-Özel Bölüm-

19 4 38
                                    

C.A.M Olayı (Part 4)

O günden sonra Cesur, Mithat, Cahit ve Göçmen Kuşlar hatta okul da dahil kimse iyi olmadı.

Kimse toparlanamadı, bu olay herkesin aklına kazındı.

Ayla herkesin aklındaydı.

Cesur ise bitap haldeydi, gözüne uykular girmiyordu. Onu durmadan ama durmadan düşünüyordu. Onsuz geçen bütün günler ölüm gibi geliyordu ona.

O, Ayla ile birlikte öldü aslında. 9 Şubat'ta...

Mithat yaptıklarından pişman değildi ancak olayın Ayla'da patlamasını ve kaderin cilvesi mi bilinmez Ayla'nın, hem de aralarındaki en masum olanın ellerinden kayıp gitmesinin bir ceza olduğunu düşünüyordu.

Ciddi ciddi Tanrı tarafından verilen bir cezaydı bu.

Cesur daha fazla buralarda duramadı. Dayanamayıp okul değiştirdi. Nasıl olsa daha lise birinci sınıftaydı, başka bir koleje gidip orada diğer üç yılı için temiz bir sayfa çekmek istedi.

Mithat, son senesi olduğu için okulu terk edemedi. Ayrıca Göçmen Kuşlar yanındaydı, onları da yalnız bırakmak istemedi.

Cahit, Cesur okul değiştirince bütün bu olaylardan çok etkilendi ve o da kimseyi görmediği bambaşka bir koleje yazıldı.

Cesur'a baktıkça kötü oluyordu. Cesur hiç iyi değildi ve kimseyle görüşmek istemediğini hatta onunla olan arkadaşlığını bitirmenin daha iyi olacağını söylemişti, böylesi herkes için yeni bir başlangıç niteliğindeydi. Nitekim Cesur öyle yaptı ve kararından dönmedi. Cahit ile görüşmek istemediğini belirtti. İki arkadaş göz göre göre yollarını ayırdılar.

Eğer Cesur isteseydi, Cahit onun gittiği koleje hatta aynı sınıfa naklini yaptıracaktı ama Cesur'un kararı kesindi ve o yüzden arkadaşlıkları da o meselenin acı bahanesi olarak bitti.

Bir daha bu üç kişi hiçbir yerde denk gelmedi.

O olay sanki yer yarıldı ve içine girdi.

Ta ki yıllar sonra Özgü bu aşk üçgenine bilmeden dahil olana kadar...

Özgü arkadaşlarıyla gittiği mekanda, mekanın sahibi olduğunu bilmediği genç adamın sözlü tacizine uğradı. Bu kişi tabii ki Cesur'dan başkası değildi. Ancak yıllar içinde çok ama çok değişmişti. Kollarında ve vücudunun birçok yerinde dövmeler vardı. İçki gibi kötü alışkanlıklara meyilli birisi olmuştu. Bu kafenin sahibi olmuştu. Özgü, Cesur ile istemeden de olsa o gün tanıştı.

Mithat'ın yıllar önce Ayla'ya aşkını itiraf ettiği kafeyi Cesur devralmıştı. Fakat bundan Cesur'un haberi yoktu, belki de hiçbir zaman haberi olmayacaktı. Bilse buraya bir daha adımını atmazdı.

Özgü, daha önce hiç görmediği, tanımadığı, adını bile bilmediği insanların aslında çok sevgili abisi Mithat ile bir ilişkisini olduğunu bilmiyordu.

Onlar da Özgü'nün Mithat ile bir ilişkisi olduğunu bilmiyorlardı.

Herkes bir olayın içindeydi, ortak bir paydada toplanılıyordu ama o olayın içinde olduğundan kimsenin haberi yoktu.

Lakin yıllar sonra bir şekilde Özgü'nün bilmeden yaptığı bir aracılık sonrası, Cesur ve Cahit tekrar bir araya geldi. Hem de Cahit, Zeynep'in Cesur'a ait olan mekanında olduğunu öğrendiğinde kıskandığı için yıllar sonra Cesur'u istemese de o zamanlar görüştükleri karanlık yola çağırmış ve onunla konuşmuştu.

Nasıl ortaya çıktığını merak etmişti. Cesur'un Özgü'ye sarkması bu kadar tesadüf olabilir miydi?

Cesur, Cahit, Ecem, Zeynep...Özgü'yü normal birisi gibi görüyordu. Özgü'nün o Mithat denen soykanın kardeşi olduğunu bilmiyorlardı.

Özgü, aynı Ayla gibiydi. Aralarındaki en masum oydu. Ne yapacağını bilmeyen, ortaya konulmuş ve oradan oraya sürüklenen bir kuklaydı. Gerçekten tıpkı Ayla gibiydi, sadece tek bir fark vardı; o da Özgü'nün esmer ve kahverengi gözlü olmasıydı.

Zeynep bir ara 'Işıldan' soyadının ona tanıdık geldiğini söylemişti ama bir yanılgı olduğunu düşündü.

Cesur ve Cahit ise Özgü'nün soyadını bilmiyorlardı. Belki bilseler bazı fikirler ortaya atılabilirdi, hayatları bambaşka yere savrulabilirdi. Ancak öyle bir şey olmadı.

Şimdilik her şey yolundaydı.

Herkes birbirini tanıyordu ama kimse birbirini bilmiyordu...



Boş SayfaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin