Sanata Yapılan Darbe.

470 26 57
                                    

Merhabalar herkese! Mr. Öküz'ü bitirmeden önce kafamda planladığım bir kurgu vardı. Şimdi onu gerçekleştiriyorum ve aşırı heyecanlıyım. Umarım Mr.Öküz kadar beğenirsiniz. Aron Piper beni mahveden mükemmel bir oyuncu. Bu kitapta onunla olacağımız için ayrıca heyecanlıyım. Umarım beğenirsiniz iyi okumalar! Düşüncelerinizi yorumlarda benimle paylaşmayı unutmayın :)

Önümde ki haftalardır çalıştığım tuvale son defa baktım. Bunun için cidden çok uğraşmıştım. Yarın bunu bir yarışma için yollayacaktım ve okulumuzu temsil edecektim. Tek yapabildiğim şey resim yapmak, en azından bir işe yarıyorum diye seviniyorum. Çünkü onun dışında tamamen görünmezim diyebiliriz. Halam, eniştem ve mükemmeller mükemmeli Alara. Kuzenim. Tüm okulun hayranlıkla baktığı kız. Popülerliği dillerde gezinirken tüm erkekleri kendine aşık etmekte usta ve ailesinin biricik kızı. Gerçekten bunlar doğru olduğu için söylüyorum kıskançlıktan değil. 

''Azra!'' halamın  aşağıdan seslenişiyle dikkatimi tuvalden çekip bıkkınlıkla kapıma döndüm.

''Efendim hala!''  

''Hadi sofrayı kuracağız!'' gözlerimi devirerek kalktım ve uyuşuk adımlarla aşağı indim. Alara her zaman ki gibi arkadaşlarıyla dışarıda olduğu için bize katılmayacaktı. Bu evde 3 senedir yaşıyorum ve ne zaman Alara'yla muhabbet etmek istesem her zaman beni görmezden geldi. Benim kuzenim olduğunu kimse bilmiyor okulda. Çünkü o benim gibi insanlarla takılmaz. Sessiz ve kendi halinde olanlarla yani.

''Tabakları getiriver mutfaktan.'' hızlıca mutfağa gittim ve tabaklarla geri döndüm. Halam telaşlıydı. Yemek yeneceği zaman hep böyleydi.

''Başka ne kaldı.. hah! Ekmekler! '' deyip bana baktı. Tekrar adımlarım mutfağa döndü. Doğranmış ekmekleri alıp masaya koydum. 

'' Eniştenin ekmeği nerde? O buğday ekmeği yiyor sadece biliyorsun.'' omuz silktim.

''Yoktu buğday ekmeği.''

''Ne! Ne ara bitmiş! Azra'cım hadi bi koşu al gel halacım.'' dedi halam aynı telaşla. Kafamı olumlu anlamda salladım ve ceketimi giyip evden çıktım. Okullar açılalı 2 hafta oldu daha. Yaz tam olarak gitmiş değil. Ama yine de hafif esinti insanı üşütüyor. Ki ben kansız bir insanım. Bu da durumu zorlaştırıyor. Her neyse. Kulaklıklarımı takıp listemden bir müzik seçip fırına doğru ilerlemeye devam ettim.

Yolun karşısında duran siyah Mercedes jeep ilgimi çekti. Çünkü bu arabayı biliyorum. Kafenin önünde durmuştu. Adımlarımı yavaşlatarak izlemeye başladım. Arabadan 4 tane çocuk indi. Ah evet. Bunlar bizim okula bu sene gelmişlerdi. Epey konuşuluyorlardı. En son sürücü tarafının kapısı açıldığında içinden o çocuk indi. Evet çok ilgi çekici gözüküyor. Ama kesinlikle benim ilgimi çekmiyor. Egoist, bencil, piç, insanlarla sürekli alay eden insanlardan nefret ederim. Ve bu çocuk şakaymışçasına hepsini taşıyor! Hepsini! Yakışıklılığı dışında elinde olan hiç bir şey  yok. Ama buna rağmen kızlar sadece yakışıklılığını göz önünde bulundurarak deli oluyorlar bu çocuğa. Adı neydi.. hah Tuna. Tuna Alaz. Daha okullar açılmadan 1 ay önce konuşulmaya başladı gruplarda bu çocuk hakkında. Ah! Her neyse.

Adımlarımı tekrar hızlandırdım ve önüme dönerek fırına ilerledim.

**************************

Gözlerimi açtım. Pencereme baktım. Daha sonra döndüm ve saatime baktım. 6'ydı. Yine dakik bir şekilde uyandım. Yine 2 saat falan uyudum. Ve evet, yine gözlerim bok çuvalı gibi. Uyku tutmadığı için sabaha kadar kitap okuyorum. Anca 4-5 gibi uyuyorum. Ama bu durum beni erken uyanmaktan alıkoymuyor. Yataktan uyuşuk bir şekilde kalkıp duşa girdim. Beni ayıltabilen tek şey sabah yapılan o duş. Girmeden önce içimden sanki 100 binlerce kişi 'hayır! yapma! nasıl gireceksin!' diye bağırsa da kendimi tırın altına atarmışçasına o duşun içine atıyorum. Ama duştan çıktıktan sonra buna değdiğini de tüm zerrem hissediyor.

ALAZ |aron piper|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin