LKF - 16.bölüm

354 30 75
                                    

Selam kuzular! Nasılsınız? Ben mükemmelim siz de öylesinizdir inşallah. Biraz sohbet edelim mi?

Bazılarınız için kısa ama benim için upuzun sayılacak bir süre boyunca wattpad'e girmedim birsürü bildirim birikmiş 🤭 Bir kitap inceleyeceğimi söylemiştim size ama o kitaplar şimdi üçe çıktı ( laf aramızda kendim kaşındım biraz)
Bu yüzden işte o kitapları incelemem lazım teker teker, incelemelerim bittiği an yine sizlerle olacağımdan şüpheniz olmasın.

İyi okumalar 💕

16.bölüm - Çok üşüyorum

Bazı korkular unutulmaz aksine daha da çoğalırdı. Hani diyorlardı ya korkular üzerine gidildikçe yenilir. İşte hiç bir zaman öyle olmuyordu, olmayacaktı. Bazı korkularımız hiç ama hiç bitmeyecekti.

Tıpkı bir çaput gibi karlarla dolu olan buz gibi ormana atıldığım anları yarım yamalak hatırlıyorken şimdi uzun zamandır içinde olmaya hasret kaldığım bir sıcaklıkla sarmalanmıştım ve o iğrenç deponun aksine oldukça aydınlık bir yerdeydim.

Gözlerimi zar zor araladığımda bu sefer öncekinin aksine bir hastane odasında gözlerimi açtığımda bir kaç kez art arda öksürdüm.

" Şükürler olsun uyandın, şükürler olsun" diyen endişeli ses'e başımı çevirdiğimde Ege'yi görmem ile gözlerimin dolması bir oldu.

" Ege" diye mırıldandığımda elleri saçlarımda dolaştı.

" Geçti güzelim, geçti Nihal ben burdayım."

" Çok karanlıktı, çok korkutucuydu Ege çok üşüdüm"

" Üşümeyeceksin bir daha Nihal, sakin ol hadi geçti güvendesin"

" Ama ben çok üşüyorum" bakışları birkaç saniye kapıda kaldıktan sonra başını salladıktan sonra yanıma kıvrılıp saçlarımla oynamaya başladığında derince iç çekti.

" Çok korkuttun beni Nihal, canımdan can gitti be ufaklık"

" Ben Eda'nın yanına gitmiştim. Eve geliyordum ama -" aklıma gelen anlar ile titremeye başladığımda Ege yeniden saçlarımı okşadı.

" Anlatma güzelim biliyorum. Korkma, hepsine cezasını vereceğim Nihal. Gözünden düşen her damla yaşın hesabını verecekler. Ben hep yanındayım korkma güzelim, hadi uyu biraz "

" Uyumak istemiyorum"

" Nihal"

" Ege lütfen, hem gidelim burdan hastanede olmak istemiyorum ben"

" Sadece birkaç gün daha dayan olur mu? Söz veriyorum en kısa zamanda evimize götüreceğim seni" evimiz...

Başımı göğsüne yasladığımda kalp atışlarının beni yatıştırmasına izin verdim.

" Bana şarkı söyler misin?" diye mırıldandığımda yüzünü saçlarımın arasından ayırıp bakışlarını yüzüme yöneltti.

" Anlamadım?"

" Şarkı diyorum, lütfen"

" İşte o olmaz küçük hanım"

" Ama neden?" diye mırıldandığımda yüzünü yeniden saçlarıma gömdü.

Boğuk sesiyle " Çünkü beni tam 2 hafta kendine hasret bıraktın." dediğinde kaşlarım çatıldı.

"İki hafta mı?"

Limon Kokulu FrezyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin