* * *
Steve Rogers elindeki beyaz, yuvarlak pofuduk yastığı, kaçıncı defa yaptığını bilmiyorum, kabartarak uyku tulumumun serili olduğu önü açık olan çadırımın içine, diğer yastıkların yanına koydu. Müthiş bir iş çıkardığını düşünürcesine gülümseyerek ellerini beline koydu ve heyecanla parlayan mavi gözlerini bana çevirdi. Yalan söyleyemezdim, benim çadırım ve uyku köşem diğer herkesinkinden çok daha iyi duruyordu. Her şeyi Tony düşünüp hazırlamış olmasına rağmen Steve de benim için parçaları bir araya getirmekte oldukça uğraşmıştı.
Tony Stark, bana söz verdiği pijama partisini sözünden tam üç gece sonra, yani bugün, üssün arkasında kalan, ormana yakın olan bahçede kamp kurarak yapmaya karar vermişti. Benim için onunla ve diğerleriyle film izleyerek geçecek bir akşam yeterliyken o üşenmeden her şeyi düşünmüş, en küçük ayrıntısına kadar hazırlamıştı. Her konuda abartılı olmayı seviyordu.
Dürüst olmak gerekirse bununla ilgili bir şikayetim yoktu, fikrine bayılmıştım. Hava ılıktı, dışarıda olmak için mükemmel bir zamandı. Benim için bu kadar çok uğraşması ise... Kelimelerim burada yetersiz kalıyordu. Bu adamın bunları yapmak için hiçbir zorunluluğu yoktu ama sanki dünyadaki en önemli şey buymuşcasına yapıyordu. Bana gerçekten bu kadar çok mu değer veriyordu?
Ben Natasha ile dersteyken ve günün geri kalanında üste oyalanırken o, çağırdığı bir ekibe bahçeyi hazırlatmıştı. Steve ise anladığım kadarıyla gerek olmasa bile yardım etmekte ısrarcı olmuştu.
Ortaya büyük bir ateş yakılmış, ateşin etrafına ise yuvarlak oluşturacak şekilde renkleri birbirinden farklı çadırlar kurulmuştu. Benim toz pembe, üzerine yıldız şeklinde led ışıklar döşenmiş olan çadırımın sağ tarafında Tony'nin bordo, üzerine göğsünde taşıdığı ark reaktörünün mavi logosu işlenmiş olan çadırı yer alıyordu. Sol tarafımda ise... Peter'ın kırmızı ve siyah tonlardaki örümcekli çadırı vardı. Kendisi, yarısı çadırından dışarı doğru serilmiş olan uyku tulumunun üzerine oturmuş, en az benim kadar heyecanlı gözüküyordu.
Steve Rogers'ın mavi, kırmızı ve beyazlı çadırı Tony'nin iki yanına, çaprazıma konumlandırılmıştı. Ortalarında ise Natasha bulunuyordu. Steve'den sonra sıra Bucky ve Bruce olarak devam etmişti.
Steve, üzerinde saymaya üşendiğim kadar çok yastık olan uyku yerimi hazırlamayı bitirdiğinde eliyle bana oturmam için işarette bulundu. Ben oturduğumda ise Tony Stark vakit kaybetmeden iki büyük mısır kasesiyle beraber yanımızda belirdi. Birini Peter'a, diğerini ise biraz tereddütle bana uzattı.
Yüzündeki ifadeyi gördüğümde başımı yana yatırıp gözlerine abarttığını belirtircesine bakarak gülümsedim.
"Sorun yok. Patlamış mısır beni rahatsız etmezki."
Yüzündeki emin olmayan ifadeyle bir süre bana bakmayı sürdürdü. Doğruyu söyleyip söylemediğimi anlamak istercesine gözlerime bakıyordu. Sonunda ikna olmuş olacakki derin bir nefes alarak iç geçirdi, başını salladı ve kendisine patlamış mısırla içecek almak için uzaklaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sweet but Psycho || Avengers
FanfictionGenç kız gülerken ortaya çıkan inci dişlerinin ve içleri ışıl ışıl parlayan gözlerinin ardında küçük bir delilik yatıyordu. Ne yalan söyleyebilirdi, bu genç kızın sahip olduğu deliliğe bile aşıktı. {Hikaye yaş farkı içermektedir. Eğer Endgame'i izle...