SÜRPRİZZZ!!! Geçen bölüm biraz kısa geldi gözüme, hazır yazmışken atayım dedim. BAKALIM BEĞENECEK MİSİNİZ BÖLÜMÜ? Keyifli okumalaaaaarr. Öpüldünüz okyanuslarım💙
------------
"Ağlamaktan yorulmadın mı?"
Seza'nın konuşmasıyla ona baktım. Daldığım için ne dediğini anlamamıştım da.
"Hı? Bir şey mi dedin?" Boğuk çıkan sesimle birkaç saniyelik garipseme yaşasam da fazla aldırmadım. Artık alışmıştım galiba.
Çaprazımdaki tekli koltuktan kalkıp yanıma gelmişti. Peçeteyle yanaklarımı silerken yaptığım tek şey ona bakmak olması sinirimi bozuyordu. Öylece duruyordum.
"Ağlamandan nefret ediyorum. Kendini yorup duruyorsun böyle yaparak. Biliyorum hiç kolay bir sınavdan geçmiyorsun hatta kimsenin geçemeyeceği sınavlar veriyorsun belki ama en azından sen kendini yorma. Buna dayanamıyorum."
Sözleri neden bu kadar sinirime dokunmuştu bilmiyorum ama uzun zamandır hissetmediğim o kanın beynime sıçrama anını resmen hissetmiştim şimdi. Kendimi tutamadan birden cevap verdim.
"Nefret ediyorsan durmazsın yanımda olur biter. Nasıl olsa eninde sonunda gitmeyecek misin sen de? Baştan önemsiyor numarası yapma da sonra canımı daha çok yakma.
Hani diyorsun ya zor bir sınavdan geçiyorsun diye, ben zor bir sınavdan geçmiyorum Seza. Ben sadece ölümümü beklıyorum çünkü senin bu sınav dediğin şey ben seninle evlenmeyi kabul edene kadar sürecek yani ben ölene kadar o yüzden sakın beni teselli etme.
Belki şu an kardeşim senin sayende yaşıyor diye sana müteşekkir olabilirim ama daha fazlası yok, asla da olmayacak anlıyor musun? OLMAYACAK!"
Sinirle konuşuyor olsam da düşüncelerim buydu. Hiçbiri yalan değildi. Seza da muhtemelen bunun farkındaydı ki koltuktaki battaniyeyi üstüme örtüp bir şey demeden evden çıkmıştı.
Gittiğindeyse tek düşünebildiğim Bulut'a ve Alpay'a olan tüm sinirimi ondan çıkarttığımdı.
Seza benden daha kötü durumdaydı. Anlattığına göre çocukluğundan beri benimle evleneceği ve bunun için çok çalışması gerektiği söyleniyordu hem de her gün.
Kim bir çocuğun hayatını sırf daha çok para kazanmak için mahvederdi ki? Bu nasıl bir hırstı, nasıl bir gözü dönmüşlüktü? Hayatımızın içine edip her şey normalmiş gibi devam eden ailelerimizden gerçekten nefret ediyordum.
****
Simge'den
"Alpay sence Toriks'in nesi var? İyice huysuzlaştı."
Toriks'in başını okşuyordum ama yüzünü yere yatırmış öylece duruyordu.
Cevap alamayınca Alpay'a baktım. Alpay telefonuna bakıyordu. Göz devirdim, ne zaman şu telefonu alsa hep birkaç kez seslenmek zorunda kalıyordum ona.
"Alpay. Kime diyorum ya ben bıraksana şunu."
Alpay irkilip birden bana döndüğünde ne olduğunu anlamadığını bakışlarından anlıyordum.
"Neyin var senin? Neden böylesin birkaç gündür? Geçen gün telefonuna da baktım bir şey yoktu."
"Yok bir şey. Sen ne diyordun?"
"Neyin olduğunu söyler misin bana artık? Hep geçiştiriyorsun. Çok sıkıldım bu durumdan."
Oflayarak yerinden kalkmış ve odadan çıkmıştı. Bense sadece arkasından bakakalmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SILLAGE | Yarı Texting
ContoEskrim'in devamıdır. . . . Crapoter: Şu fotoğraflarına bak ve bana cevap ver Crapoter: Kendine böyle olmayı yakıştırıyor musun Sillage: Nasıl yani Crapoter: Böyle işte Crapoter: Hep farklı kızlarla saçma sapan pozlar çekerek Sillage: Ne var? Sill...