ZACK XX

20 4 2
                                    

                   Belki Tsunaya karşı tuhaf davranmaya başladım ama bir süre yüzüne doğru bir şekilde bakabileceğimi sanmıyorum. Kapıyı sert bir şekilde kapattıktan sonra uyumak için odamdan daha rahat olan revire doğru gittim. Tabi aynı zamanda Paysko'nun ne yaptığını da kontrol etme amacıyla Paysko'nun görevlendirildiği yere gittim. Sarmaşıklardan oluşmuş revire yaklaştığımda kapının açık kaldığını gördüm. Kapıyı tam azarlayarak açacakken durdum. Sonya!?

-Son anda yaptığın koruma kalkanı sayesinde Lovlyden çıkan ses engellendi ama siz üçünüz için durum pek öyle değil. Tsuna gücünü arzudan aldığından dolayı duygu dengesizliğini en çok o yaşayacak ve bu aynı zamanda gücünde duygularına göre değişimler olacak anlamına geliyor. Zack ise kendine yaptığı büyü ile artık bir parça olduğu için büyüleri yavaş yavaş güçsüzleşecek ve kontrolsüz olacak. Ama senin durumun onlara karşı biraz daha farklı. Bana verdiğin kendinle ilgili olan dosyaya baktım. Ve o zamanki ile şu anki bedenin aynı değil. Hala ölümsüz olduğun bir gerçek, kanın hiç bir şekilde kurumuyor. Değişen şey ise bedenin artık kendini yenilemekte zorlanıyor... Yani sana şöyle demeliyim ki artık kendine dikkat etmelisin. İnsan olmadığından dolayı insanlar gibi de yaran kapanmayacak. Yavaş yavaş durumun daha kötüye gidecek. Şu an az çok iyileştirebilsen de kendini yavaş bir şekilde bedenin dayanamamaya başlıyor. 

           Paysko bunları söyledikten sonra bir süre durdu, ve devam etmesiyle bir adım geri giderek yere çömeldim. 

-Sonya artık sende ölebilirsin. En küçük kesikten bile kan kaybı sonucu ölebilirsin

-beklemiyor değildim ama bu kadar çok etki alacağımı bilmiyordum.

-Ejderhalar hakkında çok fazla bilgi bilmediğimiz için böyle bir durum için hiç bir şey de yazmıyor.

-sorun değil artık dikkat edeceğiz.

-Sonya şahsen bunu söylemesi gereken kesinlikle ben değilim ama... Ne kadar o kristal olsa da Lovlyi çok uzun tutacağını sanmıyorum. 

               Sonya'nın ayağı kalkma sesini duymamla sessizce sarmaşıklardan tırmanıp dev yaprağın arkasına saklandım. 

-bende biliyorum merak etme. En kötü ihtimale kadar düşündüm. 

               Sonya kapıyı açıp çıkmasıyla omzundaki hologramı açıp Lovly'nin yerini sordu. Hologramın açılmasıyla Lovly'nin daha a verilmemiş bir yerde olduğunu gördüm. Sonya sırıtıp ışınlandı. Bende haritadan Lovly'nin yerini bakıp o tarafa doğru yola koyuldum. Siyah elektrikli bulutun üstünde giderken Paskonun dedikleri aklımda dolanıyor doluyordu. ...artık sende ölebilirsin...  Tırnağımı yemeye başladığımı fark etmemle iç çekip buluta tam yaslanacakken bir anda bulut yok oldu. Bulutun yok olması ile havadan olan bedenimde kafam bedenimden önce hızlı bir şekilde yere gömüldü. 

-ne oluyor ya!?

               Zonklayan kafamı ovalayarak ayağa kalktım. Büyü hareketini yapmamla bulut tekrar oluştu ama bu üstünde gidilemeyecek kadar küçük ve zayıftı. Tekrar denememde büyü sözlerini söyleyerek yaptım ve bulutun tekrar oluşmasıyla üstüne binip tekrar yola koyuldum. Gerçekten de Payskonun dedikleri oluyordu. ....ölebilirsin... Bulutun dengesiz hızı ile istediğimden daha erken bir zamanda vardım. Kocaman koyu yeşilli ağaçların olduğu bu yerde yavaş yavaş kumların belirip onun kocaman bir göle açıldığını görünce bu güzel manzaraya karşı şaşkınlıktan bir yana mutluluk hissediyordum. Tam göle doğru yaklaşmayı düşünürken Sonya'nın beş metre uzağımdaki bir ağacın arkasında saklanıp bir şeye doğru baktığını gördüm. Adımlarımı yavaşlatarak bende bir ağacın arkasına saklanıp Sonya'nın baktığı yere doğru baktım. Lovly ile Tsuna'nın yerde oturmuş konuştuklarını görünce onlara daha yakın olan bir ağaca Sonyaya çaktırmadan geçip dinlemeye çalıştım. Yakınlaşmamla Tsuna'nın gözlerinden kendini kaybetmişçesine gözyaşları akarken hiç kekelemeden söylediği sözleri duydum. Ve şahsen Tsuna'nın böyle düşündüğünü ve böyle bir durumda olduğunu yeni fark etmiştim.

-ben ise o an neredeyse kendimi öldürüyor ve seni ölüme terk ediyordum. Oysaki biz taşı alıp yanına gittiğimizde o halinle bile bize zarar vermek istemeyip kendini revire kilitledin. Peki ben seni kurtarmak için neyi feda ettim? Hep kendimi düşünüp en zoru ben yaşıyormuşum gibi davranıp senden vaz geçtim. Ben seni bu hale getirerek ikinci kez öldürdüm... ben yaşamayı hak etmiyorum b ben..

             Tsuna eğik kafasını kaldırıp Lovlye baktı ama hemen kafasını çevirip ayağı kalktı.

-keşke tanışmasaydık özür dilerim lov-... 

             Bana doğru dönüp gelmeye başladığını görünce hızlıca kafamı geriye çekip saklandım. Kısa bir süre sonra kumdan koşma sesinin gelmesi ile Lovly konuşmaya başladı. Ve bende kafamı tekrar ağacın arkasından çıkardım.

-Tsuna bana bak

              Lovly Tsunanın omzunu kavramış dolmuş gözleri ve kızgın bakışlarıyla Tsuna'nın bakması için bekledi.

-TSUNA SADA BANA BAKMANI SÖYLÜYORUM

             Lovly bu ses yükseltmesi ile dolmuş olan gözü dayanamayıp kendini bıraktı. Hep dışarıdan katı gözüken Lovly ağlıyor ve çaresiz bir yüzle Tsunaya kendisine bakması için yalvarıyordu.

-bana bak olur mu?

             Tsuna, Lovlye bakmasıyla göz yaşları deliler gibi aksa da asıl göz yaşlarını tutmak için uğraşırcasına kanayan dudağını daha çok ısırıp kaşlarını çatmış ve yumruğunu sıkıyordu.

-Tsuna ben yaşıyorum

              Tsuna bu sözü duymasıyla dudağını ısırmayı bıraktı yumruğu gevşedi ve yavaşça ağzı ve elleri titredi. Hıçkırmaya başlamasıyla Lovly Tsuna'nın kafasını alıp kendine yasladı. Ama beklenmedik bir şekilde bir anda Tsuna'nın yere çökmesiyle Lovly de hızla onunla beraber yere diz çöktü. O an Sonya saklandığı ağacın arkasından çıkıp ağaca yaslandı

-merak etme sadece uyuyor.

Lovly kızarmış gözleri ile Sonyaya baktı

-Revirden geldim, senin yarı ejderhayken yaptığın sesten dolayı aynı zamanda biraz beyin sarsıntısı geçirmişiz. Daha ejderhalar hakkında pek bir şey bilmiyoruz ama aynı zamanda o ses bizde bazı başka şeylere de neden olmuş olabilirmiş. Yani o sese mahzur kalan biz üçümüz şu an biraz kendimizde olamayabilirmişiz... Ama Tsuna'nın dediklerine yalan demiyorum. Belki de içindeki biriktirdiği şeyin açığa çıkmasına neden oldu.

                Lovly kafasını Tsunaya yasladı, Sonya ise korku ile titreyen ellerine baktı.

                Bu yaşadığımız olay ile herkes normalde sakladıkları yüzünü böyle açığa çıkardı. Dünyalılar boşuna demiyor.

Bu dünya da hiç  bir şey sonsuza dek saklı kalmaz ...

                 Ki bunların her şeyin başlangıcının olduğunu düşündükçe iç çekmek dışında hiçbir şey yapamıyorum. Çünkü eğer şimdiden yıkılmaya başladıysak o zaman asıl zorluk geldiğinde hiç birimiz kazanamayacağız. İşte bunları bedenimdeki büyümün beni yavaşça öldürürken söylemiştim.











selaaaaaaam yeni bölüm geldi. Biliyorum bu ikinci kitapta herkes ağlayıp duruyor ve ne olacağı gerçekten belli değil. Ama size şunu söz verebilirim ki birinci kitabın düzenlenmesi bitince sıra ikincide olacak. Kitabı mutlu sonla bitireceğime söz vereceğim sandınız dimi haha. Merak etmeyin karakterlerimi ne kadar ağlatsam da onları rahatlığa kavuşturacağım. İyi okumalarrrrrr

ATEŞİN LANETİ 2 (düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin