Kapıyı tıklattım hiç düşünmeden. Zaten az önce gelmiştim. Beklemeyi sevmiyordum. Bu yüzden 'gel' sesini duyduğum gibi odanın kapısını açıverdim. Odada sadece o vardı. İçeride hasta olmadığı için biraz sevinmiştim doğrusu. Anladığım kadarıyla ablam bu randevu için gerçekten ısrar etmişti çünkü bu saatte bu odanın önünde en az birkaç kişi olması lazımdı. Muhtemelen diğer seansları öğlene aldırmış olmalıydı. Omuz silktim, umurumda bile olmazdı aslında. Benim buraya ilk ve son gelişim olacağı için hastalarıyla olan alakasını çok da önemsemiyordum.
"Merhaba, adın Özgü olmalı. Ablan biraz senden bahsetti. Ve bu seanslar için epey para dökeceğini söyledi. Bana güveniyor. Elimden gelen bütün desteği sağlayacağım senin için canım. Geç otur şöyle" dedi koltukları göstererek. İçimden tersleyerek koltuklara oturdum.
"Ablam size ne dedi ki? Ben, ona söz verdiğim için buradayım. Bana akıl hastası muamelesi yapmazsanız sevinirim. Hoş olmuyor." yüzümü buruşturup ona beklemediği bir tepki verdim. Çok cana yakın bir kadına benziyordu ama benim söylediğim şeyleri takmayıp bilgisayarıyla ilgilendi birkaç saniye. İşini bitirdiğine dair kanaat getirince bilgisayardan başını kaldırıp sadece bana odaklandı.
"Özgü'cüm...Ne konuşmak istersen, ben seninleyim. Seni yargılamayacağım. Bundan emin olabilirsin. Süremiz bayağı var. Ne zaman istersen başlayabiliriz."
Onun dediğini umursamayıp "ablam size ne söyledi?" diye tekrar ettim. Sorumu es geçip bilgisayarıyla ilgilenmişti, ablam benimle ilgili bazı konulardan bahsetmiş olmalıydı. Soruyu sorduğumda onda hafif bir huzursuzluk sezdim.
"Evet...Aslında ablan biraz, senden bahsetti diyelim. Ama şuan konumuz sensin ve o konuşmalar bana kalsın. Önemli olan senin anlatacağın..."
"Açılay Hanım, buraya nasıl hastalar geldi mesela?"
"Bahsetmem mümkün değil, sonuçta hasta mahremiyeti var ama aklının alamayacağı hastalar bile geldi. Yani benim uzman doktor olmama rağmen, yıllarca staj yapmaktan bahsediyorum. Hiç görmediğim, geleceğini düşünemediklerim bile geldi."
"Her neyse, bir önemi yok. Ben de öylesine sormuştum."
Kaşlarını sahte bir ifadeyle çattı. "Biraz ruh hali değişik bir kıza benziyorsun. Genelde senin döneminden birkaç yaş küçük bireylerde çok yaygın. Sen yetişkin birine benziyorsun. Yaşının çok küçük olduğunu zannetmiyorum. Halk arasında ergenlik, isyankarlık olarak geçiyor o dönemler ama gayet normal. Bazı çocuklar tabii daha yoğun geçiriyor. Ama sen öyle bir duruş sergilemiyorsun."
Başımı salladım.
"Ablam illaki bahsetmiştir; yaşımdan, eğitim durumumdan..." diye konuşurken sözümü kesti.
"Ah, yanlış anladın. Ablan sadece senin zor bir çocukluk geçirdiğinden bahsetti o kadar. Sadece bu. Yani senin yaşını, eğitim durumunu ve bu tarz şeyleri sormak aklıma bile gelmedi. Vaktim o kadar dolu ki Özgü, onları sen geldiğinde sormayı tercih ettim. Böyle daha heyecanlı değil mi?"
Gözlerimi Açılay Hanım'dan ayırıp odayı incelemeye başladım.
"Kesin heyecanlıdır, bayağı sevindim." dedim sahte bir gülümsemeyle.
Odaya şöyle bir alıcı gözle baktım, tablolara baktım. Duvar boyasını inceledim. Açılay Hanım'ın beni izlediğini, beni çözmeye çalıştığını çok iyi biliyordum ama beni tanımasına, içimdeki anıları, o büyük duyguları deşmesine, beni tekrar kanatmasına asla izin vermeyecektim. Bu seanstan sonra nasıl olsa gelmemeyi düşünüyordum. O yüzden vakit öldürmek en iyi fikir gibi geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Boş Sayfa
Teen FictionÖzgü Işıldan, hayatıyla ilgili bazı sorunları çözmek ve bunları çözerken de kendini değiştirmek ister. Yolu bir şekilde Dr. Açılay Kayı ile kesiştiğinde yapması gereken tek şey; Açılay Hanım'a kendini teslim edip, hayatına renk katabilmesi için onun...