GÖNÜL DOKTORU

-İLK ADIM-

İlk grup dersimizin üzerinden bir hafta geçti. Bugün günlerden pazar ve bize bugün Tarık hoca ders verecek.

Dün derse biraz geç kaldığım için - ki kar yağmıştı - ve üzerinde yürüdüğümde çıkan ses ile biraz oyalanmış olabilirim. Bu sebeple bugün yarım saat erken gitmeye karar verdim. Tabii yerlerde halen karda var ve beni tekrar oyalamaya davet eder nitelikte.

Tam ofise yaklaşmıştım ki karşıdan gelen Harun'u gördüm. Ve diğerleri, başka yollardan. Birbirimize bakarken gülmeye başladık ve ne hikmetse hepimiz tam kapının önünde bir araya geldik.

Gülüşmeler arasında selam verdikten sonra neden erken geldiklerini merak ettim. Tabii sormayı da ihmal etmedim.

-"Beyler tamam ben dün geç kalıp "azar" yemiş olabilirim. Ve bu sebeple erkenden gelmiş olabilirim. Siz neden erken geldiniz?"

Harun :
-"Dün senin yediğin azara şahid olduğum için. Aynısını yemek istemem."

Azad :
-"Bende."

Özgür :
-"Vallahi bende."

Buğra :
-"Bende. Ve dünden ders çıkarıp erken geldik Özgür ile."

-"Vayy anasını. Demek benim yanmam size güzel ders olmuş. Ah ulan ah"

Özgür :
-"Acındırma kendini öyle. Te Allahım. Görende sanki ne kadar geç kaldın ve azar işittin zannedecek!"

-"Yav he he. Ondan yarım saat erken geldiniz."

Buğra :
-"Tamam beyler artık içeriye girelim kı...m döndü. Yoksa sizin bu muhabbetiniz bilmem ne kadar sürer."

Hepimiz birden gülmeye başladık. Ne alem bir çocuk bu.

Harun :
-"Aman sizin o değerli kı..za zarar gelmesin. Önden buyrunuz Buğra bey."

Ellerini de yol gösterir gibi uzattı Harun.

-" Teşekkür ederim karrrdeşim. " Dedi Buğra.

İçeri girdiğimizde bizi şaşırtan ise hiç beklemediğimiz kişiyi karşımızda görmemiz oldu.

Tarık hoca, masanın en uç tarafında kendi yerinde oturmuş bir elinde uzaktan ismini okuyabildiğim Kur'an Müslümanlığı kitabı, bir elinde çay vardı.

Selam vererek içeri girdiğimizde istifini bozmadan gözleri ile bakıp selamı aldı. Sonra aklına bir şey gelmiş gibi kitabı, masanın üzerine bırakıp, kendini dikleştirdi. Ciddi bir tavırla,

-"Hayrla geldiniz gençler."

Harun :
-"Hayr buluruz İnşâeAllah Teâlâ hocam."

-"Âmîn. Hayrdır erkencisiniz?"

-"Dün bir gecikme olduğu için, bugün tekrarını yaşamamak içindi."

-"Anladım." gülerek verdiği cevabın ardından bana baktı.

Buğra ismimi vermeden çoğul olarak konuştu ki - bu benim için çok anlamlı sağlam bir grup olduğumuzu kanıtlıyor.

Ayrıca Tarık hoca ise irdelemeyip anlamasına karşın üzerini kapattı. Tamam belki size küçük gelebilir, lakin grup olunca bu küçük şeyler çok değerli oluyor. Hatta eğer biz bu küçük şeylere dikkat etmezsek eğer, bu küçük şeyler zamanla birike birike büyürler.

-"Benimde nöbetim bitti. Kahvaltı yapıp direk buraya geldim. Vaktim boş geçmesini diye de kitap okuyayım dedim."

Özgür merakla araya girdi,

-"Hocam şimdi siz 24 saat uyumadınız ve biraz sonra ders başlayacak. Ama siz uyumak yerine, kitap okuyorsunuz. Pes doğrusu! Ben olsam galiba kahvaltı yapmadan uyurdum."