[chapter four]

106 30 10
                                    

Bir gece kendi çığlıklarımla uyandım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bir gece kendi çığlıklarımla uyandım.

Kabustan uyanıyormuş gibiydi ancak kabus gerçekti. Uyuyordum ama gözlerimin önündeki o simsiyah perdede uçuşuyordu kar tanesine benzeyen kan damlaları. Gözümün içine düştüler ve eridiler.

Kalbimin orta yeri sızlamadı, acımadı. Bir bıçak sapladılar ancak acısızdı.

Alnımın şakına tabancayı dayadılar, kurşunu beynimin içine sıktılar ama ölmedim.

Bu arada bu gerçekti; Roséanne Park kafasına kurşun yemiş bir varisti. Dizilerdeki, filmlerdeki o şirketin biricik kızı olan zengin züppeydi. Tırnaklarıyla hava atan, her gün farklı kıyafet giyen, haftada binler harcayan o kızdı...

Şimdiki Rosé ise kafasına yediği kurşundan sonra hayata tek başına tutunmuş, yaşam savaşı veren, zihnindeki tuhaflıkları atlatmaya çalışan bir deliydi.

O kadar çok bağırdım ki...

Günlerce, saatlerce, dakikalarca.

Ses tellerim koparcasına, ağzımı bir daha açmayacakmışçasına.

Korkudan ve yalnızlıktan çığlıklar atıyordum. Duyanı sağır edecek türden. Tıpkı bağrışlarım kadar çığlıklarım da acı doluydu. Bana yardım et, der gibi. Kimsenin de umurunda değildi.

Delinin çığlığı duvarlarda aşınıyordu.

Sadece bu.

Çığlıklarım sadece duvarları etkiliyordu.

walls あ roséanne park ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin