ATEŞİN LANETİ 2 (düzenleniyor)

TSUNA XVIII

-...Anne?

         Lovly kızı kucağına alıp havaya kaldırarak sarıldı. Ben ise aklımda o çocuk hakkında bir sürü mantıklı olay kurmaya çalışıyordum. Zack yanıma gelerek:

-Lovly bir görevde buldu kızı. Kızın gücünü kullanan bazı kişilere karşı kız kendini öldürmeye kalkışırken buldular.

-Peki kızın gü-

      'YEMEKHANE YERİ DEĞİŞTİİİ'

Lovly kızı yere indirip elini tuttu

-Beraber kahvaltı yapmaya ne dersin Μέγεθος?

-e evett

          El ele tutuşarak giderlerken Lovly kafasını çevirip ağzını oynatarak bir kelime söyledi kim sesi duyulmasa da ne dediğini gayet iyi anlamıştım. Bende gülümsedim, Sonya direk ışınlanmasıyla Zack ile beraber omzumuza dokunarak yemekhanenin yeni yerine doğru yürüdük. 

-bir tek bana mı tuhaf geliyor yoksa şu an hiçbir şey olmamış gibi mi davranıyoruz? Lovly uyandı sonunda ama düzgün bir şekilde konuşmadık.

          Zack elini sırtıma koyarak

-bu tür şeyleri çok fazla düşünme. Kamp görevlileri olduğumuz için bazı şeyleri dışarıya yansıtmamalıyız. Elbette durumu açıklamamız gerekecek ama şimdi bundan önmeli sorunları var. O yüzden çok düşüğunmeğ

-n oluyor BE! 

           Benden uzun boyu yavaşça kısaldı ve göz hizama kadar indi.

-tamamen unuttum ah

            Sesi duyduğum sese göre daha cılızdı. Adeta önceki haline kıyasla cılız 14 yaşındaki bir küçük çocuk gibiydi

-kendine yaptığın büyü mü gitti yoksa az önce biri seni lanetledi mi!?

-s sen k ko konuş m ma 

-...

-b bakma ba ba na öyle s sende arada b böyle g ko gkonuşyo on.

             Utandığı yüzünün domatese dönmesinden anlaşılıyordu. Ağzından ettiği bir kaç küfür ile eli ile bir kaç hareket yapmasıyla pembe bir koyun çıktı ve Zack üstüne atlayarak koyunun açtığı portalın içine girip kayboldu. Bu tavrı ile gülmemek adeta işkence gibiydi. Gülerek yemekhaneye giderken Zackın dediği aklıma geldi. 'Ben sanırım artık o kadar kekele miyorum?' Ne zamandan beri acaba? Aklıma tekrar kızıl renginin gelmesiyle gülümsedim, ağzıma attığım mavi haptan sonra elimdeki ateşi yönlendirerek yemekhaneye doğru uçarken gülümseyerek:

-sanırım en sevdiğim renk kırmızı

               Yemekhanenin yeni yeri kampın kış mevsimini yaşayan bölümündeydi. Giriş kısmında verilen mont, bot ve ısı paketleri ile kış bölümüne girdim. Dizime kadar gelebilecek kardan dolayı herkesin kullandığı teleferiğe bindim. Teleferiğe oturmayı beklerken yanıma iki kişinin fırladığını gördüm. 

-Günaydın onuncuu

-Tsuna sensei haha

           Bu tuhaf merhabalara ile cevap verdim

-s sizede günaydın 

-sonunda söz verdiğin gün geldi ha 

 -ne

           Teleferiğe oturmamızla önümüze yataylamasına kemer gibi bir demir indi. İnmesiyle Bura demire oturup kaşını çatarak bana baktı