bir acılı köfte meselesi.

47 3 3
                                    

Sorduğum sorudan beri tek kelime etmemiştik ikimizde. Bana tek kelime etmemişti zaten. Çok üzüldüm yaşadıklarına, hissettiklerine. Onun paramparça oluşunu gördüğümde bende paramparça oldum sanki. Ama son 1 aydır hayatıma girdiğinden beri bana yaptığı kötülükleri, işkenceleri, söylediği onca kötü sözü içimden hiç bir şey silemeyecek gibi. Yaşadıklarında haklı olsa da, en azından ben bana yaptıklarını hak etmemiştim.

''Alara'nın çektiği acı, senin bana 1 aydır yaptıklarının arasında bir hiç. Biliyorsun değil mi?'' söylediklerimle arabayı durdurdu ve kafasını bana çevirdi. Devam ettim.

''Hayatıma girdiğin günden beri her şeyin içine sıçtın. Bana işkence ettin, bana kötü davrandın, hak etmediğim sözler söyledin bana. Bir hiç olduğumu iliklerime kadar hissettirdin. Ben zaten sen hayatıma girmeden önce biliyordum bir önemim olmadığını. Beni annem babam sevmemiş, biri beni sever diye bir ümidim olmadı hiç. Arkadaş hayali veya aşk hayali kurmadım kendimi bildim bileli. Hayatım boyunca o kadar konuşmadım ki, ilk diyalog kurmayı öğrendiğim insan, sesimi çıkarabildiğim insan sen oldun. Bu iyi şekilde olmadı ama. Acımı duy diye sesimi çıkardım hep sana. Ben kendimi bir çukura koymuştum, tek başıma yaşıyordum orada. Haddimi bilerek. Sen geldin beni o çukurdan çıkardın, sirkteki bir hayvanmışım gibi insanların önüne koydun, oynattın, daha çok oynattın, dediklerini yapmadığımda canımı yaktın, benim duygularım hiç umurunda olmadı. Hiç acımı hissetmedin. Beni anne babamı kullanarak çektin yanına. Şu hayattaki tek zaafımı kullandın.'' burnumu çektim göz yaşlarım arasında.

''Birilerinin beni sevmesine veya nefret etmesine hiç ihtiyacım yoktu Tuna. Hayatımdaki sahip olduğum iki insan amcam ve halamdı. Başka kimsem yoktu. Kendi çıkarların uğruna onları bile aldın elimden. Kimsesiz bıraktın beni. Her şeye sahipsin. Duygusuzsun. Senden başka kimse önemli değil senin için. Vicdansızsın. Gaddarsın. Ama lanet olsun ki, az önce bana anlattıklarında inan senin kadar paramparça oldum. İnan belki senin kadar nefret ettim Alara'dan. Ama bunların hiç birinde benim günahım yoktu Tuna. Ben bunların hiç birini hak etmedim. Alara'dan bile daha çok acı çekmeyi hak etmedim.'' 

Hayatımda ilk defa yaptım bunu. İlk defa gözlerinin içine baka baka bu kadar uzun konuştum birine. İlk defa içimi döktüm. İlk defa kendim için bir şeyler yaptım belki de. Ama bu ilki de bir hiç için harcadım. Tuna Alaz ilklerimin katili oldu.

Söylediklerim bittiğinde yaşlı gözlerimi gözlerinden çekip kafamı önüme çevirdim. Onun bakışları hala üzerimdeydi. Kafamı tekrar ona çevirdiğimde, üzgün görmeyi beklemiyordum onu. Sanki yaptıklarından pişman ve söylediklerime üzülmüş gibiydi suratı. İnanmak istesem de inanamadım.

''Böyleyim ben. Hayatımdaki en değerli şeyi kaybettim. Kardeşimi. Bu saatten sonra hangi insana acıyabileceğimi düşünürsün?'' dedi soğuk duygusuz sesiyle. Sahte bir gülümseme yerleşti yüzüme.

''İnternette, kardeşinle olan fotoğraflarında gülüyordun. Seni hiç içten bir şekilde gülerken görmedim. Kahkahanı duymadım. Seni mutlu görmedim hiç. Kardeşini kaybettikten sonra bu kadar kötüleştiğini düşünerek konuşmak istiyorum sadece..'' derin bir nefes aldım.

''Kardeşin, seni izlerken, yaptıklarından memnun oluyor mudur.'' baş parmağım yukarıyı göstermişti seni izlerken dediğimde.

''Mutlu mudur olduğun, dönüştüğün kişiden. Seni hep sevgiyle şefkatle gören bir çocuk, şuan ki canavar halinden utanmıyor mudur. Üzülmüyor mudur Tuna.'' dediklerimle yüz hatları gerildi. Ok gibi gözlerimin içine bakan gözlerini kaçırdı. Yola döndü arabayı çalıştırdı. Çene kaslarını sıkıyordu. Bende konuşmadım bir daha. İkimizde yine sessizliğe gömüldük yol boyu.

Şehre geri döndüğümüzde sessizliği bozan ben oldum.

'' Beni geçen gün yerleştirdiğin otele götürür müsün. Eşyalarımı almam lazım.'' kaşları çatıldı ve bana çevirdi kafasını.

ALAZ |aron piper|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin