Herkese yeniden merhabalar, umarım yeni yıla daha yeni yeni girmişken hepinize sağlıklı ve musmutlu yıllar diliyorum.
Medya da Aytaç var, bakmadan geçmeyin derim :D
İyi okumalar diyorum vee sizi bölümle baş başa bırakıyorum, çok öpüldünüz ♥♥♥♥
Günümüz... 15.11.2020
Genç kadın içindeki karışık duygularla gelecek olan adamı bekliyordu.
Korku muydu bu acaba?
Geçmişinde neler olduğu hakkında bilgi edinirse her şeyin daha kötü olacağından mı korkuyordu.
Hayır, asla bu duyguyu zihninde bile yaşamamalıydı genç kadın, zihninin en uzak köşesinde bir yerlere itmişti bile. Sadece kabusları yüzünden korkan kadın, başka hiçbir şeyden korkmuyordu, korkamazdı. Böyle bir lüksü yoktu. Fakat şu an hissettikleri...
Aklını her zaman kurcalayan derin düşüncelerinden ancak kapıdan içeriye giren adamla çıkabilmişti.
Vücudunu tamamıyla saran lacivert takımının içerisinde fazlasıyla dikkat çekiyordu, siyah saçlarını geriye doğru taramış fakat yüzündeki çocuksu ifadesinden sıyıramamıştı.
Aytaç, alıcı gözle bakan bir kadın için gerçekten mükemmel bir adamdı. Fakat Melodi ilk gördüğü andan beri o gözle bakmadığı için daha farklı bir yorum yapamıyordu zira Aytaç'ın da kendisinden farklı düşünmesini içten içe hiç istemiyordu.
Ona yaklaşan adamla birlikte kibarlık açısından o da ayağa kalkmış elini kendinden baya bir büyük beden olan ele bırakmıştı. Kendinden ödün vermeyecek naziklikte sıkmıştı, ruhundaki gücü karşıdaki kişiye aktarmak nedense hoşuna giden bir şeydi.
"Merhaba Melodi, nasılsın?"
"Merhaba Aytaç, iyiyim teşekkürler" derken gece gözüne uyku girmediğini belli eden koyu halkalar pek de öyle olmadığını gösterse de umurunda değildi. "Sen nasılsın?" dediğinde karşısındaki adamın dünden daha rahat hissettiği belli oluyordu çünkü dün baya bir kasılmış duruyordu.
"Gayet iyiyim bende teşekkür ederim" derken 'babamın olmadığı her yerde iyiyim' cümlesini ağzında yuvarlayarak söylemişti zira Melodi'ye söylememişti ama genç kadının tebessümüyle beraber duyduğunu anlamıştı.
"Eee, ne içersin?"
Genç kadın mahcup olmuş bir şekilde "aslında filtre kahve istemiştim ikimiz için, dün sohbet arasında sevdiğini söylemiştin ben de kendime söylerken senin için de sipariş verdim."
Aytaç memnun olmuş bir şekilde "teşekkür ederim, aslında şu an tek ihtiyacım olan şey."
Dakikalar sessizlik içinde geçerken kahveleri gelmişti. Melodi aklında söylemek istediklerini toplamaya çalışıyor fakat bir yandan da tartıyordu.
Ne kadar güvenebilir?
Ama mecburdu bu konuları konuşmaya.
Genç adam hem sessizlikten sıkılmıştı hem de karşısındaki genç kadının yüzündeki tereddütlü ifadenin geçmesi için ilk konuşmayı başlatmaya kara vermişti, bu kadar sessiz olmak ruhuna iyi gelmiyordu.
"Melodi" dediğinde genç kadının gözleri karşısındaki adamın gözlerine tırmanmıştı.
Beklenti içinde bakıyordu. "Neden burada olduğumuzu biliyorsun, dün baban seninle konuşmuş ki bugün buradayız. Başta şunu söylemek istiyorum. Bu evlilik fikrinden benim de daha yeni haberim oldu" derken genç kadındaki şaşkınlığı görmüş ve tebessüm etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beklenmeyen (Querencia)- Acı ve Tutku Serisi 1
Algemene fictieGözlerin ruhumun güvende hissettiği tek eviydi, ta ki onu metanetsizlikle sınadığın güne kadar... ~~~~ Tutku... en çok istediği şeye sahip olmaya çalışırken kimi kırıp döktüğüne bakar mı sizce? Itriyatten gelen bu tutku, boyunlarını büken çaresizliğ...