Hissettiğim her duygu adına cümle kuramıyorum. Sadece acı çekiyorum. Çok fazla acı. Yırtıcı bir hayvan, pençelerini kalbime saplıyormuş gibi hissediyorum. Bilirsiniz, acı çeken her insanın kendine has bir tarifi vardır. Çektiğim bu acıyı, kocaman yeryüzünde tek başına kalmış birine benzetiyorum. Aslında şimdi de benzetmek deyiminin fazlalık olduğu hissine kapılıyorum.
Bay K, kocaman yeryüzünde tek başına kalan o biri benim.
Geçenlerde Bayan P, bize ziyarete geldi. Biraz kurabiye ve süt ikram ettim. O oldukça cazibeli bir kadın ve annemin ricası üzerine bana birkaç şey öğretecek. Ah, yeryüzünde yalnız biri olduğumu söylerken sizi kandırdığımı düşünmeyin lütfen. Bir ailem ve arkadaşlarım var ama ben, onların içindeki yalnızlığımdan söz ediyordum. Bunun daha da acınası br durum olduğunu bilemezsiniz. Yani kalabalık içindeki yalnızlığın...
Esas konumuza dönecek olursak; sevgili annem, yaşımın yirmi beşe dayandığını ve evlilik çağımın geçtiğini söylüyor. Bunun yanı sıra kapımızın herhangi bir görücü tarafından çalınmaması konusunda şikayetçi. Artık hatayı ben de aramaya başladı. Biraz daha kadınsı ve cilveli görünmeliymişim. Küçük kız kardeşim bile benden daha dikkat çekiciymiş...
Biliyor musunuz Bay K, bir başkası zaten farkında olduğunuz gerçekleri söylediğinde hayatınızda hiçbir şey değişmiyor.
Tüm bunların farkındayım. Fakat söyler misiniz, intihara karar vermiş biri olarak bu hayatta hâlâ bir şeyleri kazanmak için çabalayan birini gördünüz mü?
"Belki de her şeye en başından başlamamız gerekiyor."
Bayan P'nin ilk cümlesi bu olmuştu. Bana kendine güvenen bir kadının nasıl yürümesini, etrafa nasıl ışık saçması gerektiğini, tüm insanların bakışlarını nasıl üzerime çekeceğimi öğretti. Omuzlarım daima dik olmalıymış, kırık camların üzerinde yürüsem bile yüzümdeki tebessüm asla silinmemeliymiş...
Aklım allak bullak olmuştu. Birinin beni beğenmesi için daima gülümsemem mi gerekiyordu? Canım acırken, bunu sevdiğim insanla paylaşmak yerine ondan gizlemeli miydim? Başka şeyler de öğretti ama bunları anlatarak kafanızı şişirmeyeceğim. Sadece öğrettiği her şeyden tuhaf bir anlam çıkarıyordum. Bana, bir erkeğin tüm ihtiyaçlarını gideren ve suratı asla asık olmayan bir köle olmayı öğrettiği hissine kapılıyordum. Ömrümün sonuna kadar benden sıkılmaması için çabalamalı, onu daima heyecanlandırmalıydım.
Bayan P, birinin dikkatini gerçekten çekmek istiyorsam 'esas beni' öldürmem gerektiğini öğretmişti.
Kocaman iki saatin ardından öğrendiğim tek şey buydu. Geçen hafta gönderdiğim mektupta, bu dünyaya ait hissetmediğimi söylemiştim. Şimdi biraz da olsun ne demek istediğimi anlıyor musunuz?
Uyumsuz biri olmakla suçlanırken, ölmeyi istemem kadar doğru bir şey olamaz. Ben bu dünya üzerinde insanların doğru bulduğu en ufak olaya bile uyum sağlayamıyorum. Belki de çok detaycı biriyim. Her şeyin en derinine inip olaylara o yönden bakıyorum. Annem çok kızıyor. Bu kadar düşünmenin lüzumu olmadığını, yapmak gereken tek şeyin iyi bir eş bulup güzel bir yuva kurmak olduğunu savunuyor.
Kısacası benim için bugün diğer günlerden farklı geçmedi. Fakat siz, öğrendiğime göre tüm hafta boyunca bu gizemli kızın kim olduğunu aramışsınız. Beni bulmak istiyorsanız; etrafta aramayın, yazdıklarıma bakın. Ben sadece bu cümlelerden ibaretim. Beni bulmaya çalışmayın, anlayın.
Tüm bunların sonucunda gün sonunda bir kanıya varabildim.
Belki de her şeye en başından başlamamız gerekiyor.
Bayan P, bu cümleyi bana nasıl kadınsı olacağımı öğretmek için söylemişti. Oysa ben bambaşka anlamlar çıkarmıştım. Söylediği gibi her şeye en başından başlamak mı gerekiyordu?
Buna gücüm yok, Bay K. Yapamam, çünkü artık benim için 'geç' kavramının var olduğuna inanıyorum.Başlamak bazen bir sonu getirebilir. Kendi sonumu getirmek için artık başlamalıyım. Nasıl intihar edeceğim hakkında hâlâ bir fikrim yok. Bunu bir tabancayla mı yapmalıyım yoksa güzel bir ağacın dalına ip mi dolamalıyım?
Ah, yeterince sıradan bir hayatım olmuşken, ölümümün basit olmasını istemiyorum. Bu kadarına hakkım var, değil mi?
Gelecek hafta görüşürüz Bay K. Merak etmeyin, o zamana kadar hayatta kalacağım. Mektuplarım son bulduğunda ve artık bana aşık olduğunuza emin olduğumda bu hayata son vereceğim. Bayan P, bu cümlelerimi okuyacak olsaydı, ne kadar özgüvenli bir kadın olduğumu savunurdu. Kimseye kanıt sunmaya ihtiyacım yok. Sadece size, en çok size ihtiyacım var.
Bana aşık olacağınız günü beklemekteyim. Biliyorsunuz, bana aşık olacaksınız...
♧
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İntihar Mektupları [ Tamamlandı ]
Chick-LitHer Salı saat 20.30 da posta kutunuzda siyah bir zarf görseydiniz tepkiniz ne olurdu? Tüm bunlar bir kadın tarafından yazılmış intihar ve aşkla harmanlanmış mektuplar... "Biliyor musunuz Bay K, bana aşık olacaksınız fakat ben o gün hayatta olmayaca...