* * *
Yukarı çıkan merdivenlerin basamaklarını güçlükle tırmandım, kendi odamı ve Natasha'nınkini geçerek biraz daha ileride olan Tony'nin odasına doğru adımladım. Gerginlikten midem bulanıyor, kusacak gibi hissediyordum. Umarım yanındayken bir nöbet geçirmezdim.
Kapıyı yavaşça iki kez tıklattım, "gelebilirsin" komutunu duyduktan sonra derin bir nefes alarak kapıyı içeri geçmeme yetecek kadar araladım. Sanki gizli bir iş yapıyor, odaya kimseye gözükmeden girmeye çalışıyordum.
Bu, Bay Stark'ın odasına ilk girişimdi. Benimkine, ve gördüğüm kadarıyla Steve ile Natasha'nınkine göre biraz daha büyük bir odaydı. Alt kattaki laboratuvarının küçük bir versiyonu odanın bir köşesine yerleştirilmiş gibi duruyordu. Belli ki birileri geceleri uyuyamadığında oyuncakları ile oynuyordu.
Sırtı kapıya dönüktü, duvara asılmış birkaç zırh parçasına bir şeyler monte ediyor, oldukça konsantre gözüküyordu. Dönüp bana bakmayacak mıydı?
Çekinerek birkaç adım daha ileri gittim ve onun arkasında, benim ise önümde duran masanın biraz gerisinde durdum. Bir şey söylemem gerekiyor muydu, bilmiyordum. Yavaşça yutkunarak başımı öne eğdim ve pembe elbisemin eteği ile oynamaya başladım. Bir yanım ya yine yaptığım bir şey için bana kızarsa diye düşünmeden edemiyordu.
"Otur lütfen Aceline."
Arkasını dönmeden benimle konuştuğunda bakışlarımı yavaşça kaldırıp sırtında gezindirdim. Sonrasında başımı tekrar eğdim, arkamda duran yatağa doğru yöneldim ve elimden geldiğince yatağın en uç kısmına oturmaya çalıştım.
Tony Stark'ın iç çekişi duyulduğunda gözlerimi sıkıca yumup açtım. Her hareketinden, söyleyeceği her kelimeden çekinir hale gelmiştim. Başımı kaldıramıyor, bakışlarımı kucağıma koyduğum, parmaklarımla oynadığım ellerimden çekemiyordum. Adım seslerini duyduğumda bana doğru geldiğini anlamıştım. Yüzümü bacaklarını görmeme yetecek kadar kaldırdım, masanın önüne geçip kalçasını masaya yaslamasını izledim.
"Dünkü davranışım için özür dilerim."
Bakışlarımı tekrar kucağıma çevirdim ve her streslendiğimde yaptığım gibi parmaklarımı birbirlerinin üzerine bindirmeye başladım.
"Fevri davrandım, sana öyle bağırmamam gerekiyordu. Sadece..."
Derin bir nefes aldı, büyük ihtimalle konuşurken ona bakmamı tercih ederdi ama şuan bunu yapamayacağımı biliyordu.
"Senin için endişelendim, zarar görmeni istemiyorum."
Dudağımın iç kısmını hafifçe dişledim, Steve de Tony'nin muhtemelen endişelendiğini söylemişti, neden insanlar biri için endişelendiklerinde bağırmayı tercih ediyorlardı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sweet but Psycho || Avengers
FanfictionGenç kız gülerken ortaya çıkan inci dişlerinin ve içleri ışıl ışıl parlayan gözlerinin ardında küçük bir delilik yatıyordu. Ne yalan söyleyebilirdi, bu genç kızın sahip olduğu deliliğe bile aşıktı. {Hikaye yaş farkı içermektedir. Eğer Endgame'i izle...