10

288 13 11
                                    

"Aferin, Potter. Şimdi zorluk çıkarmadan bana ver onu."

Sağ kalan çocuk, eline aldığı kehanete odaklıyken duyduğu sesle irkildi, hızla arkasını döndü. Gördüğü yüzü hemen tanımıştı. Azkaban'dan kaçan ölümyiyenlerin afişleri her yerde asılıydı.

William elini kaldırarak avucunu açtı, dudağının bir kenarı zevkle kıvrılmıştı. Kehribar rengi gözleri parlıyordu.

Birdenbire etrafları siyah bulut küreleriyle çevrilirken Dumbledore'un ordusu kendilerini çembere alan sise karşı sırt sırta verdi.

Karaltılardan biri Harry'nin görebileceği bir yere konarken bir kadın kıkırtısı duyulmuştu. "Aslında biraz zorlasanız da olur, uzun süredir eğlenmedik." Harry onu da tanıdı. Zaten Diagon Yolu'na asılan devasa resimden sonra tanımaması imkansızdı.

Şimdi etrafları tamamen ölümyiyenlerle kaplıydı. "Sirius nerede!"

Ölümyiyenlerden küçük kahkaha sesleri duyulurken Potter asasını daha sıkı tuttu. Gözleri etrafı inceliyor, vaftiz babasını arıyordu.

"Karanlık Lord daima bilir," diye seslendi Loren. Lord, Potter'ın kahramanlık peşinde koşacağından emin olarak kurmuştu planı.

Kendisi çocuğun buna inanacağını düşünmemişti. Özellikle de Dumbledore'un zihin bağının farkında olması ve Snape'in çocuğa zihinbend dersi verme çabalarından sonra. Ancak çocuk düşündüğünden de aptal çıkmıştı.

"Öyle," diye onayladı William ressam olanı. Çocuklar denilenlerden hiçbir şey anlamamıştı tabii. "Şimdi, Potter, onu bana ver."

"Sirius'un elinizde olduğunu biliyorum." diye üsteledi Harry. "Onu bırakın."

Silviana kahkaha attı. "Aptal çocuk."

"Eğer kehaneti verirsen, vaftiz babanı görebilirsin." Harry, sonunda işine gelen bir teklif duyduğunda sese doğru döndü.

Karşısında genç bir çocuk gördüğünde şaşırmıştı. Sırtında bir yay ve yeşil tüylü oklar vardı, kararlı gözlerle kendisine bakıyordu.

"Önce onu görmek istiyorum." diye üstelediğinde Tony güldü.

"Sence pazarlık edecek durumda mısın, Potter, kanıbozuk Black her saniye daha da ölüme yaklaşırken?"

William, Tony'nin oyununu bozmadı. "Sanırım vaftiz baban ve elindeki şey arasında seçim yapmalısın, Potter."

"Onlara güvenme Harry!"

Kabarık saçlı kızın uyarıcı sesi Lilia'yı güldürdü. "Bence de, Harry!" diye seslenirken Hermione'yi taklit etmişti. "Böylesi çok sıkıcı ve kolay!"

"Aptallık etmeyin!" Kızıl olan, azarlarcasına seslendi arkadaşlarına. "Sirius burada değil Harry! Gördüklerin gerçek değildi anlasana!"

Ölümyiyenler Weasley kızının zekasına karşı bir an için şaşırdı. İlk tepki gösterense Silviana olmuştu. "Bravo! Akıllı kız!" diye seslenirken aşağılarcasına sırıtıyordu.

"Dumbledore'un Ordusu beni her saniye daha da şaşırtıyor!"

Loren'in gülerek söylediklerine karşı Lilia neşeyle seslendi. "En azından şimdi eğlenebiliriz kardeşim!" Hepsi asalarını birbirlerine doğrultmuş halde öylece konuşuyorlardı.

William, "Bu kadar yeter," diye sertçe uyardı. Eğer kehaneti kendi rızasıyla vermesi gerekmeseydi bu kadar bile beklemez, hepsini oracıkta öldürürdü. "Şimdi, Potter. Onu bana ver ve hiçbiriniz zarar görmeden buradan çıkın."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 13, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Execution SquadHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin