"Here in the ashes, your soul cries out, but don't be afraid of these thunderclouds."
* * *
Bir saatten fazla süren çalışmamız bittiğinde kendimi oldukça yorgun hissediyordum. Ama bu, "tatlı bir yorgunluk" diyebileceğiniz cinstendi. Oldukça fazla şey öğrendiğimi düşünüyordum.
Hala kendi kendime hareketler yaparken Natasha'nın kıkırdadığını duyduğumda buna sebep olduğum için bir ödülü hakettiğimi düşünüyordum. Sonunda durarak derin bir nefes aldım ve bakışlarımı ürkekçe spor salonuna doğru çevirdim. Saniyeler içinde Steve Rogers görüş alanımdan, dolayısıyla spor salonundan çıkarak dans salonunun kapısında belirdi. Bir şey söylemek için dudaklarını araladığı sırada Natasha tarafından azarlanmaya başladı.
"Dans ederken izlenilmeyi sevmediğimi biliyorsun Steve."
Bu gerçek değil de daha çok şakasına yapılmış bir azarlamaya benziyordu. Captain America geniş omuzlarını kaldırıp abartılı bir şekilde düşürerek omuz silkti.
"Seni izlemiyordum."
Bugün içerisinde ikinci kez bir süper kahraman tarafından şaşkınlığa uğratılıyordum, ne demem gerektiğini bilemiyordum.
"Tecrübesiz biri olarak oldukça iyiydin Aceline. Belki bir gün seni salonun öbür tarafına da alırız?"
Başıyla spor salonunu göstererek gülümsedi. Spordan pek hoşlanmamama rağmen ruhsal durumuma yardım ettiğini biliyordum. Steve Rogers'dan öğrenmenin ise çok daha fazla yardım edeceğinden emindim. Cevap vermeye yeltendiğim sırada ben de Bayan Romanoff tarafından susturulmuştum, konuşmamıza izin vermeyecek gibi gözüyordu.
"Öğrencimi benden çalmaya çalışma."
Arkamda belirdiğini yeni fark ediyordum. Onun kaşları çatılırken Steve'inkiler havalandı ve gülmeye başladı. Onu gülerken gördüğünüzde aynı gülüş otomatik olarak sizinde yüzünüze yerleşiyordu. Natasha'ya cevap vermemeyi seçerek konuyu değiştirdi.
"Sana odana kadar eşlik edeyim."
Askılı tişörtünün açıkta bıraktığı kolunu kibarca bana doğru uzattığında gülümsedim, kabul ettiğimi belirtircesine başımı hafifçe aşağı doğru eğerek ona ayak uydurdum ve koluna girdim.
İntikamcılar üssünün uzun koridorlarındaki birkaç dakikalık yürüyüşümüzün ardından odamın önüne geldiğimizde gülümseyerek yavaşça kolundan ayrıldım.
"Bana eşlik ettiğiniz için teşekkür ederim."
Elbisemin tüllerini narince tutarak eğildim ve güldüm, bu işi pek becerebildiğimi sanmıyordum. Yaptığım hareket Steve Rogers'ın kahkaha atmasına sebep olduğunda artık becerip beceremediğimin pek te bir önemi yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sweet but Psycho || Avengers
FanfictionGenç kız gülerken ortaya çıkan inci dişlerinin ve içleri ışıl ışıl parlayan gözlerinin ardında küçük bir delilik yatıyordu. Ne yalan söyleyebilirdi, bu genç kızın sahip olduğu deliliğe bile aşıktı. {Hikaye yaş farkı içermektedir. Eğer Endgame'i izle...