İlk mektubunuzda bana nasıl hitap edeceğinizi bilemediğiniz için Bay K demeyi makul görmüştünüz. Şimdi aynı durumdan muzdarip olmaktayım. Pekâlâ size Bayan Sızı diye hitap etmem konusunda bir sakınca olmayacağını ümit ediyorum.
Sanki yüreğinizde nahif, ince fakat muhakkak devamlı bir ağrı var. Bu ağrı küçük bir sızıyla başlayıp dakika başı gelen uslanmaz sancılara dönüşüvermiş. Düşünmek istemediğiniz durumlar için başka başka alemlere dalmayı tercih etmişsiniz. Fakat bu alemlerde esas düşünceler bir şekilde kendini sığdıracak yer bulmuş gibi yeniden zihninizi esir almış.
Ben orada durmadan yankılanan rahatsız edici ses miyim?
Umursamadığımı düşündüğünüz mektupların her birini defalarca kez okudum. O satırlarla aramızda, yazanın bile giremeyeceği bir bağ oluştu. Bana olan kızgınlığınız, hırsınız, serzenişleriniz ve bunların yanı sıra sevginiz... her birine yüz yüzeymişiz gibi şahit oldum. Hiç tanımadığım bir insanın canını yakıyormuşum gibi hissettim. Aslında bu hissetmenin çok ötesindeydi, sizin canınızı yaktım.
İstemeyerek yaptığımı söyleyip üzerimdeki kalkanları savurmayacağım. Birinin başka bir insan tarafından sevildiğini görememesi benim gözümde ahmaklıktır. Ben hayatımda hiç bu kadar sevilmedim.
Tüm bunların dışında dünya görüşüne karşı kendi içinizde açtığınız savaşın mağlubiyetini kabullenemiyorsunuz. İçinizde dünyaya karşı bir savaş ve düzene haykırma isteği var. Benimle aynı düşünceleri savunan biriyle hiç tanışmamıştım. Siz bensiniz... benimlesiniz... Fakat ben de bu yüreği taşıyacak güç yok. Daima 'ne verirsen onu alırsın' kavramına inandım. Ama sizin gibi birinin kalbini hak etmek için yeryüzüne hiçbir şey vermedim. Eksiğiniz olduğunu düşündüğünüz bir elinize karşılık eksik olduğunu düşündüğüm duygularım var ve hangisinin daha acı olduğunu kestirebilen taraftayım. Bir tercih hakkım olsaydı, duygularınıza karşılık iki elimi de feda edebilirdim. Benim de böyle bir kalbim olsaydı da, iki elim birden olmasaydı.
Sizi hayata tutundurabilmek için o çocuğu gönderdiğimi söylemişsiniz. Oysa şu an kendimi bile size versem, bu kararınızdan caymayacağınızı biliyorum. Yeryüzü, bu kadar sorgulayan, kırılan ve detaylarda boğulan birinin yalnızca cehennemi olur. Bana bir insanın ölmeyi istemesi için birden çok sebebi olduğunu öğrettiniz. Önceleri hep büyük acılar yaşamış insanların ölümü tercih ettiğini sanırdım. Bazen hiçbir şey yaşamamanın da ölmek için en iyi sebep olduğunu öğrendim. Fakat sanırım en büyük sebep, sevilmemek.
Sevgisiz hissetmek insana verilen en büyük cezadır.
Yıllardır hayatımdaki boşluğu sorgulayıp durmuş, ama bir türlü neyin eksik olduğunu bulamamıştım. Ailem, arkadaşlarım, çevremdeki birçok kız beni severken bile gerçek sevginin ne demek olduğunu hiç anlamamışım. Hepsinin beni sevmesi için bir sebebi varmış. Ailem; kan bağından dolayı, arkadaşlarım; onlara tükenmek bilmez ikramlarımdan ötürü, kızlar ise; sözünü ettikleri cazibem ve servetim için sevmişler. Oysa gerçek sevgi, hiçbir karşılık beklemeden, karşındaki insanı bir kalıba koymadan ve O'nda olan kötü özelliklerin farkındayken bunları hoş görmek yerine dile getirmekteymiş.
Senin Bay K'en de tıpkı senin gibi sevgisiz Bayan Sızı...
Attığım her adımdan, bulunduğum her hareketten haberdarsınız. Bir insanın başka bir insanı bu kadar bilmesi olanaksız gibi geliyor. Beni çok iyi tanıyorsunuz ve bu fazla korkutucu. Tüm bu yazdıklarıma karşı niyetim size ümit vermek ya da ümidinizi kesmenizi sağlamak değil. Tek isteğim, yaşadığınız her şeye rağmen hayatta kalmanız. Belki bunu istemeye hiçbir hakkım yok. Belki hayatınızın tek anında bile sözlerimin bir geçerlilik payı yok, fakat bayan, bunu isterken kendime engel olabilecek güç de bende yok. Hem söyler misiniz, bir insanın ölmesini nasıl isteyebilirim? Buna göz yummak delilik olmaz mı? Üstelik bunda biraz da olsun benim payım varken...
Şimdi lütfen eksik olduğunuzu sandığınız düşünceleri atın kafanızdan. Eksik olan benim, bizleriz, tüm insanlık... lakin siz eksik değilsiniz. İnsanın bir parçasının olmaması hayatında zorluklara sebep olabilir, ama zihninden bir şey götürmez. Karşınızda sizin duygularınıza sahip olabilmek için bir organını feda etmeyi göze almış bir adam var ve siz hâlâ eksik olduğunuzu mu düşünüyorsunuz?
Haftalardır size dair kötü bir haber alacağım korkusuyla yaşayıp duruyordum. Sonra fark ettim ki ne yediğim yemekten bir şey anlıyorum, ne yaptığım seyahatlerden ne de uyuduğum uykulardan... aklım fikrim siz olmuşsunuz, Bayan Sızı.
Eğer sizi o hayattan çekip almamı isterseniz, bunu hiç düşünmeden yaparım. Yeter ki bana bir işaret gönderin. Yeter ki bana yapacaklarınızdan vazgeçtiğinizi söyleyen bir mektup yazın.
Mektubun başlarında ümitle ilgili zırvaladığım şeyleri unutun. Size arkamı dönmek için sırtımı hazırlamıyorum. Sadece sarılmak için göğüs-kafesimin hazır hâlde beklediğini bilin...
♧
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İntihar Mektupları [ Tamamlandı ]
ChickLitHer Salı saat 20.30 da posta kutunuzda siyah bir zarf görseydiniz tepkiniz ne olurdu? Tüm bunlar bir kadın tarafından yazılmış intihar ve aşkla harmanlanmış mektuplar... "Biliyor musunuz Bay K, bana aşık olacaksınız fakat ben o gün hayatta olmayaca...