanıştığı zaman böyle gözüküyormuş." dev gözlerini kaldırıp Donghyuck'a baktı.

"Nereden biliyorsun? Sen doğmamıştın ki." Donghyuck derede gördüklerini söylemek istemediği için yalan söylemek zorunda kaldı.

"Babam anlatmıştı. Onları hayal ederek yaptım. Bunu alsan ve Asgard'ı bırakıp kendi dünyana dönsen?" dev homurdanıp yaşlı yüzünü Donghyuck'a yaklaştırdı.

"Ama o zaman kardeşlerimin yüzüne nasıl bakacağım?" Donghyuck bacağının acısını boşverip ayağa kalktı ve gülümsemesini genişletti.

"Eminim şimdiye kadar senin yanına gelmedilerse burayı umursamıyorlar demektir. Hem tek başına sıkılmadın mı?" dev vücudunu dikleştirdi ve kafasını salladı.

"Ama Freya'yı ne yapacağım? O çok güzel." Donghyuck duvarın ucuna doğru giderek deve yaklaştı.

"Onun seninle gelmek istediğine emin misin?" dev homurdandı ve tahtayı avcuna koyarak ellerini kapadı.

"Gelmek istemiyor." ardından dev arkasını döndü. Elini havaya kaldırdı, hareketiyle kar yağışı ve rüzgar daha da şiddetlendi, etraf bembeyaz oldu. Donghyuck, duvarın üstünden uçmamak için kenarlarına tutundu ve deve bağırdı.

"Ne yapıyorsun?" dev arkası ona dönükken cevap verdi.

"Görülmemesi gereken şeyler var."

Ardından fırtına dindi, Donghyuck gözlerini tekrar açtığında dev ortalıkta yoktu. Tek gördüğü koşarak gelen dört bedendi.

buraya yaz gelmez | markhyuckHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin