Özer' den
-"Dosya da yazan tüm eğitimleri saymaya başla yüzbaşı..." Kocaman açtığı gözleriyle bana bakan Çiler hanıma ne kadar boş gözlerle bakarsam da içimden attığım kahkahayı bir ben biliyordum.
Güzel kızdı vesselam. Yeşil gözleri, sarı kahve karışımı saçları her erkeği etkileyecek asker olmasa kesin manken olabilecek bir fiziğe sahipti.
-"Hepsini mi?" Naif sesiyle kendime gelip başımla onay verdim. Sesimi şuan pek iyi çıkacağını sanmıyorum.
Duruşunu bozmadan başını hafif kaldırıp gözlerini gözlerime dikti.
-"•Muharebe temel eğitimi,
•göğüs göğüse muharebe,
•uzak mesafeli keşif devriye,
•sızma,
•Tehşis ve tanıma,
•Hayatı idame,
•Kaçma ve kurtarma,
•Hedef atirifi,
•Ateş tanzimi
•Psikolojik harekat,
•Tahrip,
•Paraşüt,
•Kurbağa adam,
•Gayri nizami savaşı,
•Özel harekat,
•Yer ekip komutanlığı,
•Tahrip teknikleri,
•İlk yardım,
•Cerrahi müdahale teknikleri,
•Mühimmat imha,
•Ağır ve hafif silah uzmanlığı,
•İstihbarat uzmanlığı,
•Muharebe kursları,
•Yabancı dil,
•Ranger,
•Sivil işler,
•Halkla ilişkiler,
•Hayatı idame, bunlar üç yıldır gördükleri eğitimler komutanım. Biz bazı eğitimlerinin üstünden daha fazla geçmiş bulunmaktayız."Ezberlemişti hepsini helal olsun. İç sesim Çiler' i ayakta alkışlarken ben biraz daha zorlama taraftarıyım ki üstü olduğumdan bunu daha kolay yapıyordum.
-"Sen neler öğrettin yada nelerin üstünden geçtin asker"
-" Tahrip, tahrip teknikleri, ve güven atışını yaptırdım komutanım. Bugün ağır ve hafif silahlar hakkında eğitim vereceğim.
-"Tamam çıkabilirsin" baş selamı verip hızla odadan ayrıldı. Kapanan kapıya uzun uzun baktım.
Ben bu kızı nasıl koruyacaktım. Çok yanlış bir şekilde karşılaştık, hiç olmasını istemediği gibi hayatında bir rolüm vardı ve Çiler zeki bir kadındı. Elbette bazı şeyleri anlamıştı.
Beni yanına yaklaştırmazdı asla. Ben yaklaşmaya kalksam önce kendisi sonra Araf bey canımı okurdu zaten. Telefonumun sesiyle düşüncelerim dört bir yana dağıldı.
Ben Kader hanımı nasıl unuttum. Bir süre çalan telefona baktım. Açmazsam daha sonra illaki sinir olacağım birşey yapardı. Kapanmak üzere olan telefonu açmam ile derin bir nefes aldığını duymam bir oldu.
-"Müsait miydin ablam"
-"Müsaitim söyle."
-"Özer ben as-"
-"Söyle" diye tekrar ettim. Her konuşmamızın böyle olmasının sebebi oydu. Yaptığı ihanetti. Bir insanın güvenini kullanarak ona ihanet etmesi kadar pis ve lanet başka bişey var mıydı.
Ablam ona olan güvenimi kullanmıştı. Hüma hanımın ona olan güvenini kullanmıştı. Herkesin geçmişinde melek geleceğinde bir kalleş olmayı seçmişti.
-"O nasıl" fısıldadı. Sesini kaybetmişti yine. Ne gülünç ama. Sen dostuna seni seven küçük bir kıza ihanet et sonra gel merak et.
Keşke diyorum keşke o kurşun Kader 'in kalbini parçalasaydı. Keşke Hüma hanım yerine o toprağın altında o yatsaydı. Ne yazık ki elimden keşke demekten başka çare gelmiyordu.
-"Emin ol çok iyi. Kocan olacak adama da söyle seni böyle konular için beni aramaya zorlamasın. Çiler Hüma hanımın kızı güçlü bir kadın o. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PAYİDAR ERVAH
Teen FictionAskerdi onlar, herkes gibi. Türk doğan herkes asker değil miydi zaten. Onlar bu lafı fiile döken yegâne insanlardan ,yegâne kadınlardan birisiydi sadece. Düşmanlarına dağların ZEBANİSİ... ASKERLERİNİN RUHSUZU... VATANININ TURNASI...