Gözlerime gelen güneş ışığı artık yataktan kalkmamı istiyor gibiydi. Ama o isteğini gerçekleştiremeyecektim. Bugün kendimi çok miskin hissediyorum. Yatağımın içinde oturur pozisyona gelip gerindim. Bir süre böyle durduktan kalkıp yüzümü yıkamak için banyoya gittim.
Banyoda işimi hallettikten sonra duvarda asılı olan saate baktım. Kahvaltı saatini kaçırmıştım ne kadar güzel. Üzerime elime ilk gelen eşofman takımımı giyip eşyalarımı alıp odadan çıktım.
Hava bugün çok güzeldi. Kulaklık takmak istemedim. Doğanın sesini dinlemek ve huzur dolmak istiyordum. Güzel bir güne başlamıştım. Sokaklarda gezerken acıktığımı fark ettim. Biraz daha ilerde sürekli gittiğim bir sandviççi vardı. Hızlı adımlarla yürümeye başladım.
.
.
.
Siparişimi verip boş bir masaya oturdum. Kalabalık değildi. Sessiz ve sakindi mekan. Siparişimin hazır olduğunu belirten sesle tezgaha gittim. Paket olarak almıştım. Hava güzeldi dışarıda yemek için yeterli bir sebepti bu.
Nehrin yakınındaki bir parka gittim. Kimsecikler yoktu. Yüzüme ufak bir gülümseme yerleştirip memnun bir şekilde mırıldandım. Normalde banka otururdum ama bu sefer çimlere oturup rahatça yemek daha mantıklı gelmişti.
Afiyetle yemeğimi yerken bir yandan da nehirden gelen su seslerini dinliyordum. Tanrım benim gibi bir kulun olduğu yeni mi aklına geldi.
Günüm alışılmadık derecede huzurlu geçiyordu. Akşam oluyordu yavaştan. Yurda giderken markete gidip abur cubur ve içecek bir şeyler aldım. İçimden seke seke gitmek vardı. Ama bunu yapmak için utangaçtım.
.
.
.
Yurda varınca Chanwoo hyung ile konuştuk. Çok sevecen biriydi. Yatağıma girip laptopumu kucağıma alıp netflixden dizi izledim. Şu sıralar 'Broklyn Nine-Nine' izliyordum. Çok eğlenceli bir diziydi. Bir kaç bölüm izledikten sonra uyuyakaldım.
"YETER!" bağırarak uyanmıştım. Kabus görmüştüm. Aşırı korkunçtu. Gerçekleşme ihtimali bile beni germeye yetiyordu. Chanwoo hyunguda uyandırmış olsam gerek "İyi misin?" diye sormuştu. Kafa sallayarak onayladıktan sonra kafamı kaldırıp duvardaki saate baktım. Gece 4? Hadi ama ciddi olamazsın.
Gece bir kez uyandım mı geri uyuyamazdım. En nefret ettiğim özelliklerimdendi. Üstelik kafamı yastığa bırakırken yatak başlığına çarpmıştım. Ne kadar güzel.
Çekmeceme ne olur olmaz diye koyduğum uyku hapından içip yastığıma gömdüm kafamı. Derin uykunun kolları sarmalamıştı beni...
Selam!!! Diyeceksiniz Junkyu nerde çok yakında olaylara giriş yapacağım. Düşünce ve önerilerinizi belirtmeyi yıldızı parlatmayı unutmayın...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Roommate / MashiKyu
Fanficİçinde kalan umut kırıntılarına tutunuyordu Mashiho . Onu uzaktan seven Junkyu ise gün geçtikçe biraz daha çöken sevdiğine yardımcı olamıyordu. Yanına gitmeye cesareti yoktu. Belki Tanrı ona yardımcı olup sevdiğini kendisine getirirdi...