𝐒𝐜𝐡𝐨𝐨𝐥 𝐄𝐱𝐜𝐡𝐚𝐧𝐠𝐞 § 𝐌𝐢𝐧𝐒𝐮𝐧𝐠 ✔︎

§Stay Away From Me

Minho'nun elleri minicik. Minho minicik. Bu kadar TŞK.

¶¶¶¶¶¶¶¶¶

Okul sessizdi, uçan kuşlar ve yoldan geçen arabalar. Sanki zaman durmuş gibiydi. Herkes beyaz çardağa bakıyordu. Kimisi şok, şaşkın bir şekilde kimisi ise 'Ne yaptığını sanıyor?' der gibi bakıyordu. Bunun sebebi ise okula girdiği anda Han Jisung'a yumruk atan Lee Know'du.

"Bırak beni!" Minho elini tutan bedene sinirli bakışlarını yollayarak elini zorla çekiştirdi. Bir kez daha vurmak istiyordu onun suratına. Gözlerini arkadaşından çekerek altındaki bedene baktı. Jisung, patlayan dudağının acısı ile kaşları çatık bir şekilde duruyordu.. Minho'nun kararmış gözleri onun gözlerinde bulunan pişmanlık ve üzüntüyü görmüyordu.

Bir daha çekiştirdi elini arkadaşının elinden kurtarmak için. Ama Yunho öyle bir güç uyguluyordu ki asla bileği kurtulmuyordu. "Kalk onun üzerinden. Ayrılın yeter bu kadar, rezillik!" Daha sonra onu ittiren mavi saçlı beden ile dengesini kaybetmiş üzerinde bulunduğu bedenin yanına düşmüştü. Onu ittiren kişi Kim HongJoong'du.

Jisung'u yerden kaldıran sarışın beden -ki bu kişi Hyunjin oluyordu- ile Minho saf nefret barındıran gözleriyle ona bakmaya devam etti. Gözlerinde cehennem ateşi gibi saf, çıtırdayan bir alev vardı. Resmen o kahverengilerin içinden bile gözüküyordu. "Bırak kolumu Yunho!"

Sinirle birkez daha çektiği zaman Yunho onu serbest bırakmıştı. Minho düştüğü yerden destek alarak doğruldu ve eli ile üzerini temizledi. "Bu nasıl bir tavır? Kendinize gelin okuldasınız ve siz geldiğiniz okuldan atılmak mı istiyorsunuz? Bizim kim olduğumuzu biliyor musunuz siz?"

Bu seferde uzun boylu, siyah saçlı beden onlara kaşlarını çatarak baktığı zaman Minho öne doğru bir adım attı. Yunho ise hızla arkadaşının omuzlarını tuttu. "Siz hepiniz parasına güvenen barbar ve egolu insanların tekisiniz!"

Onun sinirli yükselişi bulundukları çardaktan dışarıya kaçmış etrafta onlara bakan öğrencilerin dedikodu malzemesi listesine girmişti. 'Beş parasız, Yanmış sokak kenarı devlet okulundan gelen fakir bir öğrenci okulun Sahibinin çocuğuna ve 6 varise kafa tutuyor?' Ne güzel bir konu başlığıydı böyle değil mi?

"Terbiyesizleşme." Tekrar mavi saçlı öne çıktığı zaman Minho gülümsemiş ardından gülmeye başlamıştı. "Terbiyesiz benim öyle mi? Asıl sizsiniz. Hayır sensin." İşaret parmağını yere doğru bakan bedene çevirdi.

Ağzından iğrenircesine çıkan nefret dolu sözlerini söylemek için hazırdı işte. Acımayacaktı hiçbirisine. "Okula geldiğimizden beri burada paranız yüzünden ağızlardan inmiyorsunuz. Biriniz sinirlense o günümüz iğrenç geçiyor. Sürekli diken üzerinde oluyoruz. Okula geldik kaç ay oldu ama... JEONGİN SANA NE YAPTI!" son kelimelerinde sesini yükseltmekten geri kalmamıştı. Tekrar ona vurmak için öne atıldığı zaman bu sefer kimse geri durmadı.

Jisung'un arkadaşlarından biraz daha yapılı olan önüne geçerek sertçe Minho'yu itekleyince Jisung onu durdurmak için omzunu tuttu. "Bırak yapma, haklı."

"Haklıyım öyle mi? Haklıyım tabi! Bilmen ne güzel! Bir de kendini iyi göstermek için Jeongin'i hastaneye getiriyorsun sonra bizi bırakabileceğini söylüyorsun! Oyuncu olmalısın!!" Jisung şuan onun gözünde neredeydi bilmiyordu. Yerin dibi? Hayır belki de oraya bile çok fazlaydı. Minho onun oyun oynadığını düşünüyordu. Ama asla, o meleğin asla oyun oynamazdı.

"Know... Olay öyle değilmiş..." Yunho ona fısıldasa bile Minho geri adım atmaktan vazgeçmişti. "Aranızda iddiaya mı girdiniz yoksa? Sen sürekli bana yaklaşmaya çalıştın. Konuşmaya çalışıp yanıma oturdun sonra ise iyilik meleği taklidi yaparak önce dövdürüp sonra kardeşimi hastaneye götürdün öyle mi?!"