Korkular... korkular... korkular...
Neticede korktuğumuz her şey günün birinde başımıza gelmez miydi? Kaçtığımız her olayın namlusunda suretimizi bulmamış mıydık? İşte şimdi oklar beni gösteriyor. Korktuğum en büyük şeyle yüz yüzeyim.
Kaybettim. Onu kaybettim...
"Tüm bu gerçekler halk tarafından nasıl duyuldu?"
Sustum. Dakikalardır anlattığım gerçeklerin en zor kısmına gelmiştim. Hâlâ hayatın bana sunduğu acılara direniyorsam, aklımı yitirmişliğimdendir. Oysa deli olanlar ne kadar şanslı... aklı başında olanlar hâline yansın!
"Kızın yazdığı tüm mektuplar, Bay K'nin ailesi tarafından kulaktan kulağa yayıldı. Zavallı kızın rezil olmasını istediler. Artık herkes o satırları ezbere bilecek kadar dile getirdi."
Karşımdaki kadının gözünden bir damla yaş düştü. Tepkisizliğim onu bozguna uğratıyordu. Başlarda söylediklerimin bir efsane ya da hikâye olduğuna inanmayı tercih etti. Fakat her biri gerçekti. Bay K ve Bayan Sızı hiç olmadığı kadar varlardı.
"Bunu bana neden anlatıyorsun?"
Şimdi sert bir iskemlenin üzerinde oturmuş, acıyan eklemlerimle ne zaman son bulacağını bilmediğim kelimeleri döküyorum beyaz sayfaya. Çatlak masanın üzerinde bir mum var. Dışarıda değilim, evin içinde de... fakat göğü kaplayan yıldızları görebilecek kadar yakınım karanlığa. Bakın bir yıldız iniyor yeryüzüne. Benden dilek dilememi beklemeyin. Söylesenize, kim veda sırasında kayan bir yıldıza dileğini fısıldar?
Yazdığı ilk mektup bu satırlarla süslenmişti, değil mi? Şimdi ben de aynı şeyleri yapıyorum. Çatlak masamın üzerinde bir mum var, fakat onun aksine ne zaman son bulacağını bildiğim kelimeleri döküyorum beyaz sayfaya. Yoldan geçen ilk kişiyi durdurup aylardır susmak bilmeyen halkın sesine kendi sesimi karıştırıyorum. O kadar çok susmuşum ki, konuştukça şakaklarım zonkluyor. O olayların ardından ilk kez konuşuyorum ve döküyorum içimdeki tüm birikmişliği. Çünkü onu kaybettim. Çünkü onu koruyamadım. Koruyamadım. Kendimden bile...
"Şanslı kişi sendin."
Muhtemelen anlattıklarımın acısıyla tezat bir biçimde tebessüm eden yüzüme şaşırıp kalıyor. Oysa içimde etrafta gelişen her şeye gülme isteği olduğunu bilmiyor. Onu aydınlatmayacağım. Çünkü şu sıra karanlığa ihtiyacımız var. Masanın üstündeki titrek mumun alevine rağmen...
"Sonra ne oldu?"
Meraklı bakışları bir an önce sonuca ulaşmak ister gibi baksa da sonucundan ve duyacaklarından deli gibi korkuyordu.
"Tüm bu olaylardan sonra son mektupta buluştuklarını yazmış. Bay K, ona bir tercih hakkı sunmuş."
Oysa öyle bir şeyin olmadığını bilen tek kişi de bendim. Bay K ve Bayan Sızı hiçbir zaman buluşmamıştı.
"Bizi öldürmek mi yoksa yeniden doğurmak mı istiyorsun?"
Söylediklerimin üzerine hemen söze girdi.
"Ama Bayan Sızı, yeniden doğmayı seçti, değil mi?"
Sırf böyle olmasını istediği için ses tonunda baskı yapan bir tını vardı. Onların yeniden doğmasını ve masallardaki gibi sonsuz bir mutluluk sürmesini düşünmek istiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İntihar Mektupları [ Tamamlandı ]
ChickLitHer Salı saat 20.30 da posta kutunuzda siyah bir zarf görseydiniz tepkiniz ne olurdu? Tüm bunlar bir kadın tarafından yazılmış intihar ve aşkla harmanlanmış mektuplar... "Biliyor musunuz Bay K, bana aşık olacaksınız fakat ben o gün hayatta olmayaca...