Bugün ilk okul günümdü. Ve ben geç kalmıştım. Çok şanslıyımdır. Hızlıca hazırlanıp eşyalarımı da alıp odamdan çıktım. Üniversite ile yurdum birbirine çok yakındı Tanrı'ya şükür. Koşarak gidiyordum daha fazla geç kalmamak için.
Amfiye varınca arkalarda bulduğum ilk boş yere oturmuştum. Eşyalarımı çıkarırken profesör yoklama alıyordu. Adımı söyleyince biraz(?) yüksek sesle "Burada" demiştim. Yanımda oturan çocuk omzuma dokunup "İlk senelerden misin?" diye sordu. Kafa sallayarak onayladım. Çok yakışıklı bir yüzü vardı. Ses tonu naifti. "2. sınıf Kim Junkyu" deyip elini uzattığında "1. sınıf Takata Mashiho" dedim uzattığı elini tutarak.
Sunbae ile iyi anlaşmıştık. Dersten sonra bana fakülteyi gezdirmiş bir yandan da konuşmuştuk. "Sunbae çok teşekkür ederim bugün için. Dersim var şimdi sonra görüşürüz." deyip oturduğum banktan kalktım. Bileğimden tutan el yüzünden olduğum yerde kalakaldım. "Mashiho numaranı alabilir miyim? Tekrar görüşmek için." Yüzü öyle gergin duruyordu ki anlatamam. Gülümseyip "Tabii ki telefonunu ver kaydedeyim numaramı."
Telefonunu cebinden çıkarıp bana uzattı. Numaramı yazıp geri verdim. Sonra el sallayıp oradan uzaklaştım. Üniversite yıllarım güzel geçecek gibi hissediyordum. Umarım yanılmazdım.
.
.
.
Junkyu sunbaenin yanından ayrılmış dersimin olduğu amfiye doğru ilerliyordum. "Mashiho!" Biri seslenmişti. Kim olduğuna bakmak için arkamı döndüm. Yejin'di. Hızlı adımlara yanıma gelmiş "Bakıyorum Junkyu oppa ile yakınlaşmışsınız. Ay sana ne söyleyecektim. Hah hatırladım. Oda arkadaşının homofobik olduğunu biliyor musun? Çok fazla kavgası varmış bu konuda. Aman dikkat et seni de benzetmesin sonra." Deyip cevap vermeme hak tanımadan kahkaha atarak gitmişti.
Hala benden ne istiyordu anlamıyorum. Derince bir nefes alıp amfiye gittim. Yine arka sıralardan boş bir yere oturup profesörü beklemeye başladım.
Sessize almayı unuttuğum telefonum çalmaya başladığında hızlıca sessize alıp başımla profesörden özür diledim. Bilmediğim bir numaraydı. Açıp konuşmaya başladım "Efendim? Kimdiniz?" "Benim Kim Junkyu. Ben senin numaranı aldım ama sana benimkini vermeyi unuttum." Sesimi iyice kısarak "Önemli değil. Başka söyleyeceğin bir şey yoksa kapatmam lazım çünkü dersteyim." Ağh pardon söylemiştin zaten aklımdan çıkmış biran kusura bakma. Sonra görüşürüz." deyince "Görüşürüz" deyip kapattım.
Verimli geçen bir dersten sonra yurda dönüyordum. Uykum gelmişti. Adımlarımı hızlandırırken telefonum çaldı. Gizli numaraydı. "Efendim? Kimsiniz?" dedim. "Sana sürprizim var. Bunu görmek için yurdundaki odana hızlıca gitmelisin." Deyip kapatmıştı suratıma.
Merak etmiştim. Odama varınca kapıyı açtım. İçerisi kapkaranlıktı. Lambayı açınca yatağında kollarını birbirine dolamış sinirle oturan Chanwoo hyung ile karşılaşmayı beklemiyordum.
"Mashiho sen gay misin?"
Selam!!! Sonunda Junkyu'yuda ekledim. Chanwoo'nun homofobik olduğunu düşünmüyorum sadece karakter bulamayınca aklıma geldi bir anda. Her neyse düşüncelerinizi belirtip yıldızı parlatmayı unutmayın...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Roommate / MashiKyu
Fiksi Penggemarİçinde kalan umut kırıntılarına tutunuyordu Mashiho . Onu uzaktan seven Junkyu ise gün geçtikçe biraz daha çöken sevdiğine yardımcı olamıyordu. Yanına gitmeye cesareti yoktu. Belki Tanrı ona yardımcı olup sevdiğini kendisine getirirdi...