17. Bölüm

26 7 0
                                    

Biraz düşündükten sonra karakola gidip biraz araştırdığımı hatırladım.
Hemen aynı karakola gidip tekrardan polise olanları anlattım ve güvenlik görüntülerini gösterdim.
Polis bir soruşturma başlatıldığını söyledi ve bir form doldurmamı istedi.
Formu doldurup gerekli imzaları attıktan sonra eve döndüm.
Gerçekten başım çatlıyor.
Mandalina ile tek başıma kalmıştım.
Bir kaç gün geçti Jessicca'nın yokluğu halen hissediliyordu.
Baktığım her obje , duvar bile bana onu hatırlatıyordu.

3 gün sonra...

Zırnn zırnn..
alarmın sesi ile uyandım elimi yüzümü yıkayıp kahvaltı hazırladım mandalinanın mama sını  da verdikten
sonra bende kahvaltımı yaptım.
Sonrasında işe gitmek üzere yola çıktım. 
Keyifsiz bir yolculuktan sonra restoranta vardım.
Herzamanki gibi işlerimi halledip öğle arasına girmiştim.
Karakoldaki görüştüğüm polis arıyordu.
Hemen açtım.
Eyşan:
-Alo.
Polis:
-Merhaba Eyşan hanım.  Görüntüleri biraz inceledikten sonra soruşturma hakkında  bir karara vardık.
Eyşan:
- Evet dinliyorum .
Polis:
-Bu görüntülerden bir kaçırılma anlaşılmıyor adeta işbirliği gibi duruyor . Biz bu konuyu birazdaha araştıracağız.  Anlıyacağınız bir kaçırılma yok.
Eyşan:
-Nasıl olur yani şimdi ben en yakın arkadaşım tarafından soyuldummu?
Polis:
-Duruma bakıcak olursak öyle gözüküyor.

Bu tatsız konuşmadan sonra kafam allak bullak dı .
Delirmek üzereyim .
Bu hayatta bu kadar aksiyon sizcede fazla değil mi?
Yada bunlar bir aksiyondan ibaretmi?

Aklım hâlâ almıyor. 
Hayatımı bir senaristte anlatsam herhalde oscarlık bir film çeker.

Öğle molası bu şekilde bitmişti.
İşimin  başına geçtim.

Müşteri:
-Merhaba su dolaptan aceba bir su alabilir miyim ?
Eyşan:
-Pardon birdaha söyleyebilir misiniz ?
Müşteri:
-Su diyorum bir adet soğuk su alabilir miyim?
Eyşan:
-Tabi buyrun .
Müşteri:
- Teşekkürler.
der ve bir masaya oturur . Ona menü listesi götürdükten sonra kapı açılır ve içeri birisi girer.
Onu görünce bir kaç kaç saniye dona kaldım.
Aslında hiç tanınmayacak haldeydi .
Bayağı değişmişti. Ama o sıkı topuzu hala aynıydı.  Bana girer girmez o aklımdaki kişiyi anımsattı.  Aslında aklımdaki de oydu .
Peki o kimdi?

Evet, bence şuana kadar olnaları  çok iyi kavramışsanız.  Kim olduğunu tahmin ediyor olmalısınız.

Evet içeri giren o yaşlı mı yaşlı kadın
Yeşil Yurt müdürümüzdü.
Hâlâ o asalet yerli yerindeydi .
Onu önceden pek sevmezdim ama yinede bayağı yumuşak davrandım .

Yanıma ilerledi ...
-Merhaba ben yolumu kaybettim aceba bana yardım edebilirmisiniz ?
dediğinde biraz hayal kırıklığına uğramıştım.  Beni  tanımasını beklerdim açıkçası.  Ama neyse hayatıma giren herkesi kaybettim . Oda girmesin bir kayıp daha yaşayacak halim yok.
Onu istediği adrese yönelttim ve arkamı dönmüş içeri girerken Teşekkürler Eyşan dedi.
Sanki milli piyangoyu tutturmuştum.
Birden döndüm ve
-İsmimi nerden biliyorsunuz . Yoksa beni hatırladınız  mı?
-Yavrum ismini az önce sen söyledin ya. Ayrıca önceden  tanışıyor  muyduk?
-Yok efendim tanışmıyoruz  pardon .
Evet unutkanlık  da başladı bende .
Ama hala beni  hatırlayacağından umutlu gibiydim.

Aceba hatırlayacak  mıydı?

 

 

YEŞİL YURT Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin