Merhabaaaa
Umarım beğenirsiniz.
oy vermeyi yorum yapmayı unutmayın lütfen. Yazım yanlışları varsa kusura bakmayın lütfen.Bazı kardeşlikler aynı anne baba ya sahip olmadan, aynı kanı taşımadan da olur. Ve bazen keşke kimse olmasaydı da sen olsaydın kavramını kullanır insanlara karşı. Türkmen kardeşsindir. Askersen herşeysindir.
-" Kurtaracağınız kişi Işıl melek Özgen."...
######
Hani insanın böyle boşluğa düştüğü anlar olur ya, işte tam olarak öyle bir andaydım. Işıl yakalanmış mıydı yani. Kamera şakasının bir parçası olmasını diledim o sözlerin. Şakacı şen şakrak Işıl' ın bir yerden çıkıp şaka demesini.
O... O en iyisiydi meseleğinin. En iyilerindendi. Benden ses çıkmadığını fark eden yarbay sandalyesinden kalkıp yanıma geldi. Elini omzuma koymasıyla öyle bir yangın baş gösterdi ki yüreğimde ne yapacağımı şaşırdım.
Peki Çiler' in haberi var mıydı olanlardan? Ona haber verilmesi lazımdı. Biz kardeşdik ,kırılırdı sonra bize.
Kafam kazana dönerken gözlerimde ki çaresizliği yarbay'ın gördüğüne yemin edebilirdim. Bu adam bizi on yıldan fazla tanıyordu belki de ama bizi çözemediği anları o kadar çoktu ki. Bize kendimizi , duygularımızı nasıl kamufle edeceğimizi o göstermişti. Biz bu halimize gelebilmek için en iyilerden eğitim alan en iyi askerlerdik.
-"Az sonra ona da haber vereceğim. Sakin ol. Birlikte gidip kurtacaksınız kardeşinizi, kızımı, askerimi." derken ne kadar da zorlanıyordu. Elbet bizim için bir kez zorsa ki daha da zordu. Onun için bin kez zor olmalıydı. Biz YARBAY Melih Emirdağ ile kendimizi bilirken, yaralarımızı sarmaya çalışırken, yolumuzu kaybetmişken tanışmıştık Melek' in aksine.
Benim güzel kuzum, canım arkadaşım. O... O hepimizden önce ve daha kötü bir tanışma yapmıştı yarbay'la. Ölümün ucundan dönüp öldürmeye yemin edenlerdendi Işıl. Yaralı insanın hali başka oluyor tabii. Kimse bilmez bunu. Krem olarak vatanımızı kullanırdık biz. Ama bazen işe yaramaz daha çok yara açılır, canımız daha çok yanardı.
-" Durumu hakkında bilgiye sahip miyiz komutanım". Sesim tahminimden de kısık çıkmıştı. Dizlerimde ki tüm güç çekilmiş gibiydi. Melih yarbay elini koluma koyup destek olmaya çalışmıştı. Bizden daha çok desteğe ihtiyacı olan adam yine bize destek oluyordu.
Yine hayat son golü ben atarım demişti. Yine ummadığımız anda celmesini takıp dizlerimizin yara bere içinde kalmasına sebep olmuştu. Yine mutlu olmamıza izin vermemişti. İzin verecek miydi birgün? Hakkınız, artık gülün diyecek miydi.
Önüme bırakılan suya baktım. Ne elimi uzattım, ne de ağzımı açıp başka soru sordum. Soracak gücü kendimde bulabildim. Zaten yarbay da en son soruma cevap vermemişti. Demek ki sadece esir edildiğini biliyorduk.
Delirmeme ramak kalmıştı. Deli bir insan delirir miydi?
Delirirdi elbet. Sevdiklerine zarar geliceğini düşünürse delirirdi. Ölüm makinasına dönüşürdü. Peki ben ölüm makinası değil miydim zaten.
Ne kadar kafamın içinde dönen çarkları dinledim bilmiyorum. Kapı savrulup duvara çarparken gözleri kızarmış, yüzü öfkeden normal bir insanın gördüğü an kaçacağı kadar sert görünen bir adet Çiler daldığın da. Sırtımı yavaşça koltuğa yasladım.
Kendimi geçtim ben bu kızı nasıl idare edecektim şimdi. Birbirimizden deliydik biz. PENÇE TİMİNİN hem kurulma hemde ortadan kaldırılma sebebi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PAYİDAR ERVAH
Teen FictionAskerdi onlar, herkes gibi. Türk doğan herkes asker değil miydi zaten. Onlar bu lafı fiile döken yegâne insanlardan ,yegâne kadınlardan birisiydi sadece. Düşmanlarına dağların ZEBANİSİ... ASKERLERİNİN RUHSUZU... VATANININ TURNASI...