0.1

145 16 20
                                    


   Elimdeki ağır bavulumu zar zor da olsa odama çıkarmaya çalışıyordum. Bir yandan da oda arkadaşımın iyi biri olması için dua ediyordum. Ama bunun gerçekleşme ihtimali çok düşüktü. Hayatımda hiç bir zaman iyi biri olmadı. Ailem bile bana karşı hiç iyi olmadı. Hatta bırakıp gittiler. Üzmüyordu artık çoğu şey beni. Umursamıyordum çünkü.

   Sonunda odaya varabilmiştim. Şansıma cam kenarında ki yatak boştu. Odalarda iki kişi olarak kalıyorduk. Beraber kalacağım kişi odada değildi. Birazda ondan dolayı rahat davranarak yatağıma attım kendimi. Beklediğimden daha yumuşaktı yatak. 

   Eşyalarımı bana ayrılan yerlere yerleştirip son kez kontrol ettim. Düzgün olduklarından emin olduktan sonra telefonumu cüzdanımı ve odanın anahtarını alıp dışarı çıktım. Alışveriş yapmam gerekti. Nevresim takımı vb şeyler almam gerekti.

   Kulağıma kulaklıklarımı takıp yürümeye başladım. Huzur dolu bir şekilde yürürken  birinin omzuma dokunmasıyla irkildim.

   Kulaklığımı çıkarıp arkamı döndüm ama dönmez olaydım. "Selam Mashiho! Seninle burada karşılaşacağımızı hiç  düşünmezdim." dedi yüzünde o iğrenç gülümsemesiyle. O kim miydi; lise hayatımı cehenneme çeviren ve bunu sadece eşcinsel olduğum ve onu sevemeyeceğim için yapan bir kız.

   "Selam Yejin! Bende hiç düşünmezdim" dedim yüzüme onunki gibi iğrenç bir gülümseme yerleştirerek. Umarım beni bir daha ki sefere tanımazlıktan gelirdi.

   "Bakıyorum mutlusun. Sende haklısın lise hayatın pek iyi geçmemişti. Ama merak etme özletmem sana o zamanları." dedi sesini sonlara doğru kısarak. "Bunu yapmak için sebebin olduğunu düşünmüyorum. Hatırlatayım artık lisede değiliz. Ve ben o yaptığınız şeylere sesini çıkarmayan Mashiho değilim." sesim sert çıkmıştı normale göre.

   "Ahh tatlım sen büyüdün mü? Oy agucuk bugucuk! Diğer sefere kadar görüşürüz ama saymayı unutma 3. sefer en iyisi olacak." deyip kahkaha atıp gitmişti. 

   Bende ki şansa tüküreyim. Derin bir nefes alarak kulaklığımı geri kulağıma taktım. Müzik biraz da olsa düşünmeme engel oluyordu. 


                                                                         .

                                                                         .

                                                                         .


 Rengarenk kumaşların arasında geziyordum. Fakat gözüm en koyusunu arıyordu. Hiç renkli giydiğimi hatırlamıyorum. Küçükken de ailem koyu renkler giydiriyormuş. 

   Alacaklarımı aldıktan sonra yurda geri dönmek için otobüse bindim. Ücreti ödeyip tek kişilik bir koltuğa oturdum. Başımı cama yaslayıp dışarıyı izlemeye başladım. İnsanlar sürekli bir koşuşturma içindeydi. Bazıları tatlı, bazıları acı bir koşuşturma içindeydi...


                                                                        .

                                                                        .

                                                                         .


   Sonunda yurda gelebilmiştim. Güvenliğe geldiğimi haber verip odama çıktım. Oda arkadaşım da gelmiş olmalıydı. Kapıyı yavaşça açıp içeri girdim. Aldıklarımı yatağımın üstüne koydum. Geldiğimi yeni  fark etmiş olacak ki "Aa selam ben Jung Chanwoo. 4. sınıf bilgisayar mühendisliği öğrencisiyim. Umarım iyi anlaşırız." deyip elini uzattığında elini tutup "Selam ben Takata Mashiho. 1. sınıf moleküler biyoloji ve genetik mühendisliği öğrencisiyim. Umarım." dedim gülümseyerek.

   Bir daha konuşmamıştık Chanwoo hyung utangaç biri olmalıydı. Aldıklarımı yerlerine yerleştirip yatağıma uzandım bugün yorulmuştum. Bir anda aklıma Yejin'in dedikleri gelmişti. Her ne kadar umursamamaya çalışsam da aklıma takılmıştı. Dediğini yapan biriydi Yejin ve bu beni geriyordu. Umarım büyük bir sorun çıkarmazdı...



Umarım beğenmişsinizdir. Fikir ve düşüncelerinizi yorumda belirtip yıldızı parlatmayı unutmayın...



Roommate / MashiKyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin