X-3

783 70 10
                                    

Yıllar sonra ilk kez bir şeyi sorguladım. Daha önce hiç düşünmediğim bu şeyi ilk kez düşündüm.

Böyle biri olduğum için mutlu muydum?

Hassas olduğum, her şeyi takıntı hâline getirdiğim, insanlar için önemsiz olan olayları büyüttüğüm, korkularımın önüne geçemediğim ve ağzımdan çıkan her söze dikkat etmem gerektiğini kendime hatırlattığım için mutlu muydum?

Daha önce kendinize hiç bu soruyu sordunuz mu? Siz Bay K, böyle biri olduğunuz için mutlu musunuz?

Cevabını bilip bilmediğimden emin olmadığım bir soruydu ve aklıma nereden geldiğini bile bilmiyordum. Mutlu bir insan intihar etmeye karar verebilir mi? Aslına bakarsanız bence iki tür insan intihar etmeye karar verir.

Birincisi; yeryüzündeki tüm duyguları tatmış, her şeye ulaşmış, geriye yaşamadığı tek bir güzellik bile kalmamış ve doymuş kişi.

İkincisi ise; tüm bunlardan mahrum kalmış, acıyı bile doğru dürüst yaşayamamış, dünyada bir hiç uğruna var olmuş ve öleceği günün gelmesine sabrı kalmamış kişidir.

Ben bunlardan hangisiyim? Belki de esas acı olan ikisi de olmamam. Kendimi bir yere koyamıyorum. Birisi olmayı gönülden isterken, ikisi olmamanın verdiği hisleri tarif etmek mümkün değil.

Aslında yeryüzünde en acı olan, sıradan biri olmak ve benim gibi milyonlarca insan var. Hiçbiri bunun farkında değil ya da farkında oldukları gerçeği alışılmış olarak görmeyi tercih ediyorlar.

Güneş doğunca uyanmak, batınca da uyumak gibi deyimlere inanıyorlar. Çünkü bu yıllardır süregelen bir alışkanlık. Hiç tanımadığımız insanların miras bıraktığı izleri sürdürüyoruz. Çünkü herkes tarafından nefret edilen ama aynı zamanda kabul edilen bir düzen var.

Biliyor musunuz, annem güneşi çok sever. Kız kardeşim ve ben geceleri pencereyi açar, ayın karşısına geçeriz. Aynı manzarayı görür fakat farklı bakarız.

Yine böyle bir gecede ona, sizden bahsettim. Sırrımı artık bilen biri var. Anlattıklarımdan sonra gözlerinin nasıl parladığını görmeliydiniz. Bizim mümkün olduğumuzu düşünüyor ve bu delice bir düşünce.

"Kırmızı ve yeşil elmayı ikiye bölüp iki ayrı rengi birleştirebilir misin?"

Ona imkânsızlığımızı ancak bu şekilde anlatabilirdim. Gözlerinden gerçekliğin hüznü geçti. Beni anladığıyla ilgili şeyler geveledi. Ertesi sabah başucumda tek bir elma gördüm. Bir tarafı yeşil, diğer tarafı kırmızıydı. Tam birleştikleri kısımda yapışkan kalıntıları görebiliyordum. Hemen yanında da düzgün el yazısıyla yazılmış bir not vardı.

Sakın elmadan bir ısırık alma. Onu üstün güçlerimle birleştirdim. İçine de biraz zehir koydum. Mümkün olabilirsiniz ama sonucu seni öldürür, bunu anladım ablacığım.

Ne kadar da sıra-dışı bir ailem var, değil mi? Aynı gün içinde fötr şapkalı adam geldi. Anneme kesin bir dille cevabımı söylemiştim. Hiç tanımadığım o adamla, elime tutuşturulan bir bavulla bilinmezlik diyarına gidemezdim.

"Eline geçen iyi fırsatları geri çevirdiğin için öylece ölüp gideceksin."

Kapıyı çarpıp giden annemin ardından boş gözlerle baktım. Defalarca kez bu evde yaşlanıp öleceğimi söylemişti. Maalesef ona bu iyi haberi verip yaşlanmadan öleceğimi söyleyemeyecektim.

Mektubun sonunda başta söylediğim konuya değineceğim. Böyle biri olduğum için mutlu muyum?

Orasını hâlâ çözemesem de mutlu olduğum tek konuyu biliyorum. Her hafta posta kutunuza mektup bırakmayı iple çekiyorum. Sanki elimde uzun bir halat var ve ellerim artık acı içinde. Size tam anlamıyla yaklaştığımı düşündüğümde tüm bunlar son bulacak. Bir salı gelecek ve posta kutunuzun içinde bu hastalıklı kadının yazdığı mektupları bulamayacaksınız. Salı günlerinin, sizin için farklı bir anlamı olacak. O günlerin boşluğunu hiçbir şey dolduramayacak. Tüm zarfların arasında siyah bir zarf arayacaksınız. Onu bulamamanın verdiği tedirginlik içinizi kemirecek. Bir sonraki salıyı bekleyecek ve bir kez daha, bir kez daha, sonra binlerce kez daha hüsrana uğrayacaksınız.

Ben direnmekten vazgeçiyorum Bay K. Ensemde gezinen ölümü avuçlarımın içine almaya ramak kaldı. Son salı ne zaman gelir bilemiyorum. Ama size son salı günü küçük de olsa bir ipucu vermeye kararlıyım. En azından bu kadarını yapabilirim. Şimdi ensemdeki ürpertiyi ertelemek için uyumalıyım. Gözlerimi kapatınca hiçbir şeyin geçmeyeceğini biliyor, yine de buna inanmaktan vazgeçemiyorum.

Siz de inançlarınızı kaybetmeyin, Bay K. Yıldızlara, güneşe, geceye, gündüze ve sizin için hâlâ birçok umudun var olduğuna inanın. Benim aksime...

İntihar Mektupları [ Tamamlandı ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin