* * *
Üsse geri döndüğümüzde saat iyice geç olmuştu, benim için nerdeyse uyku vaktiydi. Tony esnediğimi duyduğunda hafifçe kıkırdadı.
"Anlaşılan o kadar yorulmuşsunki bu gece süt içmeye bile ihtiyacın yok?"
Uykulu gözlerim irice açılırken başımı iki yana doğru salladım, böyle bir fırsatı nasıl kaçırırdım? Tabiki de süt içecektim.
"Esniyor olmam uyuyabileceğim anlamına gelmiyor, Bay Stark."
Bu sefer daha yüksek sesle güldü, bana bir bakış attı ve adımlarını mutfağa doğru yönlendirdi. Buzdolabından sütü çıkarırken benimle aynı anda, aynı cümleyi kurdu.
"Bu seferki sade olsun."
Birbirimize bakıp kıkırdarken başımı hafifçe öne doğru eğdim, yanaklarımın ısındığını hissediyordum. Eğlence parkında dondurma yediğimiz için ikimizde üstüne bir de bal veya tarçınlı sütün iyi olmayacağını düşünmüş olmalıydık.
Tony hızlıca sütü ısıttı, kupalardan birini almak için yeltendiğimde buna izin vermeyerek gözleriyle kapıyı işaret etti ve beni ortak salona yönlendirdi, kendisi de arkamdan geliyordu.
Ayakkabılarımı çıkarıp geniş beyaz koltuğun üzerinde bağdaş kurduğumda mavi kupayı dikkatlice bana uzattı, sonrasında kendiside yanıma oturdu.
Bir süre sessizce sıcak sütlerimizi yudumladıktan sonra aklıma gelen şey ile öyle heyecanlanmıştımki, nerdeyse içtiğim yudumda boğuluyordum.
"Yarın Bayan Romanoff ile ikinci bale dersimiz var! Bu sefer siz de izlemek ister misiniz?"
Tony gülümseyerek başını beni onaylarcasına salladı. Sonrasında aklına bir şey gelmiş olmalıki kaşları hafifçe çatıldı, bana sorarcasına baktı.
"Geçen sefer başka biri mi izlemişti?"
Sütten bir yudum daha alırken bardağın üzerinden ona bir bakış attım. Geçen sefer olanlar aklıma geldiğinde gülümsemeden durmak çok zordu.
"Bay Rogers izlemişti ama onu ben davet etmemiştim. Spor salonuyla dans salonu birbirinden bir cam ile ayrılıyor, siz benden daha iyi bilirsiniz. O sırada kendisi spor yapıyordu, sonra bizi izlemeye başladı."
Tony bir şey demeden anlayışla başını salladı, sütünü içmeye devam etti. Oluşan ikinci bir sessizliğin ardından bu sefer ilk konuşan oydu.
"Bu arada, Aceline, bana Tony diyebilirsin. Hepimize karşı böyle saygılı ve kibar oluşun gerçekten çok hoş ama eminimki bu binadaki herkes onlara isimleriyle hitap etmeni sorun etmez."
Dudaklarımı hafifçe büzdüm, ona sorgularcasına, 'emin misiniz?' dercesine bir bakış attım. Burdaki neredeyse herkes benden yaşça büyüktü. Steve de bana daha önce adıyla hitap etmemi söylemişti ama hala bazen ağzımdan kaçıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sweet but Psycho || Avengers
FanfictionGenç kız gülerken ortaya çıkan inci dişlerinin ve içleri ışıl ışıl parlayan gözlerinin ardında küçük bir delilik yatıyordu. Ne yalan söyleyebilirdi, bu genç kızın sahip olduğu deliliğe bile aşıktı. {Hikaye yaş farkı içermektedir. Eğer Endgame'i izle...