* * *
Başımdaki hafif ağrıyla beraber gözlerimi yavaşça araladım. Bakışlarım önce tavandan aşağı doğru, odamın duvarında asılı olan tanıdık saate kaydı, sonrasında ise hemen yanı başımda oturan sarışın adamı buldu. Yüzünde endişeli bir ifade vardı, elini nazikçe başımın üzerine koydu ve saçlarımı geriye doğru okşadı.
"Aceline?"
Yavaşça yutkundum ve endişesini gidermeyi umarak hafifçe tebessüm ettim.
"Steve?"
Yüzünde küçük bir gülümseme oluştu, onu taklit ettiğimde endişesi azaldı ve anında rahatladı. Birbirimizle bakıştığımız birkaç saniyenin ardından olanlar aniden aklıma hücum ettiğinde şimdi endişelenme sırası bendeydi.
"Herkes iyi mi? Geri döndüler mi?"
Yatakta doğrulmaya çalıştığımda Steve beni eliyle durdurdu, başını sallayarak sorularımı onayladı ve endişelenmemem gerektiğini belirtti.
"Bir saat önce döndüler, herkes iyi, endişelenmene gerek yok güzelim."
Dudaklarımı birbirine bastırarak bir süre düşündüm, yeterince iyi olduğuma karar verdikten sonra tekrar Steve'e doğru döndüm.
"Aşağı inebilir miyiz? Eğer herkes bir aradaysa onları görmek istiyorum."
Steve Rogers beni bir süre inceledi, o da iyi olduğuma karar vermiş olacakki derin bir nefes verdi, başını sallayarak beni onayladı. Normalde bu yataktan çıkmama izin vermeyeceği belliydi ama yüzündeki ifade bana kıyamadığını gösteriyordu.
Yorganı yavaşça üzerimden kaldırdı, elini uzatarak yataktan kalkmama yardım etti. Mavi pijama altımın sol bacağımın yarısına kadar kıvrıldığını gördüğünde hafifçe güldü. Eğilip kıvrılmış bacağı düzeltti, sonrasında tekrardan elimi tuttu ve beni odamdan dışarı doğru yönlendirdi.
Hava çoktan kararmış, saat 10'u geçmişti. Umuyordumki görevdeki Tony, Natasha ve Peter henüz odalarına çekilmemişlerdi.
Alt kata ulaşıp ortak salona geldiğimizde yüzümde büyük bir gülümseme oluştu. Steve'in elini bırakarak hızla koltuğa yayılmış, yan yana oturan Tony ve Natasha'ya doğru koştum. Daha ortada duran sehpayı geçemeden aniden önüme çıkan iri figür adımlarımı anında durdurmama, hemen arkamdan gelmiş olan Steve'in arkasına kaçarak saklanmama sebep olmuştu.
Ekibin kahkaları odayı doldururken ellerimi sıkıca Steve'in koluna sardım. Başımı hafifçe yana doğru eğdim ve kolunun hemen yanından bakarak karşıma aniden çıkan adamı incelemeye başladım.
Üzerinde siyah bir kot ve iri kollarını gözler önüne seren siyah bir deri yelek vardı. Bakışlarım biraz yana kayıp açıkta olan diğer kolunun tamamen metalden oluştuğunu gördüğümde zorlukla yutkundum. Sanırım onun kim olduğunu biliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sweet but Psycho || Avengers
FanfictionGenç kız gülerken ortaya çıkan inci dişlerinin ve içleri ışıl ışıl parlayan gözlerinin ardında küçük bir delilik yatıyordu. Ne yalan söyleyebilirdi, bu genç kızın sahip olduğu deliliğe bile aşıktı. {Hikaye yaş farkı içermektedir. Eğer Endgame'i izle...