18| B-ben cezamı çekmiş miyim?
Pembe yanakları olabildiğince kızarmış, bana şaşkın bir bakış atmıştı kaküllerinin arasından.
"Hayır ben öyle değilim." Yüksek bir balkonun kenarında olduğunu fark ettiğinde demirlerdeki ellerinden birini koluma koyup sıkı sıkı gömleğime tutunmuştu.
"Korkuyorum burada..." Konuyu değiştirmesine şimdilik izin vermiş. Bedenini bir adım arkamızdaki duvara yaslamıştım. Duvarının canını yakmayacağından emin olmak için bir elimi beline, diğerini kürek kemikleri hizasına getirmiştim. Bedeni duvara yaslandığında gülümseyerek yanağındaki morluğu tekrar öptüm. Burnumu yanağına hafifçe sürtüp kulağına vardım.
"Bana izin verir misin?" Hala gömleğimde olan kolu farkında olmadan biraz gömleğimi aşağı çekmiş, omzumu açığa çıkarmıştı.
"Karşılığında ne kazanacağım?" Beklemediğim cevap beni bozguna uğratmıştı. Sağlıklı bir nefes alıp düşünmeye çalıştım. Leylak ve hanımeli daha çok hücrelerime yayılıp beynimi işlevsiz hale getirdi.
"Ne istersen? Sadece benden ayrılmak tarzı düşünceler olmaz."
"Dışarıya bu gömlekle çıkmanı istemiyorum o zaman." Yüzünün karşısına gelip söylediğini algılamaya çalıştım yeniden. O kadar şey istemek varken benim bu gömlekle çıkmamı istememişti. Sadece ufacık bir ihtimal, belki kıskanmıştı beni ya da çok büyük ihtimalle soytarı gibi gözüküyordum ve bu şekilde çıkıp rezil olmamızı istemiyordu.
"Tabi Taehyung... Yapacağım şey çok küçük olduğu için galiba küçük bir öpücük hak ettim değil mi? Keşke daha büyük bir şey isteseydin." Kolumdaki eli yavaş yavaş yukarı tırmanmış, olmayan aklımı bulamaça çevirmişti. Gömlek yüzünden açıkta kalan boynuma dolanmıştı soğuk eli. İrkilmiş, beklemediğim hareket yüzünden afallamıştım. Kendisi o lanetli günden sonra isteyerek bana dokunuyordu. Bu aslında bir mucize bile olabilirdi.
Kendime sürekli 'küçük bir öpücük' diye hatırlatıp, nemli dudaklarına kanı çekilmiş dudaklarımı bastırdım. Yumuşacık, şişkin alt dudağını dudaklarım arasına alıp minik minik emiyordum. Üst dudağı benim üst dudağımı kavradığında resmen bayılacak gibiydim. Ensemdeki parmakların her tarafımı uyuşturduğu yetmiyormuş gibi birde dudaklarım uyuşmuştu. Öyle ki şu an ne yaptığımın bile farkında değildim. Belindeki ellerim sıkılaşmış, bedenini havaya kaldırarak duvara yaslamıştım, bacaklarından destekleyerek bedeninin önüne yerleşirken güzel dudaklarını şevkle öpüyordum.
Aklımı zor bela toparlayıp dudaklarından ayrılarak titrek bir nefes aldım. Kapalı gözlerini hafifçe aralayıp, önce kırmızı dudaklarıma ardından ona bakan okyanuslarıma odaklanmıştı. Çok güzeldi ve ben bunu söylemekten asla vazgeçmeyecektim. Bedenini kucağımda hafifçe hoplatıp kalçalarının altından geçirdiğim ellerim üzerinde rahatça oturtmaya çalıştım. Sırtı duvardan ayrıldığında diğer eli de boynuma dolanmıştı.
"Biliyorum, sen çok güçlü bir adamsın ama ben ayakları üstünde yürüyebilen bir varlığım. Ayaklarım yerdeyken daha mutluyum üstelik." Hafifçe tebessüm edip utanmış yüzünde gözlerimi dolaştırdım. Onun odasına girmiştik bu sırada.
"Benden bir şey daha istesen ve bende karşılığında öpücük alsam?" Tatlı kahkahası tüm odayı mest etmişti bir anda. Onu ilk defa böyle keyifli görüyordum. Çok mutluydu ve bu beni daha çok mutlu ediyordu.
"Olmaz her gün bir tane."
"Söz o zaman."
"Söz veremem, keyfime bağlı." Kalçalarını dikiş masasının üstüne yerleştirip hafif geri çekildim. Gözlerim dikkatle yüzünde dolaşıyor, her detayını defalarca aklıma yazıyordum. Gözünün köşesindeki, burnunun üzerindeki ve en çok da dudağındaki beni öpmek istiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
king of taehyung's || taekook
Fanfic[Bazı bölümler şiddet ve argo konuşma içermektedir. Karakterin birkaç bölüm şiddete meyli vardır. Ayrıca belirlenmemiş psikolojik rahatsızlığı bulunmaktadır.] [Tüm karakterler gerçekte nasılsa aynı cinsiyette yazılmıştır. İlk birkaç bölüm anlaşılmas...