"Demek seni bulamadılar..."
Briseis yaşlı kadının ne demek istediğini anlamamış ve boş gözlerle ona bakıyordu. Kadının da bunu açıklamak ister gibi bir hâli yoktu.
Briseis dudağında hissettiği ılıklığa elini götürürken kitabın açık sayfasına bir damla kan düştü. Briseis elini hızla burnuna götürdüğünde, kadın kitabı kendine doğru çekti.
"Sen iyi misin?"
Kadın endişeli bakışlarla Briseis'e bakarken, Briseis sadece başını sallayabilmişti.
"Kendini çok zorlamış olmalısın. Seni bu halde Gezgin Küre'yle yollayamam."
Kadın Briseis'in bir elini, elleri arasına alırken Briseis diğer eliyle burnunu kapatarak konuşmaya devam etti.
"Buzkan silahlarının önemini anlatabilir misiniz? Neden bu kadar gizli tutuluyorlar bilmek istiyorum."
Kadın başını öne eğerken cümlelerini toparlamaya çalışıyor gibi duruyordu.
"Bunları sana anlatsam da kimseye söylememelisin Briseis..."
Briseis olumlu anlamda başını salladıktan sonra kadın devam etti.
"Buzkan silahları sadece Buzkan olanların kullanabileceği silahlardır. Buzkan olmayan birisi silaha yaklaştığı anda bile inanılmaz bir acı hissetmeye başlar.
Kral 2. Geryon zamanında -yani Kral Kadmos'tan sonra gelen 3. Kral zamanında- silahların artık tehlikeli olduğu gerekçesiyle tüm Buzkan silahları büyücüler tarafından kaplanarak Sonsuz Buzul'a atıldı.
Buna karşı çıkan birkaç yaşlı büyücü yakılarak öldürüldü..."
Briseis duyduğu karşısında şaşkınlıkla ağzını kapadı. Yaşlı kadın ise bir duygu belirtisi göstermiyordu.
"Tüm Buzkanlar son savaşta öldükten sonra... Yani son savaş olduğunu düşündüğümüz o savaş..."
"Hangi savaş?"
Kadın, Briseis'in sorusuyla ona döndü.
"Cidden size hiçbir şey anlatılmıyor değil mi?"
Briseis bir şey söylemeden kadın devam etti.
"Beira, Frau ve Freya son kez görüldükten sonra -yani benim yerime gönüllü olarak tekrar Sonsuz Buzul'a gittikten sonra- kalan tüm Buzkan'lar onları aramak için tekrar Sonsuz Buzul'a indiler. Ancak geri dönenlerin sayısı bir elin parmaklarını geçmedi...
Dönenler, Beira, Frau ve Freya'nın öldüğünü. Diğer Buzkan'ların da onlar uğruna can verdiğini anlattılar. Yanlarında getirdikleri birkaç silahı ve Buzok'u Krala götürdüler. O zamanlar Kral Kadmos'un oğlu Kral Acron babasının ölümüyle tahta geçmişti.
Buzkan'ların anısına tüm silahları ve ablasının Buzok'unu sergilemek üzere Buzul Meydana taşıttı. Geriye kalan Buzkan'ları da ödüllendirdi ve dinlenmeleri için görevden aldı.
Ancak Kral Acron'un torunu 2. Geryon, kral olduğunda tüm Buzkan silahlarını toplattı ve Sonsuz Buzul'un dibine yolladı!"
Yaşlı kadın son cümlesini sinirle söylemiş ve ayağa kalkmıştı. Yaşananları sanki tekrar yaşıyor gibi gözüküyordu.
"Peki..."
Dedi Briseis, yavaşça ayağa kalkarken.
"Buzok'ta onlarla birlikte yok edilmiş mi?"
Yaşlı kadın gözünden bir damla yaş süzülürken başını salladı.
"Evet, Briseis. Yani bugüne kadar öyle sanıyordum. Ama bugün kitaptan gelen o ses..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAPSOLMUŞ RUHLAR (Devam Edecek)
FantasyNiglacya'da doğan her çocuk Üç Kardeşler efsanesini bilirdi. Her zaman Üç Kardeşler saygıyla anılır ve onların tüm güzellikleri Niglacyalılara bahşettiği düşünülürdü. Briseis de bu efsanelerle büyüyen bir kızdı. Buzulun Çocukları yetimhanesinde büyü...