Üşüyordum. Tüm vücudum sanki buzla kaplanmıştı. Gözlerimi aralayıp etrafa baktığımda balkonda uyuyakaldığımı fark ettim. Kafama vurup "Salaksın olum sen." dedim kendi kendime. Hep zayıf bir bağışıklık sistemim olmuştu. Ve ben mal gibi tüm gece balkonda uyumuştum. Eminim ki hastalanacaktım. Oturduğum yerden kalkıp içeriye girdim.
Sunbae gitmişti. Bugün dersimin olmayışını şans bilerek sıcak yatağıma girdim. Yorganıma sıkıca sarılıp uyumaya çalıştım. Yine olmuyordu. Uyku hapı içmek istemiyordum. Telefonumu elime alıp oyun oynamaya başladım. Mesaj geliyordu fakat ben umursamıyordum şuna. Mesaj atan kişi kimse arıyordu. Uyuşukça açtım "Kimsiniz?" "Benim Mashiho. Seni benden başka kim arayabilir ki." Bu kız hala benden ne istiyordu bilmiyorum. Anlam veremiyordum zaten yaptıklarına. "Ne var yine? Neden aradın?" "Hiç sadece 3. görüşmemizi nerede yapalım diye soracaktım." Sinirle ofladım. "Öyle bir şey olmayacak. Bir rahat bırak artık beni." "Aaa hadi ama Mashi son kez. O zaman ben yere ve saate karar vereyim olur mu?" "Ne halin varsa gör yeter ki beni rahat bırak." " Saat 15.00'da senin bölüm fakültesinin ana bahçesinde. Sakın geç kalma başrolsün çünkü."
Yine neyin peşindeydi acaba. 4 yıldır yaptıkları yetmedi mi acaba. Yoksa büyük yemeğinin son dokunuşlarını mı yapıyor? Saate baktığımda 13.00'ı gösteriyordu. 2 saat vardı hala. Gözlerimi kapatıp yüzümü yastığıma iyice gömdüm. Tabii ki alarm kurmayı unutmamıştım. Eğer geç gidersem ya da gitmezsem yapacağının daha kötüsünü yapardı ve ben bunu istemiyorum.
.
.
.
Çalan alarmımı kapatıp yatağımdan çıktım. Banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. Dolabımın karşısına geçip siyah pantolonumla gömleğimi aldım. Hızlıca üzerime geçirip eşyalarımı da alıp odamdan çıktım. Yejin'in dediği yere gelip beklemeye başladım. Cebimden telefonumu çıkarıp saate baktım. 14.55'di. Ne planlıyordu acaba yine.
Bir süre daha bekledikten sonra karşıdan gelen Junkyu sunbaeyi gördüm. Tam el sallayacaktım ki birisi bileğimden tutup kendine doğru çevirdi. Boynumdan tutup dudaklarımızı birleştirdi. Gözlerim far görmüş tavşan gibi açılmıştı. Bu kız neyin peşindeydi? Neden öpmüştü beni? Hızla itip kendimi uzaklaştırdım. "Sen benim gibilerden iğrenmiyor musun? Bu neydi şimdi?" diye bağırdım. O ise gülerek "Hala iğreniyorum merak etme. Ama bu manzaraya değer." Kaşlarımı çatıp "Ne manzarasından bahsediyorsun?" diye sordum. "Soluna bak."
Kafamı dediği yöne çevirince olanları izleyen bir Junkyu sunbae gördüm. Bu olmadı işte. "Sunbae." diyerek yanına doğru ilerlemeye başladım. Ama bunu neden yapıyordum.
"Junkyu sunbae!"
Selam!!! Bugün salak gibi okula gittim. Buz gibiydi hava bide. Her neyse biriktirdiğim bölümler bitmek üzere o yüzden bir süre bölüm atamayabilirim. Bilginize...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Roommate / MashiKyu
Fiksi Penggemarİçinde kalan umut kırıntılarına tutunuyordu Mashiho . Onu uzaktan seven Junkyu ise gün geçtikçe biraz daha çöken sevdiğine yardımcı olamıyordu. Yanına gitmeye cesareti yoktu. Belki Tanrı ona yardımcı olup sevdiğini kendisine getirirdi...