{Bölüm 11}

3.2K 286 220
                                    

                                          * * *

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

                                          * * *

Tony ile kahvaltımızın ardından garip bir şekilde bugünlük işlerini bir kenara bırakmaya ve benle vakit geçirmeye karar vermişti.

Ortak salondaki rahat köşe koltuğa yayılmış scrabble oynuyorduk. Yüzündeki ciddi ifadeyle beni yenmeye çok kararlı gözüküyordu, meydan okuma kabul edilmişti.

"Bu bir kelime mi emin değilim."

Gözlerimi abartılı bir şekilde yuvarladım, bunu yedinci kez söylüyordu. Başımı koltukta geriye doğru atarak bir süre öyle kalmaya karar verdim. Kahkahası odayı doldurduğunda ben de gülümsememe engel olamamıştım, gülüşlerinin gerçekten de bulaşıcı bir özelliği vardı.

Kelimeyi kabullenmiş olacakki elindeki harflere baktı, bir süre düşündü ve sonrasında bir harfin iki yanını doldurarak üç harflik bir kelime yazdı. Bu pek de bir puan etmezdi, hala önde olan bendim.

"Eğer bu eli alırsam,"

Sırıtarak bakarken taşlardan beş tanesini elime aldım, üzerinde 11 puan yazan yere denk gelecek şekilde A harfinin kenarına taşları koyarak kelimemi yavaşça yazdım.

"Bugün ben ne istersem onu yaparız."

Tony Stark bana gözlerini kısarak şüpheci bir bakış attı. Bunun tehlikeli olduğunu biliyordu, her istediğimi yerine getiremezdi, getirmemeliydi. Belki bazı kurallar çerçevesinde bunu yapabilirdi?

Başını yavaşça sallayıp beni onayladığında tepkimi belli etmemek adına dudaklarımı sıkıca birbirine bastırdım. Aşırı bir tepki vererek kararından vazgeçmesine sebep olmak istemiyordum.

Elinde kalan son harflere baktı ve yenilerini çekmek için elini yeşil torbaya doğru uzattı. Gözüm skoru tuttuğumuz küçük deftere kaydığında sırıttım, bu eli kazanmasının mümkünatı yoktu.

*

Tony, arabasının ön koltuğunda kemerimin bağlı olduğuna emin olduktan sonra motoru çalıştırdı. Üssün otoparkından dışarı doğru sürmeye başladığında heyecandan dizlerimi kıpırdatıyor, yerimde duramıyordum. Oyunu farkla kazanmış, ondan beni eğlence parkına götürmesini istemiştim.

En son ne zaman bir tanesine gittiğimi hatırlamak zordu. Bazı anılar ne kadar diri kalıyorsa bazıları da bir o kadar buğuluydu. Bazı şeyleri hayal veya gerçek diye ayırmak zorlaşmıştı.

Bay Stark ilk söylediğimde bu fikri kafasında bir süre tartmıştı. Sebebi belliydi, bir şey beni çok heyecanlandırır veya korkutursa bunun içinden çıkmamız zor olurdu.

"Dönüşte dondurma da alabilir miyiz?"

Elbisemi çıkarıp yerine giydiğim kot şortun bacağındaki kıvrımla oynarken bakışlarımı kaldırıp yüzüne sahip olduğum en masum bakışı attım. O ise daha bana bakmadan başıyla beni onaylamış, yüzümü gördüğünde ise dudakları anında yukarı doğru kıvrılmıştı.

Sweet but Psycho || AvengersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin