Buzok'un Gizemi

65 16 38
                                    

Başlamadan Önce: Arkadaşlar lütfen oy vermeyi unutmayın. Böylece sevip sevmediğinizi öğrenip daha iyi şeyler ortaya koyabilirim. Hepinizi seviyorum iyi okumalar.

***

Anma Töreni'nin üstünden neredeyse bir hafta geçmişti. Herkes yavaş yavaş olanları unutmuş ve normal hayatlarına dönmüştü. Öğretmenler de artık kaygılı gözükmüyordu. Ancak Briseis'in içi hala şüphe doluydu. Leto bunun gereksiz olduğunu savunsa da Briseis hislerine dur diyemiyordu...

Herkes büyük salona toplanmıştı. Yemek saati olduğundan bu oldukça normal bir şeydi. Briseis her zamanki yerine geçmiş, Leto ve Laios'la birlikte oturuyordu. 

"Canavar diyorum Laios, onu gördüm."

Briseis kaşığı ağzına götürürken Laios suyundan bir yudum aldı.

"Onu görmedin, sadece duydun. Ayrıca oraya kesinlikle gitmeliyim. Gelmek istemezseniz de tek başıma yapabilirim."

Laios hep çok inatçı ve başına buyruk olmuştu. Kendi istediği şeyi her zaman yapardı.

Leto ve Briseis birbirlerine baktıktan sonra tekrar Laios'a döndü.

"Tamam ama kapalıysa zorlamak yok."

Laios başını sallarken yemek yemeye devam etti.

Önce Leto ve Briseis ardından da Laios, Müdire Meleagros'u selamlayarak büyük salondan çıktı. Briseis bunu yapmanın yanlış olduğunu biliyordu ama Laios'u yalnız bırakamazdı. Ayrıca kabullenmek istemese de içinden bir ses oraya gitmesini söylüyordu. 

Üst sınıflar koridoruna doğru yavaş ve temkinli bir şekilde yürümeye başladıklarında Briseis birkaç kez onları birinin görüp görmediğini kontrol etti. Kimsenin olmadığını gördüklerinde ise koşmaya başladılar.Üst sınıflar koridorundan hızla geçip Yasak Kütüphane'nin merdivenlerine vardıklarında Leto bir anda durdu.

"Belki de geri dönmeliyiz çocuklar..."

Leto çok cesur bir kız değildi. Hatta hiç değildi... Onun bir şey yapması için sadece gaza gelmesi gerekirdi. Buraya kadar da muhtemelen o yüzden gelebilmişti.

Laios gözlerini devirdi.

"Hadi ama Leto, şimdi pes edemezsin..."

Laios, Leto'ya üzgün bir suratla bakarken Leto başını iki yana salladı. Kafasındaki düşünceleri kovmaya çalışıyor gibiydi.

"Tamam, zaten büyük ihtimalle kilitlidir."

Laios sevinçle merdivenin ilk basamağını indiğinde Briseis ve Leto da onu takip etti. Merdivenler yine yarım yamalak görünüyordu, buna rağmen Laios hızla merdivenlerden inmeye devam etti.

Sonunda büyük demir kapının önüne geldiklerinde Leto derin bir nefes aldı.

"Bakın kitli. Hadi gidelim buradan."

Laios hayal kırıklığına uğramışa benziyordu. Demir kapıyı birkaç kez itti ve çekti. Daha sonra kilitlerini zorladı ama bir türlü açılmıyordu. Briseis bir an için kilidin üstünde parıldayan mavi bir ışık gördüğünde kilide doğru yürüdü. Kilide çekildiğini hissediyordu. Elinin yavaş yavaş soğuduğunu hissetti. Kilide elini götürdü ve kendine doğru çekti. Kapının bütün kilitleri tek tek açılmaya başlarken Leto ve Laios şaşkınlıkla kapıya bakıyordu. Briseis elinde tuttuğu asma kilide baktı. Artık parlamıyordu.

"Bunu nasıl yaptın?"

Laios, Briseis'e merakla bakarken, Briseis elindeki asma kilidi korkuyla yere attı.

HAPSOLMUŞ RUHLAR (Devam Edecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin