Kendime yalanlar söyledim

87 9 58
                                    

BULUT İSTANBUL'A GELİYOR YAAAAAAA CİDDİ CİDDİ GELDİ TÜRKİYE'YE SONUNDA!

Habire İstanbul'a gelen Alesya'cığım da gelseydi belki beraber aynı fotoğraf çekimine falan denk gelirlerdi ben de kalp krizi geçirirdim skmfkjnsdkjfnsd 

Tuğkan - Unutmak o kadar kolay sandın?

***********************

Alpay'dan 

Buraya geldiğimi umarım Alesya duymaz diye dua ediyordum içimden. Simge illa öğrenecekti ama artık kızacağını sanmıyorum böyle şeylere, istesek de istemesek de girmiştik bu bataklığa ve kurtulmak adına çırpınmaktan ziyade her şeyi yoluna sokup çıkışa sakin bir şekilde gitmek daha önemliydi. Bu yüzden fazla ses çıkarmazdı.

İçeriye girip saate baktım. Gelmek üzereydi. Buzdolabına ilerleyip içine baktım. Ne yiyordu bu çocuk? İçinde hiçbir şey yoktu neredeyse. Bira hariç... Biralardan birini alıp dolapları karıştırmaya devam ettim. Buraya mutlaka yiyecek şeyler getirmeliydim. Çerez paketini alıp salondaki koltuğa yayıldım. Birayı açıp içmeye başladım. 

O sırada ayak seslerini  duymaya başlamıştım. Hadi Bulut gel artık.

Bulut eve girip ışığı açınca direkt göz göze gelmiştik. Sırıtarak ona bakınca birden korkmuş ve bağırmıştı.

"Senin ne işin var burada be? Ödümü koparttın."

Biradan bir yudum alıp bekledim. İçeri tam girince konuşmaya başladım. "Seni merak ettim. Güzel evmiş burası, tam bekar evi bulmuşsun."

Cevap vermeden ceketini asmış ve karşıma geçip kolumdan tutup çekiştirmeye başlamıştı. "Nasıl girdin bilmiyorum ama çık şuradan. Görmek istemiyorum seni."

"Ay aman ben seni görmeyi çok istiyordum sanki. Ben bunları Alesya için yapıyorum."

Alesya deyince eli durmuş. Kolumdan yavaşça çekmişti. Gözlerime bakarak zorla konuşmuştu. "A-alesya mı? Ne?"

Ah Bulut hala nasıl güçlü seviyorsun öldü sandığın kadını. Bir de yaşadığını öğrensen...

"Alesya yaşasaydı babasının yanında çalışmasını hiç istemezdi. Şu an buna izin verdiğim için kız üzüntüsünden ve korkusundan kahrolmuştur kesin mezarında valla."

Bakışlarını kaçırıp kendini teselli ettiği o cümleyi tekrarladı. "Ben bunu onun katilini bulmak için yapıyorum. Şimdiden orada çalıştığım için birçok düşmanını buldum."

"Alesya senden bunu asla istemez ki. O sen mutlu ol ister sadece."

"Alpay bu konu hakkında kavga etmek istemiyorum daha fazla. Lütfen git artık."

Saçlarımı karıştırdım. Oturduğum yerden kalkıp ona yaklaştım. "Bu pis işler onun sonu oldu. Senin sonun olmana izin veremem. Ne Alesya için ne de kendim için yapabilirim bunu. Sen bizim dostumuzdun, sen Alesya'yı kendine aşık etmeyi başaran ilk insandın, hiçbir şey bilmeden bile ona inanan insandın. Şimdi senden nasıl vazgeçebilirim?"

Gerildiğini hissediyordum, muhtemelen kendini sıkıyordu ağlamamak için. Kolay değildi bunlar onun için. Benim için bile kolay değildi, ona nasıl kolay gelebilirdi ki?

"Alpay çık artık. Git. Gelme bir daha."

"Neden yapıyorsun bunları Bulut? Alesya'nın bir katil olduğunu, mafya olduğunu, kaçakçılık ve insanlara eziyet yaptığını detaylarıyla biliyorsundur eminim ki. Sen kötü insanları sevmezsin ya sen karıncayı bile incitmezsin, incitemezsin. Neden inatla bu insanların arasındasın?"

SILLAGE | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin